hesabın var mı? giriş yap

  • odamı yeşile boyamış.
    o damı yeşile boyamış.
    o, damı yeşile boyamış.
    o da mı yeşile boyamış?

    yukarıdaki 4 cümlenin anlamı da aynı diyorsanız benim daha söyleyecek bir şeyim yok. de/da, noktalama işaretleri, her ne geliyorsa aklınıza dilde olmasının bir nedeni var işte, niye kullanmamak için bahane üretiliyor anlamıyorum!

  • tören sırasında kızılderili bölgesinde bir kızılderili kayığı ve yerli arkadaşları ile balık tutuyor olması da başka bir şahane durumdur. yanisi bu dünyadan böyle taşşaklı adamlar geçti. bakmayın (bir kaçı hariç) soytarı dolu olmasına şimdilerde bu alemin.

  • motor nöron hastalığı olarak bilinir.
    als hastaları kırılgan, empatisi yüksek ve mesleki konularda obsesif kişilerdir. büyük bir çoğunluğu çalışma hayatlarını sürdüremez. % 60'ı evde solunum desteği alır. son 3 ayda % 10 kilo kaybı varsa devlet enteral beslenme belgesi çıkarır.
    % 57 çatal-bıçak kullanamıyor.
    % 60 ev işi yapamıyor.
    % 66 kişisel bakımlarını gerçekleştiremiyor.
    % 52 yatakta dönemiyor.

    sinir, öfke, umutsuzluk, değersizlik, gelecek kaygısı, sosyal çevrede yer alamama, duygusal destek beklentisi, idrara çıkma, dışkılama, konuşamama genel problemlerdir.
    hastalığın kesin tedavisine yönelik çalışmalar devam etmekle birlikte çok az sayıda insan kendini ifade edebilecek durumdadır. maddi imkanlar çerçevesinde çalışmalarını devam ettirenler, bundan çok daha önemlisi hayatını devam ettirenler vardır.

  • hiç tanımadığınız birinin 3 gün evinizde kalması ve bu durumdan ev arkadaşınızla rahatsız olup başka yerde kalmanız.

    bir gün eve geldik baktık bir kadın oturuyor evde. merhaba dedi merhaba dedik. sonra aynı apartmanda oturan başka bir arkadaş geldi işte bu da bişey söylediğim gibi (söylemedi) sizde kalacak,sorun olmaz herhalde (olurdu) bende kalamaz çünkü ailem geliyor (bize ne?) dedi. biz de ayıp olmasın diye o an tamam tabi dedik. e sonra da tamam demiş bulunduk ama bildiğin salonda oturan bir kadın. koltukta yaşıyor. çay demliyor. lan kadın çamaşır yıkadı kuruttu salonda. ilk gün karşı koltuğa oturduk biz de. demlediği çaydan içtik. sonra baktık kadın rahatsız oluyor yani tip tip bakmamızdan. gittik başka arkadaşta kaldık.

    hayır kadın bize nasıl girdi? girdi neden kaldı? kaldı hiç mi tırsmadı amk biz tırstık. sonra bizim arkadaş mal mı kızı bıraktı gitti? biz mal mıyız evimizi bıraktık gittik? bir öğrenci evinde hiç mi normal olay yaşanmaz? babamın böyle yapmayı öğrendiği pastaya sokayım.

  • başvurduğunuz departmana göre değişebilen etkidir. sekreterlik, pazarlama, insan kaynakları gibi birimlerde insanla muhattap olacağınızdan güzellik pozitif bir etki yaratabilir fakat, masa başında kod yazan bi mühendis için çok da tipe bakılmaz açıkçası.

  • bugünkü yazısında; "yaşadığım son bir ayı düşünüyorum; bana verilen armağanı..." demiş.
    acaba armağandan kastı ali taran mı? yoksa range rover mı?
    şahsen ben olsam range rover'ı düşünürdüm.

  • olm videonun başından sonuna kadar gözüm yere düşen telefondaydı.

    üstüne ha bastılar ha basacaklar diye gerildim lan amk yerinde.

    yeter artık teknoloji :(

  • -hata penceresini kapatalım lütfen
    -tamam
    - efendim su an ne var ekranınızda?
    -safranbolu
    -hmmm(wallpaper olsa gerek)

  • atamın sadece içimizdeki yobazlarla bölücüleri değil yunan faşistleri de hala inim inim inlettiğini gösteren haber

    bu yobazların “keşke yunan kazansaydı” cümlesinin neden söylediği şimdi daha iyi anlaşılıyor.