hesabın var mı? giriş yap

  • haraçcılar, pezevenkler,tefeciler, onun bunun emeğini çalan at hırsızlarının bulunduğu ınstagram sayfası çok güzel bir tanım oldu.
    edit: aslında egm için çok güzel bir katalog seç beğen tutukla. ben polis olsam birazcık da idealist ve yüksek bir mevkide olsam bu at hırsızlarını teker teker alırım. ama ben benim ve yapamam, anca böyle yorum yaparım.

  • ay yazık show must go on dermiş, çok profesyonelmiş!

    evet profesyonelsiniz, bu ülkenin anasını bellemek için!

    sen şimdi ağlarsın da o program da!

    olacaklar belli, acun'un çizgisi belli zaten. bir yarışmacı duygusal bir parça söyler, ebru başlar ağlamaya! diğer juriler elinden tutar filan, duygusal bir ortam! insanlara görüyorsunuz üzücü bir durum bu adamı serbest bırakmak lazım, yazık mesajı verilir!

    serbest bırakalım da kulak arkamızı da aradan çıkarsınlar değil mi lan yavşaklar, hırsızlar!

    tanım: yapmacıklık yapmak için alınacak karardır.

  • kelime başına ücret mi alıyorlar nedir.. mesela:

    “ya rab! şu anda şu mekanda şu yerde şu mübarek camide seni anmak, seni zikr etmek için toplandık, bir araya geldik, evlerimizden işlerimizden ayrıldık, çocuklarımızdan ayrıldık, buraya geldik, huzurunda hazır nazır olduk, dua ediyoruz, sana el açıyoruz ya rab! ellerimizi şuna buna değil, sana kaldırıyoruz, sana yalvarıyoruz, içimizi sana döküyor ve senin için deşarj oluyoruz.”

    özet: “şimdi buradayız ve dua ediyoruz.”

    bir başka örnek: “demek ki neymiş efenim, maddi imkanı el veren, yeterince parası olan, ekonomik durumu iyi olan kimseler için hacca gitmek artık bir vecibedir, bir görevdir, boynunun borcudur ve bu borç ancak ve ancak bizzat ve bilfiil hacca giderek ödenir, yerine getirilmiş olur. eğer bu kişi, bu tuzu kuru şahıs hacca gitmezse (şimdi hepsini ters çevir) bu vecibeyi ifa etmemiş, görevini savsaklamış, boynunun borcunu ödememiş ve dolayısıyla ne yapmış olur, yapması gereken bir şeyi yapmamış olur (kişi hacdan geldi bu arada cümle bitene kadar).”

    özet: zenginsen hacca gitmen şart.

    biri buna dur diyecek mi, yoksa “dur yapma, etme eyleme” şeklinde eş anlamlı kelimeler mi kullanmamız gerekiyor?

    lâhika edit ilave ek: 500 yıl öncesinden gelen giri özetini de buraya koyalım:

    koyup tesbih-i mercânı* seni kim dinler ey vaiz
    mufassal kıssa başlarsın, garîb efsane söylersin
    bâkî

    ayrıca: bu ortak duygumuzun desteklerinizle gündeme gelmesinden mutlu mesut ve bahtiyar oldum. allah cümlenize sağlık, sıhhat ve afiyet (3in1) versin, bakın benim cümleme verdi bile!

  • okavanga düzlüklerinde sakince karnını doyuran bir canlısınız. bir anda bütün arkadaşlarınız bir yöne doğru koşmaya başlıyor. nedeninin ne olduğuna bakmadan hepsinden de hızlı koşmaya başlamakta (ya da süperorganizmanın kolektif zekasına teslim olmakta) büyük fayda var. yaşayan bütün hayvanlar, atalarının bu alışkanlığı sayesinde hayatta. koşmayanlar, yavaş koşanlar, üşenenler zaten nesillerini devam ettiremedi. aynı seçilimin ürünü olan insan hayvanıysa artık eski doğal ortamındaki kadar tehdit altında yaşamıyor. yeni doğal ortamında bu davranış zaman zaman dezavantaja da dönüşebiliyor. ama eski alışkanlıklar bunlar. birkaç bin yılda silinmiyor. demem odur ki sürü psikolojisi sadece bazılarımızda olan bir davranış değil. hepimizde var. bir sürüden bakınca diğer sürünün davranışı saçma geliyor*, hepsi o. atalarımızdan farklı olarak sürümüzü seçebildiğimiz bir dönemdeyiz belki.

  • adana'da arı sinemasında, eskiler bilir, en arkadaki 2 sıra boydan boya 2li koltuk olurdu, yani koltukların arasında kol koyacak yer olmazdı ve bu da en çok mekansız sevgililerin işine gelirdi. yalnız bu koltukların biletleri çok çabuk bittiği için kalabalık günlerde erkenden gidip kuyruğa girmek sureti ile alınırdı...
    mekansız bir genç olarak ben de o dönemdeki kız arkadaşımla bu güzide sinemaya gitmeye kalktım, ama kader ağlarını örüyordu :
    tam sinemanın kapısında annesine yakalandık ve kız kulaklarından kavranmak sureti ile ellerimin arasından çekilip alındı...
    eh, kendimi bari film seyrederek avutiim dedim ve gidip iki kişilik koltuğuma yayıldım. hemen yanımda bir çift vardı ve adam 25 - 30 yaşlarında oldukça kalıplı iri bir adamdı. biraz sonra nedendir bilinmez bu çift film esnasında tartışmaya başladılar. sanırım adam kıza yaklaşmaya kalktıkça kız olmaz yapma diyordu. derken kız çok kızdı, herifi itip kalktı sinirle sinemadan çıktı, adam peşinden ayağa kalktı, ayıptır söylemesi, o karanlıkta bile çok net algılanabilecek bir çadır durumu vardı ortada... kız çıkıp gitti...
    adam kalakaldı...
    sonra bana dönüp, "eeeee, kaldık mı senle başbaşa şimdi..! " dedi...

    arkama bile bakmadan kaçtım.......

  • o kadar lafı ezberleyip geldikten sonra ezbere konuşmak diyen bir barzoyu barındıran yarışma.