hesabın var mı? giriş yap

  • ne güzel lan .ben almanyada burs almadan butun parayi kendim karsilamak icin 3 4 gün (gece vardiyasi)calisiyorum ki dönemimi uzatabileyim diye .kursum aksiyor, verimli ders calisamiyorum millet para dileniyor resmen. ben yapamam böyle bir sey utanirim, yediremem kendime.ne güzel 2 günde 50.000 dolar bagis almis ,ben de burda saatligine 10 euroya calisiyorum.bir salak biziz herhalde amk.

  • salem - massachusetts* merkezli satanist tapınağı. rasyonel satanizm* savunucusu olan oluşum 2012 yılında malcolm jarry ve lucien greaves tarafından kurulmuştur. amacı yardımseverliğin ve empatinin insanlığa yayılmasını cesaretlendirmektir. 7 ilkesi vardır.* *

    kendisi de ateistik satanizm savuncusu olan laveyci satanizm** ile 2 temel konuda ayrılırlar. bunlardan ilki tst'nin doğaüstünü tamamen reddetmesidir. anton szandor lavey'in bazı yazıları, her ne kadar kendisi ateist olsa da, şeytanın gerçekten var olmuş olabileceği şeklinde yorumlanabilmektedir. oysa tst'ye göre şeytan ve tanrı asla var olmamıştır; tst'nin kullandığı şeytan imgesi, gerçek dünyada var olan organize dinlere karşı ateistlerin duruşunu ve savaşını simgeleyen bir metafordur.** bundan dolayı tst'de ritüeller ve benzeri eylemler yer almaz.

    ikinci farklılık ise politik duruş kısımında görülür: laveyci satanizm sosyal darwinizm ve nietzschecilik* savunucusudur ve sağ eğilimlidir. tst ise akılcılık ve bilimsellik savunucusu olduğundan dolayı sosyal darwinist görüşleri reddeder ve kendini politik sola* konumlandırır. örneğin lucien greaves kendini "sol eğilimleri olan liberteryen" olarak tanımlar.

    resmi sitesi:
    https://thesatanictemple.com/

    not: the satanic temple türkçe karşılığının church of satan ile karışmaması için satanizm tapınağı, satanist tapınağı ve ya satanist tapınak olarak kullanılması daha uygun olacaktır.

    ave satana!

  • tam boykot edeyim diyecekken zaten hiçbir şarkısını dinlemediğimi, hiçbir filmini izlemediğimi farkettiğim sanatçı. kimdi lan bu?

  • ay'ın yörüngesi eliptik bir şekilde olduğu için dünya'ya olan mesafesi sürekli olarak değişiyor. tabii ki bu değişim sırasında ay, bazen yaklaşıyor bazen de uzaklaşıyor. ay'ın dünyaya yaklaşabildiği en yakın mesafe 355 bin kilometre. en fazla uzaklaşabildiği mesafe ise 405 bin kilometre.

    ay'ın dünya'ya en yakın olduğu mesafeden görünüşüne süper ay deniyor. süper ay, hemen her yıl olan bir mevzu fakat bu seneyi diğer birçok seneden ayıran önemli bir faktör var. nasa'nın açıklamasına göre süper ay en son 26 ocak 1948 yılında bu denli büyük görüldü ve ay, kasım 2034'e kadar bize bu kadar çok yaklaşamayacak. anlayacağınız bu gece bilim dünyası ve gözlerimiz için epey bir önem taşıyor.

    peki izleyebilecek miyiz? ne zaman olacak? zeki müren de bizi görecek mi?

    nasa, nerelerden görüleceğine dair net bir açıklama yapmadı fakat geçen seneden örnek verecek olursak türkiye'den de izlenebilecektir diye düşünüyorum. tabii bulutlar vs. izin verirse. ancak bir kötü haberim var; süper ay'ın saati biraz geç. nba maçına alarm kurar gibi alarm kurmak gerekiyor.

    14 kasım gecesi saat 2:30'da ay, dünya'ya en yakın noktaya geliyor. 4:30'da ise güneş ve ay tam hizalı oluyor. anlayacağınız vakit geç ve kısıtlı. ama 2034 yılını beklemek istemiyorsanız şansınızı deneyin derim.

  • boyle yazinca cok uydurma durdu da, hakkaten var boyle bir sey. izafiyet teorisinin garipliklerinden biri. barn and pole paradox diye geciyor ingilizcede.

    olay su: ahmet'in elinde 20 metrelik bir cubuk var, onunde de 10 metre uzunlugunda bir ahir var. ahirin iki ucunda acik birer kapi bulunuyor. ahmet cubugu yere paralel bir sekilde tutuyor, ahirin icinden kosarak gececek. ama isik hizinin yuzde doksani gibi bir hizla kosacak. faruk ahirin tepesinde oturuyor ve ahmet'i izliyor. simdi, izafiyet teorisine gore, ahmet (ve cubuk) isik hizinin yuzde doksani hizda ilerledigi icin, faruk cubugun uzunlugunu 20 metre degil, yaklasik 9 metre olarak goruyor (bkz: lorentz donusumleri). ahir da 10 metre uzunlukta olduguna gore, faruk'un bakis acisindan oyle bir an gelecek ki cubuk tamamen ahirin icine sigmis olacak. faruk isterse tam o anda ahirin iki kapisini birden kapatip cubugu icerde hapsedebilir.

    oysa ahmet'in bakis acisindan durum farkli. ahmet'e gore cubugun hizi sifir (cunku ahmet'le beraber hareket ediyor) ve uzunlugu 20 metre, ahir ise isik hizina yakin bir hizla kendisine yaklasiyor, ve uzunlugu 4,5 metre (lorentz donusumuyle kisalmis). yani cubugun herhangi bir anda ahira tamamen sigmasi mumkun degil.

    kim hakli? cubuk herhangi bir anda ahira sigdi mi sigmadi mi?

    problemi daha da belirgin kilmak icin sunu hayal edelim: faruk, cubugun tamamen ahirin icine girdigini gordugu anda iki kapiyi da bir anligina kapayip cubugu iceride hapsediyor, sonra kapilari hemen aciyor ki ahmet arka kapidan cikabilsin. yani faruk'a gore cubuk bir anligina ahirin icinde hapsoldu. ahmet'in acisindan olayin boyle gorunmesine imkan yok, cunku cubuk 20 metre, ahir ise 4,5 metre.

    problemin cozumu es zamanlilik denen mefhumda yatiyor. faruk, kendi bakis acisindan kapilari ayni anda kapatip cubugu bir anligina hapsetti, oysa ahmet'in bakis acisindan kapilar ayni anda kapanmiyor! cubuk daha arka kapiya varmadan arka kapi kapaniyor ve aciliyor, sonra cubugun onu o kapidan cikiyor, sonra cubugun arkasi (hala acik olan) on kapidan geciyor, ondan sonra on kapi kapaniyor ve aciliyor. boylece cubuk ahirin icinden problemsiz geciyor, ve hicbir anda ahirin icine tam olarak sigmiyor.

    demek ki faruk'un referans cercevesinde es zamanli olarak gerceklesen iki olay (on ve arka kapilarin kapanmasi), ahmet'in referans cercevesinde farkli zamanlarda gerceklesiyor. buna da es zamanliligin izafiyeti (relativity of simultaneity) deniyor.

    sorumuza geri donersek, kim hakli? cubuk ahira sigdi mi sigmadi mi? cevap: ikisi de hakli. faruk'a gore sigdi, ahmet'e gore sigmadi. "mutlak anlamda" cubugun ahira sigip sigmadigini sormak anlamsiz. gozlemcilerden bagimsiz evrensel bir koordinat sistemi yok cunku, her gozlemcinin kendi koordinat sistemi var.

    boyleyken boyle dostlar. daha fazlasi icin: http://en.wikipedia.org/wiki/barn-pole_paradox

    edit: bilim ve teknik dergisinden konuyla ilgili bir yazi: http://evrenbilimi.blogcu.com/…ma-paradoksu/3287625

    edit: faruk kapilari kapattiktan sonra hic acmasa ne olur sorusu pek cok kisinin aklina gelmis. ilgili wikipedia maddesinde ve yukaridaki bilim ve teknik yazisinda anlatilmis, kisaca ozet geceyim: faruk'un referans cercevesinde, 9 metrelik cubuk 10 metrelik ahirin icine tamamen girer, faruk ahirin iki kapisini ayni anda kapatir, cubuk arka kapiya carpar ve durur. carpmadan sonra cubuk yeterince elastik bir malzemeden yapildiysa carpismanin gucunu absorbe edip duragan uzunlugu olan 20 metreye donmeye calisir, ahirin giris kapisina iceriden dayanir ve iki kapi arasinda sikisip kalir. ahmet'in referans cercevesinde, 20 metrelik cubuk 4,5 metrelik ahirin on kapisindan gecer, sonra arka kapi kapanir, sonra cubugun onu arka kapiya carpar ve durur, carpmanin etkisi cubugun arkasina yayilincaya kadar (maksimum isik hiziyla yayilabilir) cubugun arkasi hicbir sey olmamis gibi yoluna devam eder, cubuk buzuldukce buzulur ve arkasi (hala acik olan) on kapidan iceri girer, sonra on kapi kapanir. cubuk yeterince elastik ise carpismanin gucunu absorbe edip 20 metrelik duragan uzunluguna donmeye calisir, on kapiya iceriden dayanir ve iki kapi arasinda sikisip kalir. carpisma bittikten sonra hem faruk hem ahmet ayni seyi gorur: 10 metreye buzulmus ve iki kapi arasinda sikisip kalmis bir cubuk. tabii pratikte boyle bir carpismanin gucunu ne ahir kapisi ne de cubuk absorbe edebilir, muhtemelen ikisi de bin parcaya ayrilip tuz buz olur.

  • domino's pizza'dan 2 tane classic pizza(sadece mozerella peynirli) söylenir ve sipariş notu kısmına "abi hayrına bir kaç parça sucuk da koyar mısınız, öğrenciyiz, saolun:) " yazılır.. ve sonuç 2 tane sucuklu-peynirli pizza.

  • ben yapıyorum bunu mütemadiyen. ta sefil bir öğrenciyken başladım buna. önüme çıkan ilk kediyi aldım eve, ne yiyorsam ona da verirdim, makarna, patates kızartması, sütlü ekmek. öğrenim kredim yatınca da kendime döner ona da bir kutu whiskas alırdım.
    sonraları çalışmaya başladım, hep kedim köpeğim oldu, hep ben ne yediysem onlara da bölüp verdim. kedi ya da köpek beslemek, çok masraflı birşey değildir. bir restorana gidip artıklarını isteyerek bile doyurabilirsin. dünyada bu kadar aç insan var diyerek kedi köpek, çatıdaki güvercinler, muhabbet kuşları, balıklar da aç dursun di mi? bişeyin ucundan tutmuyorsak toptan bişeye ellemeyelim, komple geberip gitsin her canlı?