hesabın var mı? giriş yap

  • "bak canım aılende senın ıyılıgını ıstıyor cunku ahırette senın kapanmadıgın ıcın onlarada gunah gıdıo onlar senden sorumlu"

    bu pisliklerle mücadele edilmezse işin sonu yaş.

    debe editi: özelden mesaj atıp "adabınızla yazın, şuraya sıçmayın" diyenler olmuş. adabı islamcılardan öğrenecek kadar düşmedik çok şükür.

  • iki sinek pencerinin camında iş üzerindedirler; bunu gören evin küçük çocuğu elinde sinek teliyle başlarına dikilir ve annesine seslenir:
    "annea! sineklerin erkeği olur mu?"
    "olur evladım..."
    "annea! peki bu sineklerin dişisi olur mu?"
    "(bir sonraki soruyu tahmin eden anne cevap verir) olmaz yavrum..."
    sanki bu cevabı bekleyen küçük çocuk sinekleri bir hışımla öldürür...
    "ibnelerrr!!!"

  • o beğenmediğiniz fransa, kendisine yapılan saldırılardan 1 gün sonra 128 eve terör baskını yapmış ve failleri bulmaya çalışmıştır. yeni türkiye ise saldırılardan sonra 3 araştırma önergesi reddetti akp ile.

  • -anne koştu.. anne koştuu.. bakıyorum.. ercan çok hızlı !! ercan çok hızlı !!
    -ercan allah cezanı vermesin..
    -terliği anne kullanacak.. bakıyorumm... terlik geliyorrr.. terlik geliyor.. ercan kaçtıııı.. ercan kaçtıııı.. mükemmel bir atış aynı güzellikte bir kaçış.. ercan odasında adeta devleşiyor..
    -ercan boyun devrilsin emi.. akşama baban gelsin.. o zaman da böyle kaçabilecek misin bakalım
    -anne saha kenarına kadar geldi.. 1 numaralı anonsu işaret ediyor..

  • yapılacak ilk seçimde arap milliyetçilerini tokatlayacak adayı merak eden arap hareket partisi ahparti başkanının açıklaması.

  • starbucks'un şu sıralar "reserve" kahve olarak sattığı "nicaragua" bir kaç nesildir kahve yetiştiriciliği yapan bir ailenin halen çok büyük bir özenle yetiştirdikleri ve kahve yetiştiriciliğinin de öğretildiği bir çiftlikten geliyor. aşağıdaki linkte yer alan yazıda tanıtım var. sadece ailenin resmine de bakabilirsiniz.
    https://1912pike.com/…eserve-nicaragua-maracaturra/
    çiftliğin asıl yaşlı bir adam, ya melez ya yerli. 1700'lerden itibaren avrupa işgali ile karşılaşan bir halk olduklarını düşünürsek oldukça kendi ülkelerinde toprağa sahip olmaları önemli. ve başarılı bir işletme kuruyorlar. ürettikleri kahveler ödül kazanıyor. starbuck'un "tarımsal direktörü" yine bir güney amerikalı yaşlı bir adam ve alman olduğunu tahmin ettiğim "yeşil kahve tadımı yöneticisi"(titrler önemli!) genç bir kadın bu tadı önce keşfediyor sonra yorumluyorlar. ve bu tadın "reserve" olması yani korunması, diğerlerinden ayrılması ve has damaklar için rezerve edilmesi gerektiğini düşünüyorlar. sonrasında da starbucks'un pazarlamacılar bu imajı günümüz dünyasında nasıl sunulacağını belirliyor. yıldızlı, altınlı, "reserve". (https://www.starbucks.com/…ve/nicaragua-maracaturra) böyle sunulunca algımız değişiyor. birden bire tüketimi ayrıcalıklı bir konu olup çıkıyor. çiftçinin hikayesi bir pazarlama unsuru, otantiklik katan bir element olarak renkli kartonların üzerine basılıyor ve kahve ile çoğu medeniyetten erken tanışmış ama tanışıklığı aynı şekilde-seviyede kalmış olan türkiye'ye gelerek türkçe'ye çevriliyor. sonrasında bu hikayelerle birlikte kahveyi tadıyoruz.
    işte işler burada daha da karışıyor. çünkü bu sunum, arkasındaki uzman yorumları insanı duyularıyla algıladığından çok okuduğuna inanmaya itiyor gibi. kahveye "kötü" diyebilmemiz mümkün mü bu saatten sonra? bu reserve kahveyi biz starbucks'un diğer kahveleri gibi aynı bardakta, belki sadece biraz farklı fiyata, ancak bu fiyatın neden böyle olduğunu merak ettiğimizde karşılaşacağımız bir bilgi ile birlikte almıyoruz. adeta gözümüzün içine sokuluyor . o zaman bu ürünü tüketmek tadımcılıktan ziyade lüks göstergesi olmaya başlıyor. ve daha sonra fakir edebiyatı geliyor. sonra kompleksler, "kompleksli olmayın"lar ve daha neler neler...

    kahvenin tadı kaldı mı ortada? kalmadı.

    bence güzel. kahveden çok anlamam. sadece ayırt ediciliğim fazladır. (yani tat, doku, koku olarak herhangi bir ayrımı çok çabuk anlarım.) bu yüzden dün bu kahveyi içtikten sonra her sabah severek içtiğim aslında fena da olmayan kahvem pek bir yavan geldi.

    tekrar dönelim çiftçiye: kahve kimin kahvesi? acaba üretici sadece güzel bir kahve üretmeye çalışırken, birden starbuck tarafında "reserve" edildiğinde üretimine bakışı nasıl değişti? çiftçiyi ve özenle ürettiği kahvelerini dünya tanımalı mı, tanımamalı mı? yani sadece nikaragua bölgesinde bir grup insan ve oraya giden, özellikle bu işin peşinde olan mı tatmalı?
    köşede kenarda bir köyde, kasabada atadan kalma usullerle yapılan ürünleri ne derece ve nasıl piyasaya sürülmeli? çünkü biliyoruz ki, bazen böylesine yerel üretimler pazarlama nesnesine, "özel ve sınırlı üretime" dönüşerek içeriğini de, özgünlüğünü de, tadını da tamamen kaybediyor. bunun kaybedilmesinde ne etkili oluyor?
    belki bir *starbuck nicaragua* içerken bunu ayrıca arkadaşınızla tartışırsınız.
    ekleme: veyahutta eski moda bir kola da olabilir: https://www.facebook.com/…/videos/1138439869545715/

  • bir keresinde fenasi hostes' i arabayla eve bırakırken kültigin ve arkadaşlarına yakalanmıştı.

    -: valla kötü bir niyetim yok. hostes hanımı evine bırakıyordum.
    kültigin: demek sen milleti evine bırakmayı çok seviyorsun. bizim çocukları eve bırak o zaman. biri çatalca da oturuyor, diğeri de tuzla da.

    binip gitmişlerdi.

    hostes' i ikna etmeye çalıştıkları sahne de süperdi.

    -: hostes yenge evlen kültigin abimizle. bundan sonra namusunla evinin kadını olursun. hem sınırdışı edilmekten de kurtulursun.

  • insan beyninin anlasilmasi icin belki de yasayan en degerli ornek; bu kadar olaganustu yetenekle ve beyin taramalari sonucu ortaya cikan bircok fiziksel anomaliyle adam basli basina bir arastirma alani.

    adettendir, manyak bir baska ozelligini de ben soyleyeyim (scientific american aralik 2005): adama herhangi buyuk bir sehirde iki adres verildiginde yahoo maps gibi yol tarifi yapabiliyormus. allah sahibine bagislasin. bir de bir yanlisi duzeltelim, adam otistik degil. bazi semptomlari benzese de otisizm tanimi konulacak kadar ortusmuyormus, zaten savantlarin da ancak yarisi otistik. mesela bircogunun aksine, kim efendi sadece hafizadaki seyleri saymakla kalmiyor ayni zamanda onlarin anlamini kavrayabiliyor, yani neyi ezberledigini biliyor. hatta kendisini neredeyse 20 yildir arastiran herifleri de sasirtarak, sadece klasik muzik parcalarini ezberlemekle kalmamis, notalarin anlamini ogrenmis, sonra da enstruman calmaya baslamis ufaktan.

    bir de bu soyut kavramlari kuramama kalibina da tam uymuyor. mesela buna biri lincoln'un "gettysburg adress"ini sormus (konusma, seslesis, nutuk babinda) bu da herifin gettysburgda sadece bir gece kaldigi evin adresini vermis. sonra soruyu soranlar gulunce adam yaptigini kavrayip, bunun espriye dokmus. ve daha ilginci ezberledigi seyleri kombinasyona sokup, tipki bir muzisyen gibi yeni ve orjinal seyler uretebiliyor. iste bu yuzden dunyadaki en degerli beyinlerden biri olmali.

    corpus callosumu yani iki beyin yarimkuresi arasindaki baglantisi yok. bazi epileptikleri tedavi etmek icin yaptiklari gibi sonradan kesilmemis, boylece split brain sendromu yasamiyor. onunkisi dogustan yok, o yuzden bir sekilde yarimkureleri adapte olmuslar bu duruma, hatta belki de tam fonksiyonel birer beyne donusmusler. bu da savant yetenekleri gozonune alindiginda su soruyu akla getiriyor: bu tip beyin hasarlari ve eksiklikleri beyni baska sekillerde kendini kompanse etmesi icin tetikliyor mu yoksa zaten beyinde mevcut olan baska yapilarin daha etkin kullanilmasina mi izin veriyor?

    daha ayrintili olarak, asil hasarli olan tarafi sol yarimkuresi tum savantlardaki gibi. buradan da neden genelde erkeklerin savant veya otistik olduklarina dair bir teori var. erkek fetusler gelisirken, kan dolasiminda daha fazla testosteron oluyor bu da asiriya kacarsa beyin gelisimine zarar verebiliyor. normalde sol yarimkure de sagdan daha gec ve yavas gelistiginden, testosteronun bu potansiyel olarak zararli etkisine daha uzun sure maruz kaliyor. buraya kadar eyvallah. asil soru da, hasar sonucu sag yarim kurenin kompanse etmek icin baska dokulara el koymasi mi insani savant yapiyor yoksa halihazirda varolan mekanizmalari domine edecek bir sol yarimkure kalmamasi mi? belki bu sol yarimkurenin baskisindan kurtulan kisimlar insana bu tip yeni yetenekler kazandiriyor.