ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alice in wonderland sendromu
-
çocukluğumdan beri muzdarip olduğum, doktoruma bahsedene kadar bana has bir şey zannettiğim todd's syndrome olarak da bilinen nörolojik algı bozukluğu. makropsi, mikropsi, pelopsi ve teleopsi gibi çeşitleri olan dismetropsi bozukluklarıdır. çocuklukta daha yoğun olsa da 20'li yaşların sonuna kadar sürdüğü düşünülmekteymiş.
ben şahsen makropsi ve pelopsiden muzdaribim. sizi pink floyd'un comfortably numb'ı gibi hissettirir makropsi; "my hands felt just like two balloons", sanki elleriniz balon gibi olmuş ya da kafanız büyümüş. bazen de etrafınızdaki objeler büyümüş gibi... pelopsi ise sanki yakına gelmişler hissi verir. burnunuzun dibinde gibi, ki beni en çok rahatsız eden yönü bu bu sendromun. boğuluyor gibioluyorsunuz... sanki ağzınızın içine giriyor gibi eşyalar.
bazen buna eşlik eden sesler oluyor. sanki öğle teneffüsünde bir 60 kişilik bir sınıftasınız ve herkes car car konuşuyor. korkunç bir uğultu.
bir de zaman boyutu var tabi işin. öyle bir oluyor ki sanki zaman akmıyor, her şey ağır hareket ediyor. bazen öyle bir oluyor ki sabah mı akşam mı kısa bir süreliğine de olsa ayırt edemiyorsunuz. zamandan tamamen kopuyorsunuz.
millet bu kafayı yaşamak için uyuşturucu kullanıyormuş. şanslı mı saysam kendimi bilemiyorum.
girl woman other
-
bernardine evaristo romanı. margaret atwood ile booker ödülü'nü paylaştı.
otobanın ortasındaki feci kaza anı
-
alkolden ehliyetine el konulmuş, ehliyetsizsin
araç sürerken cep telefonu kullanıyorsun, canlı yayın yapıyorsun
bir insana çarpıp öldürüyorsun
durmayıp kaçıyorsun
evine gidip yatıyorsun
polis gelip seni evden alıyor
ve
adli kontrol şartıyla salıveriliyorsun
bu nasıl adalet?
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ilay (5) ile günün değerlendirilmesi` :reported speech`
romica: saçlarını görenler ne dedi?
ilay: ayyy ne güzel saçlar bunlar, kim ördü tek tek?
romica: sen ne dedin?
ilay: teşekkür ederim, annem yaptı...
romica: onlar ne dedi?
ilay: annen çok güzel yapmış, aferin ona!
romica: sen ne dedin?
ilay: teşekkür ederim...
romica: onlar ne dedi?
ilay: ben teşekkür ederim...
romica: ooo sallıyorsun sen valla, oyalıyorsun beni, muhabbet etmeye çalışıyorum kızım...
ilay: neden?
romica: çünkü sen benim en yakın arkadaşımsın...
ilay: puha, amma saçmaladın! ben senin arkadaşın değilim, çocuğunum...
romica: hem çocuğumsun hem de arkadaşımsın...
ilay: nasıl?
romica: birlikte konuşuyoruz, şaka yapıyoruz, gülüyoruz, oyun oynuyoruz, şarkı söylüyoruz... bir sürü şey paylaşıyoruz, arkadaşız işte...
ilay: çok komiksin...
romica: allah allah komik değilim ya, doğru söylüyorum, arkadaşız işte, en yakın arkadaşım sensin hatta!
ilay: valla mı?
romica: valla! dizine yatayım mı? saçımı okşa biraz...
ilay: yat bakalım küçük anne! biliyorsun bazen beni kızdırıyorsun ama yine de severim seni...
romica: benden duyduklarını tekrar ediyorsuuunn...
ilay: arkadaşlar her şeyi paylaşır... türkçeyi de!
berber sadakatini bitiren sebepler
-
kalfasına paslaması
izmir soğuğu
-
bahsedilen soğuk şöyle bir şey; artik sabahin 7sinde sokakta tişört giyemiyorsunuz. allahim dramlara gel.
huysuz virjin
-
gerçekten çok sevdiğim ve çok saygı duyduğum bi kaç kişiden biri. ama sanırım ilki ya.
bedenini kadavra olarak, servetini de çağdaş yaşam derneğine bağışlamış bi insan kendisi.
ve böyle bi insanın televizyona çıkması yasak.
esra erol isimli konuşabilen tek hücreli olan para müridinin sunduğu, leş ötesi dejenere anadolu köylerindeki dönen; ensest, tren, doğan bebeklerin kimden olduğu belli olmayan mevzuları kamuoyuna nerdeyse primetime yayınında canlı olarak sunmak serbest.
ama huysuz virjin yasak.
gülüyorum lan asabım bozuk.
kız arkadaş bulmanın imkansızlaşması
-
sosyal medyanın ortaya çıkışıyla beraber kadınların erkeklerin sadece yüzde 5-10'luk kısmına ulaşma arzusu yüzünden yaşanan bir olay. işin acı kısmı şu ki değiştiremediğimiz şeyler yüzünden bile elendiğimiz oluyor. tipin olsa boyun kısadır, boyun olsa tipin yoktur, bu ikisi olsa paran yoktur, bunların hepsi olsa ağzın laf yapmasa yine eleniyorsun. şimdi burada siz de kadınlardan güzellik bekliyorsunuz diyen kadınlar olacak ama erkeklerin çoğu 5/10 üstü kızlara razı ki kadınların ilişkide güzellik dışında sunduğu şeyler de kısıtlı. kadınlara güzellik, kilo konusunda toplum tarafından politik doğrucu davranılırken bir erkeğin kısa olması durumda bütün aşağılayıcı ifadelere katlanmak zorunda.
bir kavuna 105 lira isteyen yurdum köylüsü
-
daha sonra pavyonda dilimine 100 lira verecektir
3 kasım 2020 ege üniversitesi'nin attığı tweet
-
laik bir ülkede devletin bir kurumunun böyle bir üslupla konuşması ancak ve ancak alay konusu olur. bu ülkede farklı dini inanca sahip veya inançsız insanlar bunu hakaret olarak algılayamaz mı kim çoğunluktaysa onun dinini geçerli sayan bir devlet olmaz olursa yarın ateistler çoğaldığında camileri kapatmayı kendisine hak görür o zaman bana saygı duyun diye ağlayamazsın. devletin dini olmaz, devletin hastanesi dini bir üslupla konuşamaz bu müslümanların kendi haklarına vurduğu bir darbe olur. laiklik inanançsızlardan çok inananların sigortasıdır.
hoşlanılan yazarın nick'ini mouse ile okşamak
-
platonik aşkına kendi çapında şefkat gösteren duygusal yazar hareketidir. ayrıca bu platoniğe sürekli "eheh bu entrynizde çok güldüm :)" gibi mesajlar atar ama bundan fazlasına gözü yemez, mouse ile okşamaya devam eder gelecek adına hayaller kurarak...