hesabın var mı? giriş yap

  • halbuki taş yemesi gerekirken hiç haddi olmadan ekmeğinin peşinde olan tiptir.

  • osmanli'nin koylusunun durumunu anlatan mektup. sonra cumhuriyet bin bir zorluklarla ve kentlilerin verdikleri vergilerle anadolu'ya okul yapti, hastane yapti, baraj yapti, doktor yolladi, insanlari asiladi. boylece kilo alabildiler, temiz su icebildiler, dogumda olumler azaldi, cocuk olumleri azaldi, sayilari cogaldi ve cumhuriyetten nefret edip akp'yi sectiler.

  • filmlerde pek yansıtılmıyor ama çizgi romanlara bakarsanız superman aslında uçmuyor, zıplıyor. geldiği gezegenin yerçekimine göre dünyanın yerçekimi kuvvetli olmadığı için uzun mesafeleri bu şekilde kat ediyor, hatta gücünün kaynağı da budur. buna benzer bir düşünce dragonball z animesinde de var. g kuvveti falan...

    daha büyük mesafeleri zıplamak için de bir noktaya ulaşmak istercesine kolunu kullanıyor. filmlerde, bu pek yansıtılmayınca da çok saçma duruyor.

  • buca fatih sultan mehmet andadolu lisesi tarih öğretmeninin öğrencilerine cosmos belgeseli izletmesi üzerine başvurulan şikayettir.

    "tarih öğretmeni, cosmos adlı ateizm görüşünü dikteleyen varoluşu tamamı ile darwin'ci teori ile islam'a aykırı belgeseli bir çok dersinde öğrencilere izlettirmiştir. % 97'si müslüman olan bu ülkede bu davranışın gereğinin yapılmasını arz ederim..."

    sahi hala cosmos izlemeyen kaldı mı?
    bakınız; sorgulamak, araştırmak, keşfetmek, bilmek... karşımızdaki karanlık bunların hepsine karşı.
    biz ne yapacağız? sorgulayacağız, sorgulatacağız, araştıracağız, keşfedeceğiz, bileceğiz, öğreteceğiz.

    bilimi engelleyemezsiniz.

    haber

    bu arada hala izlemeyenler için cosmos
    izlemek isteyenler için carl sagan'dan eski ve efsane cosmos
    ayrıca sözlüğün güzel başlıklarından birisi, bkz: hayat evren ve fiziği anlamaya çalışmak

  • araba:
    +20 speed
    +5 friendship
    +1 charisma

    ders notları fotokopisi:
    +5 intelligence
    +3 respect

    fazla kalem, hesap makinesi:
    +5 respect
    +3 friendship

    her geçilen sınıf:
    +1 level

    her kalınan ders:
    +10 experience
    -3 respect

    diploma:
    +10000 experience
    +100 level
    -10000 gold

  • öğrenim kredisiyle yaşayan öğrencidir. on lirayla yumurta ve ekmek alıp evdeki aç arkadaşlarını doyuracaktır.

  • --- spoiler ---

    titanic'te "you jump, i jump" delikanlılığını yapabilen leonardo abi, inception' da "if you jump, you are going to die" demiştir karısına.

    gençken daha cesur oluyor insan.

    --- spoiler ---

  • ölümünden bir kaç yıl önce bodrum'daki evinde buluşmuştuk. çalıştığım gazetenin bilmem kaç kupon karşılığı dağıtacağı zeki müren'den fıkralar kitabı'na yazılması için gün boyu fıkra anlatmıştı bana. hayatımda ilk kez yüzlerce fıkrayı aklında tutup ardarda bana aktaran birisiyle karşılaştığım için acayip etkilenmiştim. heee, fıkraların % 99'u da belden aşşa (bkz: belden aşağı) idi. ama, her yaptığı işte olduğu gibi bunu da son derece ciddiye almış ve bana evinin terasında sabahtan akşama kadar fıkra anlatmıştı...o günkü kadar hiç gülmemiştim:)))

    sonra ''zeki müren'den fıkralar'' kitabı bilmem kaç kupon karşılığı dağıtıldı gerçekten....

    - bodrum'da yaşadığı sürece her gün mutlaka bardakçı koyu 'na gittiğine ve saatlerce denizi seyredip çay içtiğine ve orada o anda bulunan tüm vatandaşlarla koyu sohbetlere daldığına da tanığım.

  • insanın üstüne çöken bir cümle. aslında bu cümle bir örnek, "hocam yatay geçişe başvuracağım." , "hocam durumumuz iyi değil, yazın çalışmaya gidiyorum, büte kalmamam lazım." diğer varyasyonlar.

    şu açık: "eşit olmayanlara eşit davranmaktan daha büyük eşitsizlik yoktur." evet doğru. peki bunun tespiti? lisanstan hocam, ki artık aşağı yukarı meslektaşız, bir kızdan bahsetti. okulun dışında ağlarken görmüş. kız, sülalesinin kendisini evlendirme niyetine isyan ederek annesiyle beraber trabzon'dan adıyaman'a gelmiş. maddi olarak zorluklar da yaşadıklarını biliyorum. neyse hocam yardımcı olmamı istedi ki bunu kolay kolay isteyecek bir değil, ben de yardımcı oldum ve büte bırakmadım.

    ancak dün iki kişi geldi. biri yatay geçiş yapacağını, diğeri bursu olduğunu söyledi. çoğunluğunuz öğrenci olduğunuz için aklınıza şu cümle gelir: e amk altı üstü not değil mi? ver gitsin ya, ne tatava yapıyorsun? e peki gençler ya ilk baştaki kız gibi olup da gelip bana söyleyemeyenler ya da söylemek istemeyenler? bursu kesilecek olanlar? benim mesela 1. sınıfta bursum kesilecek oldu, hiçbir hocaya da gitmedim ve bursum kesildi. ne kadar ihtiyacım olduğunu anlamak için şu kısa entry'ye bakabilirsiniz. (bkz: sözlük yazarlarının hayat hikayeleri/@proust) peki benim bursum kesilirken ya biri gidip hocalardan not istemiş ve bursunun kesilmesini engellemişse? benim suçum ne?

    kafam karışık. yardım, yorum...

  • bu savaşta aşçıları rolü çok büyüktür zira belki de tarihte aşçıların kazandırdığı tek savaştır.

    olaylar şöyle gelişmiştir:

    1595’te ölen sultan 3. murad’ın yerine 3. mehmed tahta geçmiştir. hatta yeni padişah tahta geçişinin üzerinden çok zaman geçmeden, büyük bir yenilgi haberiyle sarsılmıştır çünkü 70 bin kişilik büyük bir avusturya ordusu, mehmed paşa komutasındaki estergon kalesi’ni ele geçirmiştir. bu yüzden vezirleri padişah’a dedesi kanuni sultan süleyman gibi sefere çıkması gerektiğini söylüyorlardı. devrin en önemli ulemalarından ve kendi hocası olan hoca saadettin efendi’nin de teşvikiyle, uzun bir aradan sonra padişah, ordunun başında 25 haziran 1596’da istanbul’dan hareket etmiştir. ordu, 12 ekim’de eğri kalesi’ni fethetmiş. iki ordu da, 22 ekim 1596’da haçova sahrasında karşı karşıya gelmiştir.

    avusturya ordusu 100 ila 120 bin askerden oluşuyordu. osmanlı ordusu da 50 bin kapıkulu, 60 bin eyalet askeri ve tatar atlısı ile 110 bin kişi kadardı. iki gün süren haçova muharebesinin birinci gününde, osmanlı kuvvetleri, avusturyalıların birliklerini püskürtmüş ve düşmana ağır kayıplar verdirmişti.

    ikinci gün ise avusturya birliklerinin şiddetli hücumu karşısında, osmanlı ordusunun sağ tarafı çökmüştü. harbe bizzat katılan tarihçi peçevi’nin anlattığına göre, ordunun hazinesini muhafaza eden sipahi ve yeniçeriler de mağlup olmuş, düşman, hazine sandıkları üzerine çıkarak, bayraklarını sandıklarının üzerine dikip, sevinçten dans etmeye başlamıştı.

    düşman askeri, hazine sandıklarına bayrak dikecek kadar yaklaşınca padişah üçüncü mehmed’in endişesi iyice artmıştı. hatta bazı düşman askerleri padişahın otağına kadar gelmiş, burada padişah’ı koruma derdine düşen enderun ağaları tarafından öldürülmüştü. savaş, bu derece aleyhte gelişirken, harp talihi beklenmedik bir şekilde türklerin lehine dönmüştü. osmanlı karargáhındaki seyis ve aşçılar yağmaya dalan düşman askerlerine karşı kepçe, balta, odun yarması, lobut ve odunlarla hücuma kalkarak, önlerine geleni tepelemeye koyulmuşlar ve "káfir kaçtı!" diye bağırmaya başladmışlar. bu sesin etkisiyle düşman askerleri paniğe kapılmış ve öncü kumandanı sinan paşa gizlendiği pusudan çıkarak süvarileriyle düşmanın arkasını sarmıştır. bataklıklara sürülen düşman askerlerinden 50 bini kılıçtan geçirilmiştir.