hesabın var mı? giriş yap

  • bu ikisi arasında kesinlikle doğru orantı vardır. farkındalığınız ne kadar artarsa o kadar yalnızlaşıyor ve kafa dengi insan bulmakta zorlanıyorsunuz. etrafınızdaki insanların yaptığı çoğu şey boş ve anlamsız gelmeye başlıyor. hatta dönüp geçmişinize baktığınız zaman kendinizin de ne kadar boş birisi olduğunuz yüzünüze tokat gibi çarpıyor ve zamanında ben de dışarıdan böyle mi gözüküyordum diye kendinizle ufak bir çatışma yaşıyorsunuz.

    fakat bu durumun en güzel yanı ise bu durumun farkına varmış olmanız. işte tam bu farkındalık noktası sizin yalnızlığınızın kesiştiği nokta oluyor. bundan sonra hayatınıza alacağınız insanları adeta bir elekten geçirir gibi sorgulamaya başlıyorsunuz.

    sizi mutlu ve mutsuz eden şeyleri daha net ayırt edebiliyor, hangi tarzda insanların size iyi hissettireceğinin ayrımını daha iyi yapabiliyorsunuz.

    insanın kendisine yapabileceği en iyi şeylerden birisi budur. farkındalığınız arttıkça kendinizi daha iyi tanıyor ve aslında etrafınızdaki insanlarla çok yüzeysel ve saçma ilişkiler kurduğunuzun farkına varıp kendinizin kıymetini daha iyi biliyorsunuz. bu durum da beraberinde güçlü olmayı getiriyor.

    çünkü sahte ilişkiler yerine kaliteli ve bilinçli bir yalnızlık her zaman daha iyidir.

  • arada aylık gelirini soracak samimiyet kurulmadıysa, ki bu samimiyet ancak karı-koca, hayat partneri, yakın arkadaş, kimi zaman kardeş ya da ebeveyn düzeyinde oluşan bir samimiyettir, nezaketsizlikten ve sınır bilmemekten başka bir şey değildir.

  • baba gibi babadır. kızına sahip çıkmıştır. serefsizin eline bırakmamıştır evladını. ölen genç kendi kendini öldürmüştür. adam ilgili mercilere şikayette bulunmuş. kolluk kuvvetine savcılığa başvurmuş. daha 18 yaşında 78 suç kaydı olan suç makinesini ıslah altına alamayan devletin adaletini beklese evladını kaybedecekti. belki de başka evlatlarını da.

  • geçen evin ordaki bir işportacıda nike marka ayakkabı satıldığını görüp, meraktan ne kadar diye sordum: 35 tl dedi eleman. vietnam'da imal edilen imitasyon ürünlermiş... lan o kadar güzel duruyor ki, insanın aklını çeliyor ayakkabılar. birkaç tane denedim, baya da rahat. ayağımdaki skechers'larla kapışıyor nerdeyse.
    alsam mı almasam mı diye düşünürken, direkt bu başlık geldi aklıma amk. 5 bin tl kazanmıyorum ama fena değil maaşım. dedim ahmet boşver arkandan bik bik öteler, mühendis adam çakma nike giyiyor derler. arkamı döndüm tam gidiyorum, demesin mi eleman "gel abi sana 30 lira olur" dayanamadım aldım bir tane. ertesi gün de işe giderken giydim, tam 2 haftadır kullanıyorum herkes ayakkaplarımın ne kadar şık olduğunu söylüyor, soranlara da 220 liraya aldım diyorum.

    henüz anlayan-şüphelenen çıkmadı, işportacıyı görürsem bir tane daha alıcam.

  • danimarka kültürüne özgü bir kavramdır. uzun ve soguk iskandinav gecelerinde arkadaşlarınız ve yakınlarınızla beraber bir masaya oturursunuz. işıkları kapatır ve masada mum yakar, mumların sevdiklerinizin gözündeki yansımalarını izlerken bir yandan kahve içer belki biraz bir şeyler atıştırırsınız. işte şimdi sizde hygge yapmıssınızdır.
    hygge kültürü soguk iskandinav ikliminden kaynaklanmaktadır. soguk gecelerde mum gibi ısık ve azıcıkta olsa sıcaklık veren bir cismin etrafında hep birlikte oturarak sogugun acımasız gerçekligini unutmak olarak özetlenebilir bildigim kadarıyla.

  • çok olumlu bir gelişme. vegan restoranlar da koyulacak mı oyuna acaba. eksikliğini hissediyoruz çünkü. silahlar da su tabancası olabilir. öyle bir fikrimiz var. bir de her yola ekstra bisiklet yolu da eklenirse çok daha güzel olur. tertemiz delirdiğimiz için... bu şekil taleplerimiz var rockstar'dan.

  • doğru bir bilgi.*
    lakin ağızları çok bozuk oluyor. geçen gün mustafa diye bir tanesine mesaj attım, "gözleriniz de entryleriniz kadar güzel mi?" diye. söylemediğini bırakmadı horonzbu.