hesabın var mı? giriş yap

  • böyle bir saçmalık olabilir mi ya. yemin ediyorum artık tiksindim şu ülkeden.

    ulan benim zamanında 100 100 para biriktirerek, sana da vergisini vererek alın terimle aldığım telefonumu sen şimdi ne hakla iletişime kapatıyorsun. sen kimsin ya. senin varlık sebebin bana hizmet mi etmek bana eziyet mi etmek.
    gece gece bütün sinirlerimi zıplattılar yemin ediyorum

  • slimani, van persie gibi sağlam kazıklara biz alışık olduğumuz için süreç nasıl gelişiyor anlatalım galatasaraylılara.

    ilk aşama; abi adama top gelmiyor ki, adam napsın aşamasıdır.
    ikinci aşama; adam fizik olarak hazır değil, sezon başı iyi kamp geçirmedi zaman geçtikçe form tutacak aşamasıdır.
    üçüncü aşama; yavaş yavaş sövme aşamasına geçilir, o kadar para verdik veteran forvet aldık, hay ben böyle yönetimin denmeye başlanır.
    dördüncü aşama; yüksek maaşlı olduğu için göndererek maaşından kurtulmaya çalışma aşamasıdır. 3 yıl sözleşme yaparak biz ne bok yedik denmeye başlanır.

    galatasaraylılar şu an ilk aşamada. 4-5 hafta sonra ikinci aşamaya geçileceğini düşünüyorum.

  • 1. sipariş veriyorsun,
    2. sipariş sana teslim ediliyor,
    3. hizmeti ve ürünü beğenmiyorsun, hatta çöpe atıyorsun,
    4. medeni bir şekilde ürünü ve hizmeti puanlayıp yorumluyorsun,
    5. restoran ve yemeksepeti birlikte karar verip siparişi iptal edip yorumunu siliyor.
    6. hiçbir şey olmamış gibi, her şey mükemmelmiş gibi hayat devam ediyor.

    restoranının ayrı, sepetinin ayrı mk. düzeninize sokayım sizin.

  • ` :öğretmen`- hangi okula gidiyosunuz siz çocuklar
    - anadolu öğretmen
    - öğretmen mi olucaksınız peki ?
    - yoo
    - olmayın zaten
    ` :elemanın biri`- niye hocam
    - çok uğraşmalı,zahmetli
    - e diğer meslekler de uğraşmalı değil mi hocam
    - ne iş yapıyo baban senin
    - bilmemnerde genel müdür
    - ee nesi zor onun.şunları şunları yapıcaksınız diye yaz ver kurula gitsin.
    - öle olur mu hocam geçen gün 11 de geldi eve.
    - niye ?
    - toplantısı varmış annem dedi
    - annene öyle demiştir.

  • -cizgiler sürekli olmalidir, kesik kesik olursa kalitesiz görünür.

    -çizgiler önce hafifçe, cok bastirmadan cizilir, daha sonra belirgin olmasi gereken cigilerin ustunden geçilir.

  • ırak'ın kuzeyinde şehit olan 6 askerimizden piyade er yasin karaca'nın tokat'taki evini görüyorsunuz.
    görsel
    lüks villalarında keyifle oturup son model araba koleksiyonu yapan siyasetçiler vatan millet nutuğu atarken utanır mı? sanmam.
    devletin mal varlığını yeyip de şu gariban aileyi bu hale sokanlar umarım kahrolur gider.

  • bir hukukçu olarak şiddeti yüceltmem mümkün değil ama bu konuda basitçe bir şeyler diyebilirim:

    belki bizim nesilden dayağı hak eden çok azdır, hatta bazılarımız hiç hak etmemiştir ama şu anda öğretmen dayağını hak eden o kadar çok çocuk var ki bu kadar yaramazlık, arsızlık, uslanmazlık biraz da bu nedenle oluyor. kimse çocuğuna dayağı hak göremez, herkese çocuğu güzel gelebilir ama bir de toplum içinde az da olsa gözlemlemeye çalışın. çocuğun yaramazlıklarını yüceltmeyin, çocuk büyüyünce geriye dönülemez biçimde bir karakter yaratmış olabilirsiniz.

  • kalecimiz şenol güneş e dakikalarca ' trabzon dışarı 've ' hamsi dışarı' gibi alaycı tezahüratlar yapıldığı maçtır. ama kalecimiz o gururla bahsettiği zonguldak maden işçisi eldivenini bırakıp gitmemiş, geçici görevini yerine getirmiştir.

  • marketler, sokaklar, dükkanlar en azından süslenirdi hatta kapılara noel süsleri asılırdı. her evden en az birisi piyango bileti alırdı. her halde türkiye için en sönük yılbaşı olacak. dev enflasyon, adaletsizlik, açlık psikolojiyi bozdu. artık 2023'e girmekle birlikte asgari ücret artışının da tetikleyeceği zam furyasını yılgın bir kanıksamayla bekliyoruz. ülke sanırım giderek neşesini kaybetti.

  • hala milliyet tartışıyorlar. yıl olmuş 2021. bu adam alman eğitim sisteminde yetişmiş birisi.

    türkiye'de olsaydı ne olurdu? akademide denyo hocaları tarafından mobbinge uğrardı, belki ayrılır zar zor kendi şirketini kurardı. teşvik almak için parti kıdemlilerine yalvarmak zorunda kalırdı. hadi onu da başardı aşıyı piyasaya sürene kadar bir ton badem bıyıklının "bizim payımız nerede?" baskısına uğrardı. en sonunda da şirkete atanan başka badem bıyıklar tarafından iş bilmezlikle batırılıp giderdi.