ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alex de souza
-
kendisinin kel kafasını öptüğümü söylemiş miydim?
fenerbahçe'den kovulduktan sonra, türkiye'den ayrılmadan 2 gün önce acarkent'te yer alan evine gittim. zar zor ulaşabildiğim aslanlı ev tariflerinden yola çıkarak evini buldum. kapıda nakliye için bir kamyon, 3-4 tane taraftar, bedri baykam ve asistanı vardı. benim boynumda boyunluk, 10 gün önce talihsiz bir kaza ile boynumu kırmıştım. sağa sola robocop gibi bakınıyorum. sonra kamyona eşya taşıyan alex de souza geldi kapıya, ayağında terliklerle.
tanıştım. alex de souza ile tanıştım. ben adımı söyledim. merhaba ben alex dedi. mütevazı kelimesinin içini dolduran bir adam. kendisine dert yandım, başkan aziz yıldırım ve aykut kocaman hakkında serzenişte bulundum. problem yok dedi. sanki kovulan benmişim gibi, o kadar sakin ve vefalıydı. o kadar fenerbahçeliydi. ve bir o kadar mutsuz ve üzgündü.
ben aslında ingilizce konuşuruz diye düşünüyordum ama başından itibaren bütün sohbet türkçe gelişti. çocukları, eşini falan sordum. alex de souza'ya bildiğin halini, hatırını sordum yani. kendisi için hazırladığım ufak bir hediye verdim. sonunda nasıl oldu bilmiyorum, bir anda eğil kafandan öpücem dedim. güldü ve kafasını eğdi. ben alex'in kafasından öperken, bedri baykam'ın asistanı fotoğrafımızı çekiyordu. sanki iki eski arkadaşmış gibi tokalaştık, beraber atkı açtık, sarıldık ve vedalaştık.
o anlar hayatımın unutulmaz anları arasında yerini aldı. gecenin bir vakti fitbol dergi'de samet güzel'in yazısını okurken geldi aklıma ve yazmak istedim. bu adam kesinlikle bir futbolcudan fazlası. ciddi anlamda duygusal ve iyi bir insan. saha içi ve saha dışında kesinlikle aynı yapıda olan, hayatımda arkadaşım olarak temasta kalmasını isteyebileceğim bir insan. yolu hep açık olsun.
öpüşmek için sıraya giren gençler
-
- neden böyle bir şey yapma ihtiyacı duyuyorsun
+ hoşuma gidiyor
- tamam
sonra da kızı öpüyor agsgafags bu ne saçma bir diyalog ne saçma bir ortam ne saçma sapan bir nesil aw
mustafa pektemek
-
(bkz: yine mr'a soktun kardeş)
la isla minima
-
çok güzel çekilmiş bir film. madrid'in köyünde evden kaçan iki kızın takibi ile başlayan ve sonra seri cinayete dönüşen bir öykü. iki dedektifin hikayesi de paralel işleniyor zira dedektifler de sürgün edilmişler aslında. fakirlik, yeni hayat umudu, franco dönemi. her şeyi açık anlatmıyor ispanya tarihi bilseydim belki daha çok keyif alırdım. çekimler çok güzel özellikle kuşbakışı çekimler. kayda değer filmlerde rol almış olmasa da bu filmde çok başarılı olan javier gutierrez'in film boyunca gözleri seyrettim, adam bütün film boyunca gözleri ile konuştu.
koltuğunu hiç yatırmayan yolcu tipi
-
benim bu. ama yolculuk bitince gelip "beyefendi, teşekkür ederim. koltuğunuzu hiç yatırmadınız. sayenizde enfes bir yolculuk geçirdim. örnek bir yolcusunuz" diyen çıkmadı hiç.
manchester united
-
6 milyar pound’a koca manchester united’ı tak diye satın alabiliyorsun.
128 milyar dolar hakikaten ne paraymış. böyle kıyaslarda çok daha iyi anlıyor insan.
işten çıkarılan ibb çalışanlarının eylem yapması
-
hadi abi hadi.. kapatmayın dükkanın önünü.
tanım: bankamatikçilerin zırıldamasıdır.
rte'nin verdiği resepsiyonda şarap ikram etmesi
-
adam "70 milyonun cumhurbaşkanı olacağım" dediğinde "yaw he he" tepkisi verip şarap ikram edince de "aa gördün mü nasıl tutarsız" diye eleştirmekte de bir gariplik var. ne istiyorsun karar ver. sen de halk olarak pek tutarlı sayılmazsın açıkçası.
cem yılmaz'ın hakan hepcan'a verdiği tarihi ayar
-
su iki grup istatistik arasındaki ilişkiyi yorumlayınız:
1) twitter takipçi sayıları:
leonard nimoy (live long and prosper kardeşim) = 1.2 milyon
hakan hepcan denen ne idüğü belirsiz = 750 bin (michio kakunun iki katı)
cem yılmaz = 8.7 milyon (neil degrasse tysonın 2.5 katı)
2) global endüstri harcamaları
film: 100 milyar dolar civarı
tüm "eğlence" endüstrisi: 2 trilyon dolar ( film, kitap, gazete, dergi, müzik, internet reklamcılığı, radyo, bilgisayar oyunları)
nasa bütçesi: 18 milyar dolar.
dunyanin en buyuk biyomedikal arastirma kurulusu nih butcesi: 30 milyar dolar.
oecd ulkeleri icinde gmsh'sina oranla en buyuk sivil ar-ge payina sahip israilin yatirimi: 40 milyar dolar.
***
insanoglunun eline daha fazla zaman ve kaynak verince, bunları harcadıgı seyler belli. hükümet zoru olmasa, daha da kötü olacak.
o yüzden "sensin salak ashadhasdh" atışmalarını izleyen, izlemekle kalmayıp taraf tutan, "ayar" oldugunda takımı gol atmışcasına sevinen, çizgiyi gecmeyen topları "tarihi ayar" diye bloglara yazan dijital yerlilerin, michio kaku gibilerini taş plaktan dahi dinleyecek dijital göçmenlerden katbekat fazla olmasına şasıramıyorum.
çare skynet!
***
edit: burdaki isimler ve twitter örneği birer sembol tabii, mesela bu entryi yazdiktan sonra terry pratchettin (kesssssin okumanız lazım) öldüğünü öğrendim, onu da yazabilirdim, illa ilim bilim olmasına gerek yok.
milletler ve endüstriler ölçeğinde de, bireyler ölçeğinde de esktra kaynakların çoğunu boş işlere harcıyoruz, ben de dahil. spock gibi düşünmek veya mütemadiyen verimli olmak derdinde değilim, ama zeki bir canlı türünün ar-ge harcama oranı %2-3 ise, onun da yarısı birbirini daha çabuk öldürebilmenin yollarını bulmaya gidiyorsa, ona hala zeki bir tür demek mümkün değil. tatava yapmadan bir an önce skynet'i bitirelim, o da bizi bitirsin.
said nursi
-
said nursinin kor atlari iyilestirdigi, kisir kadinlari iyi ettigi vesaire pehlivan tefrikalarina benzeyen hikayeleri vardir.
en meshuru da cumhuriyetin kurulus yillarinda ataturk un karsisina gecip, ayar vermesi, ukteden ukteye kosturma hikayeleridir.bu hikayeleri yazan tarihci artik nasil bir gozlem firsati bulduysa hadiseleri su sekilde nakleder.
"...pasa'nin alninda nohut nohut terler belirmisti, said nursi beiuzaaman radiyallahu anh hazretlerinin karsisinda hazan yapragi gibi titriyordu.cogu zaman emir erlerine ismet pasalara hakaret ve emirler yagdirdigi makaminda kuculup kalmis, ayaginin altindaki halinin puskulunu ecnepi potinlerinin kenariyla kah o yana kah bu yana salliyordu.
radiyallahu anh ve la illa abidune kadesallahu siirahul aziz hasmetli hazretleri said i nursi (topragi bol, duacisi cok olsun) delici bakislariyla pasanin icinden gecenleri okuyordu.
pasanin tuzagina dusmemis onu kundye getirmisti.
- efendi diyecegin bir sey yoksa izninle ben selametle gidiyorum dedi.
pasaya bogmaca salgini olmuscasina bir ates kapladi bogazi sisti, garip sesler cikararak vesaire vesaire biy biy biy..."
"ilimli"(kulahima anlat sen onu) said nursinin "ilimli" tebasindan birisi hadiseyi boyle nakletmeyi uygun bulmus.
bulmus da sormazlar mi, neye dayanarak ayaginda potinle hali puskulu deprestiren ataturk imaji naklediyorsun?
radiyalluhu anh seviyesinde bir bediuzzaman atanin odasindan cikip cami de abdest alirken kankalarina
"ya bi gorseniz nasi maymun ettim herifi, boyle bogmaca oldu sanki girk mirk sesler cikariyodu ekikiki" diye anlatmis olabilir mi?
ataturk hadiseyi sagda solda verdi ayari verdi ayari giydim ukteyi ddiyerek baloda, mitingde anlatmis olabilir mi?
bu hikayeyi gotunden sallamis ilimli tarikat mensubu garfield gibi makamin camina yapisip olayi gozlemlemis olabilir mi?
bu ne ya?
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
şehirlerarası yola çıkmadan önce yolda okumak/sıkılmamak için dergi, gazete almak. ve fakat bu yolculuk arabayla yapılıyorsa ve şoför de sizseniz pek faydası olmuyor bu alışverişin.
kewell'ın bordeaux'ya attığı gol
-
o değilde gene çıtayı çok yükselttik bu gol sayesinde, hiç bi boku beğenemiycem ben bundan sonra.
- aşkım önemli değil her erkeğin başına gelir arada bu...
- adriana allahın adını verdim sus!...