hesabın var mı? giriş yap

  • facebook'da, foursquare'de* yapılan süper bir olay.
    altında da şu tarz yorumlar görülür genelde:
    -ayy noldu hayırdır inş? geçmiş olsun..
    -sağol cnm ya önemli bir şey değil, anlatırım sonra..

  • ben bu adamın iyi biri olduğunu muslera ile olan ilişkisinden ötürü zaten düşünüyordum ama fenerbahçeli olduğu için içimde kendisine karşı bir mesafe vardı. muslera'nın arasının bozuk olduğu biri mi var sanki diyerek bu adamın muslera'ya karşı olan tavrını normalleştirmeye çalışıyordum ama deprem günü yaptığı yayını görünce iyi kalpli biri olduğunu anladım.

    bundan daha önemlisi de belki de binlerce hayatı dolaylı yoldan kurtarmış oldu çünkü yaptığı yayını görene kadar depremin büyüklüğünü kimse doğru düzgün anlamamıştır. bu kadar ünlü birinin, böyle bir video yayınlaması insanlarda "ne oluyor lan" etkisi yarattığına eminim.

    aynı zamanda kendisi gs tv'nin yardım yayını teklifini de kabul etmiştir. ilk galatasaray iç saha maçında da kendisine tezahürat yapılması gerektiğini düşünüyorum. kisaca iyi kalpli biridir bundan sonra ne olursa olsun kimse hakkında kötü konuşmaz, kötü konuşanın kendisi kötüdür.

  • yaşım 40'a dayandı benim. hayatımda izlediğim en sansasyonel derbi galibiyetlerinden birini izledim az önce. haksız yere penaltı gölü ye, aleyhine ikinci penaltı çalınsın ve kırmızı kart gör. sonra git deplasmanda fenere 4 gol at. nerden baksan tebrik edilesi. beşiktaş gövde üstünde baş, baş üstünde akıl bırakmadı, esti geçti. tebrik ederim.

    not: gs.

  • - oğlum bi kapat onu teyzenleri arıycam.
    - mp3 indiriyorum, 4 hafta 3 gün 19 saat sonra arasan olmaz mı anne?

  • doktor ile hasta arasında geçen diyalog..

    - sırtınız cılk yara olmuş.
    + bu mu senin bilimsel açıklaman.
    - cılk, yani chronic indepence local klorant.
    + ooo pardon.
    - yaaa, löpçük gibi kaldın mı?
    + löpçük?
    - lineer öbileyşın pört...
    + hassireleee..

  • ah ahhh, kafa basmıyor işte. basmıyor, hakaret için söylemiyorum vallahi basmıyor.

    bak şimdi güzel kardeşim, sen kalktın 3 kıtanın arasına böyle bir merkez inşaa ettin ve cazibe merkezi haline getirdin. çin'de üretilen mal buraya geldi ve dağıtılmaya başladı. çin'deki üretici buranın faydasını ve karına olumlu etkisini gördü. sence bir sonraki hamlesi ne olur? karını arttırabilmek için montaj ya da üretimini de buraya yakın bir coğrafyaya kaydırmak. peki sonraki ne olur dersin? yine karını arttırmak için bu tesislerdeki üretimi arttırmak için arge çalışmaları yapmak ve hatta arge tesisleri kurmak yine bu coğrafya ya da yakınlarında.

    bu böyle gider, eğitim ve öğretim tesisleri kurarak kalifiye işgücü elde etme vs. şeklinde.

    vizyon diyoruz ya, işte vizyon böyle bir şey. sen mevcut coğrafyanı cazibe merkezi haline getir, gerisi gelir zaten. bak hong kong'a, bak dubai'ye, gelişimleri hep benzer şekildedir...

    ekleme: başka bir arkadaş singapur örneğini vermiş, o da çok doğru bir örnektir, buraya da eklemeden geçmeyeyim dedim.

    debedit:

    (bkz: oy ve ötesi)

    çok uzun zaman sonra gelen edit: başlık başa kalmış...

  • çocuk varsa en hızlı ve sakin şekilde boşanın. ama boşandığınız insana çirkinlik yapmayın, saygılı olun. çocuğunuzun ebeveynine saygı gösterin ve onu çocuğunuzun hayatındaki tüm önemli günlerde göreceğinizi unutmayın. bunu aklı başında insanlara söylüyorum. tabii ki boşanıp çocuğunu bir daha görmeyen veya karşı tarafı boğup bunaltıp çocuktan uzaklaşmak zorunda bırakan tipler çok bu ülkede. allah ıslah etsin.

    boşanmış aile çocukları sorunlu oluyor diyorlar. benim aile nispeten iyi boşandı, sonrasında bana hiç bir aşamada sorun çıkarmadılar, sorunsuz evlendim, allah razı olsun. ben de konuştuğu kişiye huzur veren dünya sakini bir insanım. sorunlarım var mı var, merhamet yorgunluğu, sosyalfobi vs ama beni de çevremi de öldüren şeyler değil. eşimin ailesi de boşanık, o da şeker gibi bir insan. evladım da sakin huzurlu bir evde büyüyor şükür.

    problemli olanlar ailesi insan gibi boşanmamış, bir sürü ailevi kriz yaşamış ve muhtemelen halen yaşamaya devam eden insanlar.

    çocuklar duymasın dizisi gibi mutfakta kavga ediyoruz, saf yavrularımız hiç farketmiyor lay lay diye bir şey yok. o çocuğun tüm dünyası sizsiniz, kaşınızın açısı değişince ruh halinizi anlıyorlar. birbirinden nefret eden, sürekli kavga eden iki ebeveyn ile yaşayacak ve sadece bir arada oldukları için mutlu olacak, öyle mi? çocuğunuzun ne kadar gerizekalı olduğunu sanıyorsunuz, sorması ayıp? benimkiler boşanma işini 10 sene geciktirdi kardeşim küçük diye. 10 sene kardeşim de ben de delirecektik, boşandıklarında bayram yaptık. hala derim hayatımda başıma gelen en iyi şeydi o boşanma.

    bu arada eşinizi sevmiyorsanız çocuğunuza eziyet etmeyin, insan olun insan. gerizekalı sen yaptın o çocuğu, sen. yanlış insanla yaptı isen o da senin aptallığın, çocuğun seçme şansı var mıydı? ona eziyet etmeden önce dön aynaya "sen eşini düzgün seçemeden çocuk yapan bir gerizekalısın" de, hafiflersin. ağır mı oldu? bu tiplere az bile. tabii ki herkes hata yapabilir ama o hatanın sonucunda çocuk olmuşsa paşa paşa hatanı kabullenip çocuğu rahat bırakacaksın. yaşanan hiçbir şey onun suçu değil. günahsız evlada anne veya babasının günahlarını yüklemeyin, akıllı olun.

    sonuç olarak, çocuk varsa boşanın ama edeple boşanın. evladınızın anne - babasına kötü söz etmeyin, kötülemeyin. hata gözüyle bakmayın, evlat olmuş yahu. birinin tüm varlığına hata demek ne ayıp. benim annem babamdan ne dayaklar yedi, ne eziyet çekti. "hiçbir şeyden pişman değilim çünkü siz oldunuz" der. babam için tek acı söz etmez. babam öyle değildi, o anneme demediğini bırakmadı, şimdi durdu ama başta beni çok doldurmuştu, anneme saygısızlık etmeme sebep olmuştu. bilin bakalım şimdi hangisi ile daha çok görüşüyorum? aralarında ne geçtiği beni ilgilendirmiyor. belki babam kızmakta haklıdır ama ben evladım, eşler arasında geçenler beni ilgilendirmiyor. kızmış, gereğini yapıp boşanmışsın zaten, onunla ilişkin bitmiş. bu kadın benim %50 genetiğimin geldiği insan, bana can veren insan. bana sevgin saygın varsa anneme saygısızlık etmezsin.

    edit : çok yazdım ama doluyum. ben bu milletin ergen kafasından, olaylı ilişki ve olaylı boşanmalarından tiksiniyorum. belki sözlük okuyan üç beş kişiyi birazcık eğitmek konusunda katkım olursa, çok büyük kazanç. size evladın hissettiği çaresizliği göstermeye çalışıyorum. kendi suçu günahı olmayan konularda suçlanmanın nasıl bir şey olduğunu. siz bir yanlış yaptınız, o ise bu yanlışın içine doğmuş. hayal edebiliyor musunuz bir yanlışın içine doğmak nasıl bir şey? o evde doğmak onun seçtiği bir şey değil, gidecek hiçbir yeri de yok. olsa keşke ama yok. akşam okuldan gelirken, eve döndüğü için mutlu olsun evladınız, huzurlu bir yuvası olsun, varsın ebeveynin teki orada olmasın.