ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk sinemasında dairesel dayak geleneği
-
60'lı ve 70'li yıllara ait yeşilçam avantur filmlerinin olmazsa olmaz sahnelerinde yer alan kötü adamların daire şeklinde dizilip jonu belli bir sistem dahilinde gerek kısa, gerek uzun paslarla birbirine gönderip tek yumrukla dövme geleneği. jön ayağa kalkamayacak hale gelip yere yıkıldığında herkes gider sarı bıyıklı kötü karakter geri döner jön ün karın boşluğuna bir tekme atar ve yüzüne tükürür sahne biter.
1933'te istanbul'da bira bahçesi fotoğrafı
-
bazı arkadaşlar kapalı teyzenin de bira içmesine şaşırmış fakat o döneme göre şaşılacak bir durum değil. benim 5 vakit namaz kılan anneannem de evlendiği dönemde evlerinde kasa kasa bira olurmuş ve akşam yemeklerinde 1-2 tane içerlermiş*. aslında günümüzde kola'nın yerini tutuyormuş diyebiliriz. ayrıca fotoğraf 1933'te çekilmiş. bilmeyenler için: bira 1974'de içişleri bakanlığı talimatı ile alkollü içki olarak sayıldı, daha öncesinde bu statüde değildi.
(bkz: lanet olası 1974)
celal şengör'ün dinlere masal demesi
-
ya ne cehennemi babacım adam diyor ki ortada veri yok. musa asayı vurmuş kızıldeniz'i ikiye ayırmış arkasından gelen firavun ordusu suların altında kalmış, ama her şeyin kaydını tutan mısırlıların böyle bir, aniden ortadan kaybolan binlerce kişilik ordu, diye bir kaydı yok. yani bütün bu mucizeler milyarlarca yıllık geçmişin sadece 3-4 bin yıllarında gerçekleşiyor ve sonra bitiyor ne hikmetse diyor.
özeti bu. ayrıca birkaç kez gördüm “inkar etmek” diye. ya arkadaş sen kendi inandığın şeyi ne kadar önemsiyorsun öyle ya. yani böyle bir mantık olabilir mi? bu mantığa göre sen de noel baba gerçeğini “inkar” ediyosun.
kibre bak heriflerde. inanan doğru yolda inanmayan yanlış yolda değil, doğruyu inkarda. he amk senin ana babadan nesilden nesile aktarılan peri masalına inanmadı diye gerçeği inkar ediyor oluyor he. bu kadar kolaya kaçmayın.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"a harfi ütüye benziyor lan"
vincent van gogh
-
eski kulagi kesiklerdendir.
kara harp okulu'nun türbanlı ilk mezunu
-
bazı kişiler sembol olsun diye dereceye sokuluyor. bundan sonra her sene bir iki kişi öyle görürsünüz demedi demeyin.
dünyanın çocuk yapmayı bırakması
-
acaba “çok çocuk yetiştirmemiz lazım!” diye kaloriferli odalarda, kristal yazı masalarının başında “laf ile dünyaya nizamat” verenler, bu “çok çocuk”ların halini bir gördüler mi? hayır, rızkını vermediğimiz, veremediğimiz müddetçe ne çocuk, ne nüfus istemeyiz. karnını doyuramadığımız, sıhhatini koruyamadığımız, tahsilini temin edemediğimiz her çocuk, “bu memlekete yüz milyon lazım!” diyenlerin gözüne, onları gaflet uykularından uyandırmak için sokulmuş birer parmaktır. bize yarının hastanelerini, darülacezelerini, cezaevlerini dolduracak, cahil mesleksiz, serseri yüz milyonun lüzumu yok!
tan, 9 şubat 1944
sabahattin ali – “markopaşa yazıları ve ötekiler”
yataktaki çift türkiye gerçeğine uymuyor
-
evet. çükü kalkmayan türk erkeği kollarını dolayıp surat asarak yatakta oturmaz. suç sende diyerek karısını döver. bu durumda sigara nedeni ile çükü kalkmayan erkek sahnesi için sigara paketine kadına tokat atan erkek ve ağlayan bir kadın fotoğrafı konmalı.
bakan da bu sahnelere aşina ki "yok bu biz değiliz" demiş.
çeyrek altına yeni isim önerileri
-
çeyrek altının 800 tl'ye dayanması sonucu artık çeyrekliği kalmamıştır.
daha kuvvetli bir ismi hak etmektedir.
önerim; 15 temmuz demokrasi altını.
cnn türk ntv habertürk
-
tarihe not düşelim. tek kelimeyle: iğrençsiniz satılmış medya. taksim yıkılıyor. siz sustunuz.