ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
laptop kamerasını bantlayan insan
-
meltem bankodur.
edit: bugün arkadaşımda gördüm kırmızı bir bant vardı kamerasının önünde.
tanım: ille de meltem banko olmayandır.
çakmak hattı
-
bu savunma hattı üzerindeki korugan ve mevzilerin bazıları ray döşeli yeraltı tünelleriyle birbirine bağlanmış.. tünellerdeki dahili demiryolu bağlantısı vasıtasıyla cephane ve asker sevkiyatının yeraltından yapılması öngörülmüş ama proje tamamlanamadan atıl duruma düştüğü için bu tünellerin de yarım kaldığını düşünüyorum..
internette bulunması mümkün olmayan bu metruk ve sahipsiz yapıları bir arada gösteren plan ve haritaları, artık askerî bir kıymeti kalmadığı için (aslında bu statik savunma yapılarının alman panzerleri karşısında o yıllarda da bir kıymeti olduğunu düşünmüyorum) genelkurmay arşivlerinden çıkartılabiliyor olmalı..
o zor yıllarda büyük fedakarlıklarla inşa edildikten hemen sonra kaderine terkedilmiş olan bu büyük savunma hattı, bugün bilinen ve blinmeyen tünel bağlantılarıyla mevzilerinin tamamı ortaya çıkarılarak turizm başta olmak üzere pek çok sivil amaçla kullanılabilir..
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
-
(bkz: balkon)
arkadaş sen nasıl rahat düşkünü,açık hava sevdalısı bir adamdın ki balkonu buldun? hiç mi korkmadın bunun altına da destek falan koymadık ama yıkılır mı acaba diye? pencere neyine yetmedi aq?
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
kamu ekonomisi adli bir dersin vizesinde,hoca 5 adet soru ve bunlarin her birinin altinda "a, b, c, d, e" siklari bulunan, yaklasik 25 soruya tekabul eden kol gibi bir klasik sinav yapmistir.(sinav ingilizcedir.) sorularin coklugundan ziyade muhteviyati daha da elem vericidir. fakat sinavin asagi yukari 15. dakikasinda siniftan gule oynaya cikan bir ogrenci, yaptigi beyanatlarda cok kolay bir sinav gecirdigini, butun sorulari da yaptigini deklare etmistir. sinifin geriye kalan tum ogrencileri biraz imrenerek biraz da hasetle bahsi gecen ogrenciye bakadururken, sinav sonuclarinin aciklanmasiyla olay apayri bir boyut kazanmistir. sinav panosunda "0" notunu goren ogrenci itiraz dilekcesi yazmaya niyetlenip, bir de ustune ustluk "ne guluyonuz lan. bir yanlislik var. 100 koyunca o zaman gorucem halinizi" gibi savunma stratejileri hazirlamaya calissa da daha elindeki dilekceyi not islerine ulastiramadan, ders hocasinin yaptigi "kim o sinavi test zannedip, soru siklarinin uzerini isaretleyip, bir de sinav kagidinin altina "cok tesekkur ederim hocam. bir de herkes sizin icin cok zor bir hoca diyordu" diyen sapsal?" sorusunu duymus olacak ki, hatri sayilir bir sure fakulte cevresinde gorulmemistir.
(bkz: kafa izni)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
üç aylar bereketli olurmuş.
recep ayında; kenan evren.
şaban ayında; süleyman demirel.
ramazan ayında; büyük bombayı bekliyoruz!..
doktor olduğunu her yerde belirtme ihtiyacı
-
tabii tüm bu tartışmaları yaparken tıp doktorunun 6 senede, 'herhangi bir bölümden doktorası olan adamın' ise minimum 10 senede doktor olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. tıp doktoru akademik doktordan daha alt bir ünvandır entelektüel emek ve seviye bakımından. ancak devam eder ve bilimsel çalışma yaparsa akademik doktor olabilir. yani bir akademik doktor kendini tıp doktoru olarak lanse etmeye çalışıyorsa (ki böyle bir dallamalık hiç duymadım) değerini aşağı çekiyordur. hatta bu yüzden tıp doktorunun tıp doktoruyum ya da hekimim ifadesini kullanması daha yerindedir. akademide doktor phd yapana denir.
asansörde öpüşen yaşlı çift
-
yayınlanması suç olmalı. özel hayat diye bir şey var.
dinlenme tesislerinin olmazsa olmazı
-
otobüsten inip tenha yerlere osurmaya gidenler.
türk sinema tarihinin en iyi erkek oyuncusu
-
şüphesiz sadri alışık, kemal sunal, haluk bilginer vb. diyenler çıkacaktır ama benim için kesinlikle:
(bkz: şener şen)
komediyse komedi, dramsa dram. her rolünün hakkını fazlasıyla veren büyük bir ustadır.
elektrik kesilince hep birlikte aaa demek
-
elektrik kesintilerinin olmazsa olmazlarından. genelde kalabalık yerlerde duyulur, yukardan aşağı düşen bir intonasyonla söylenir.
2.5 milyar maaş benim mazotuma yetmez
-
arabasi hayvan gibi bise olsun ve 15litre yakiyor diyelim 100 km de.
benzini de 5.5 tl desek asagi yukari 80 lira eder.
2500 tl yakmasi icin 3100 km yapmasi lazim. ki hanim abla 2500 tl yetmez diyor. demekki 4000 km yol yapiyor ayda.
cok buyuk ihtimalle korsan taksi kendisi. arkadaşi alalim lutfen.
öss'de cevap kağıdına su dökmek
-
önemli değildir. hemen gidilir ve kantinden yeni su alınır.
1.10 oranlı 4 maça 100 bin tl basmak
-
bu oranlar belirlenirken risk merkezleri yüzdesel kazanma oranını tespit edip kendi kazancını da katıp ona göre belirliyor. şöyle ki 1.10 oran veren bir takımın kazanma ihtimalinin yüzdesi yaklaşık % 85 civarı oluyor.
şimdi biraz matematik biliyorsanız bu dört maçın da birden tutma olasılığını hesaplayabilirsiniz. kabaca yüzde 52.
yani neredeyse garanti diye girdiğiniz bu bahiste bile yarı yarıya şansa ancak sahipsiniz. ama size vaadedilen kazanç yüzde 40 civarı bir miktara denk geliyor. bu tamamen aptalca bir risk.
ki bu bütün koşulların eşit olduğu maçlar için geçerli. bu dört maçtan birinde verilecek bir kırmızı kart, erken penaltı, hakem hatası gibi faktörler katılmadan sadece kağıt üstündeki şanslar.
neticede bu işleri para kazanma hırsıyla değil de keyif almak için yapan azınlığa pek lafım yok ama matematik bilgisi düşük insanlar o hırsla mutlaka ciddi para kaybedecektir.