ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alişan ve eda erol'un ayrılması
-
bir roportajlarinda kadin andre rieu'yi cok sevdiginden bahsederken, alisan 'ririoui' diye dalga geciyordu. o kadin gec bile kaldi o barzoyu birakmak icin bence.
surda 9.40'tan sonra:
https://youtu.be/9gnwbrtikyi
yaran facebook durum güncellemeleri
-
allahtan her şey bombok gidiyor da 'şimdi bir şey yapıp her şeyi mahvederim' gibi bir derdim olmuyor. kafalar pırıl pırıl
plaza kaşarı
-
ilgili röportajı okuyunca, bana kendi işimi kurabileceğim veya devlette çok iyi yerlere atanabileceğim bir mesleğim olduğu için, "tam bir eşit ağırlıkçısın bla bla" diyen nice öğretmeni, teyzeyi halayı dinlemeyip (genel olarak işletme fakültesi gibi yerlerin insanlarını sevmediğimden dolayı) sayısal seçtiğim için, teknik üniversite'de yıllarca ebeminkini tersten görerek okuduğum için sevinç gözyaşları döktüren bir ablamız.
çok samimi söylüyorum, sıfır beden, at suratlı, fönlü saçlı, burnunun ucuna bok bulaşmış ifadeli, lütfederek doğurduğu veledi haftasonu kanyon'da gezdiren plaza hatunlarından tiksiniyorum, keza aynı tipin erkeklerinden de. içinde kendini kaybettiği yalakalık girdabından, her gün 15 cm topuk üzerinde duran ayaklarından bacaklarından, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar çalıştıktan sonra insanlığından, başta kendisi olmak üzere ailesine, çocuğuna, kocasına nasıl bir hayır gelebilir pahalı tatillerle lüks giyip lüks yemekten başka? insanlığı, kadınlığı, anneliği mi kalır o kişinin haftasonu da kendini göstermek için kıçını yırtarak gittiği boğaz kenarı brunchlarında?
şahsen 12.000 tl'yi 1 ayda kazanıp bu kadar kevaşe bu kadar leş ötesi bir ortamın kendini çok önemli zanneden ırgatlarından biri olacağıma, 3-4 ayda kazanır, boş vakitlerimde kışlık domates yapar kavanozlara koyarım, mac bebeköy'de değil sahilde spor yaparım, ayağımda çocuk sallar 2-3 tane büyütürüm, islim kebabıyla bulgur pilavı filan yapar pişmesini beklerken devrilip kitap okurum, etiket gibi koluma takacağım ve iş stresinden haydar dümenlik olacak bir plazberk ile değil rahat adamın tekiyle evlenirim.
yok 30 yaşında expat olacakmış da 33 yaşında çükübik, 35'inde fikibok olacakmış.. ahy içim sıkıldı, 12.000 teleymiş, vah ablam leşliğe bak.
edit: teknik üniversite sadece mühendislik eğitimi vermiyor, ayrıca laflar ablanın şahsına değil yanlış anlaşılmasın, "sevgili kaşar'lar, yarın kendi kendimize göndereceğimiz çiçeklerin organizasyonu yapıldı mı?" tweetine ise sesli güldüm.
izafiyet teorisi
-
hani bizim gibi salaklar da anlayabilsin diye bir açıklaması var, "elini fırına sok 1 saat gibi gelir, ama güzel bir kızlar 1 saat konuş 1 dakika gibi gelir" diye. yani diyor ki güzel şeyler çabuk geçer, kötü şeyler bir ömür sürer. peki bu durumda kişinin en güzel çağlarını yaşadığı gençliğin bir saniye, yaşlılığın ise bir ömür sürmesi gerekmiyor mu? niye gençler bir türlü büyüyemediklerinden, yaşlılar ise yılların su gibi aktığından şikayetçi? tersi olması gerekmiyor mu? güzel geçen gençlik yılları içinde olana neden bitmez tükenmez geliyor da yaşlılıkta günler 1 saatte bitiyor?
şu an izafiyet teorisinin açığını buldum resmen. einstein yaşasaydı, tebeşiri tahtaya fırlatır "kahretsin işte bunu ben de açıklayamıyorum" derdi. ama şimdi beni anlayacak kimse yok. zekamla başbaşa, hızlı geçen bir ömrü tüketiyorum anasını satayım.
34 ra 4651
-
savcı halı saha maçındaki öğretmenlerle ilgilenmekte olduğundan cezasız kalacak olaydır.
edit: (bkz: diyarbakır'da 14 öğretmenin gözaltına alınması)
uyarı için arkanabakmassankuserim ve lot'a teşekkürler.
burs mülakatı diyalogları
-
bursu kapabilmek için kişinin kendini hem acındırması hem de kendine hayran bırakması gereken diyaloglardır. şöyle ki;
- en son okuduğunuz kitap?
- sefiller...
- kim yazmış peki*?
- victor hugo yazmış biz oynuyoruz..
ttnet'e arıza kaydı bırakmak
-
şaman adetlerinden biridir. aileler çocuklarının kısmeti açılsın diye yaparlar. bir şey olacağından değil de batıl inanç işte napacaksın.
amerikan film klişeleri
-
daha önce bir bok yiyip polisle başını derde sokmuş adamımız polisle ilk karsılaşmasında gözgöze gelmemek için tripten tribe girer.buna rağmen polisimiz kalabalıgın içinde adamımızı farkedip yanına yaklaşır;
-hey sen
+ee buyrun memur bey*
-ayakkabının bağı çözülmüş*
+eehihi saolun memur bey*
veya;
-seni bir yerden tanıyormuyum
+sanmıyorum memurbey*
-bence tanıyorum
+...*
-hey sen patricia teyzenin oğlu jack değilmisin?
+ehehe hay allah
atatürksüz anayasa istiyorum
-
ben de ezansız bir ülkede yaşamak istiyorum. her istediğimiz gerçekleşmiyor ama.
tanım: çöl bedevilerinin taleplerinden birisi. yallah arabistan'a. burası türk yurdu, arap çölü değil.
adım adım sosyal patlamaya doğru giden ülke
-
o yıllarda öyleymiş yani evet. artık çok şey değişti. son zamanlarda bir hafifleme geldi. artık her şey daha güzel. herkes ülkenin kıymetini bilsin.
kemal kılıçdaroğlu'nun şehit evinde tepki görmesi
-
allah her iktidara böyle halk nasip etsin. ne güzel lan ne terörden sorumlusun,ne ekonomik krizden. şehit geldi mi cehape de, dolar uçunca dış güçler de ama ne dersen de halk sana oy versin. yemin ederim adamlar bu halk sayesinde dünyada cenneti yaşıyor.
tanım: yanlış bir hareket.
edit: imla
büdüt: “yüzünden” kelimesi,”sayesinde” ile değiştirildi. uyaran arkadaşlara teşekkürler.
mado'nun tesettürlü çalışan almama rezaleti
-
aynı işyeri şortlu personelde çalıştırmıyor. cimer ilgilenir mi acaba?
işletmenin tercihidir devlet karışamaz bu kadar basit. bunda mağduru oynayacak garip bir durumda yoktur.
@sadecevatansever’in mesajı üzerine edit:
mado’nun cevabı
türbanlı bacılarım yine mi mağdur değil be ? :)