hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: üslup bazında bizi benzetirler)'den sonrasını okumadım.

    maşallah. ne yetenekler var sende be ekşi sözlük! ne yetenekler! adamın üslubunu karl marx'a benzetiyorlar! üstelik, kültürel değerlere de saygılı, karı-kızla alakası olmayan bir yazar! bravo!

    mesela benim çektiğim planlara da hep 'yaa sanki steven spielberg çekmiş' derler. öyle yani. çok şanslısınız kızlar. bir tane değiliz ki. birimiz karl marx'a benzer, birimiz steven spielberg'e.

  • siirt fıstığının daha tatlı ve yağlı bir tadı varken antep fıstığının tadı daha baharatlıdır.
    siirt fıstığı daha açık renge sahipken antep fıstığı daha koyu bir renge sahiptir.
    siirt fıstığı daha dolgun büyükken antep fıstığı daha küçüktür.
    siirt fıstığı yemelik, antep fıstığı tatlılıktır.
    fiyat olarakta siirt fıstığı antep fıstığından bir tık daha pahalıdır.

  • sığınmacıların beğenmediği ama çekip gitmediği,
    gurbetçilerin de beğendiği ama gelip yaşamadığı bir ülke olduk.

  • bir duvar.
    duvara sırtını veren güzel bir kız.
    kızın ayağında bambi çoraplar ve tokalı siyah pabuçlar.
    adımların sıklaştığı tenefüs koridoru.
    koridorun sonundan gelen çingene esanslı kahkahalar.
    kahkahaların sahibi üstü mürekkep olmuş bir çocuk.
    çocuğun suratında aptal bir gülümseme.
    gülümsemeyi bozan müdür yardımcısı.
    müdür yardımcısının dikkatini çeken duman.
    tuvalet kapısından sızan sigara dumanı.
    dört bir tarafa kaçışan tiryaki öğrenciler.
    kaçışan bir öğrencinin ayağına rast gelerek ileriye yönelen madeni para.
    madeni parayı yerde bulan duvara dayalı güzel kız.
    aynı anda parayı almaya yönelen ben.
    göz göze gelişimiz.
    gülümseyişimiz...

    ilk aşkım...

  • https://www.youtube.com/watch?v=eqf7fdeuepa

    ortalama istanbul'lunun sorunu da bu. ankara'ya gider, ankara'yi begenmez. izmir'e gider, izmir'i begenmez falan filan... tersi de dogru. temel mesele, ankara'ya gidip istanbul'u ariyor ya da istanbul'a gidip izmir'i ariyor olmaniz oysa ki. cok dogal olarak, bulamayacak ve hosnut kalmayacaksiniz.

    los angeles'da insanlar sabahin dordunde iskembe corbasi icmeye gitmezler, sabaha kadar eglence adi altinda da tepinmezler (bu cumleden los angeles'da club yok anlami cikarani kaale almiyorum). malibu'da surf yaparlar, venice beach'de drum circle'a katilirlar, sunset boulevard'da comedy club'a giderler, santa monica mountains'da trekking yaparlar, gecenin ilerleyen saatlerinde islak hamburger ya da iskembe corbasi tuketmezler gidip food truck'tan mexican yerler vesaire vesaire... zira her yerin aliskanligi, kulturu ayri.

    bir los angeles'li da istanbul'a gelip "lan burada surf yapilmiyor, ne boktan yer" dediginde agzina terligin tersi ile vurulmayi ne kadar hak ediyorsa, los angeles'a gelip de "burada sabaha karsi iskembeciye gidilmiyor, ne boktan memleket" dediginizde pek farkli konumda olmuyorsunuz.

    "abicim sen sabahin korunde iskembe iceceksen istanbul'da kalsaydin ya? kaplumbaga misin ki gittigin yere bir sehirden beklentilerini, aliskanliklarini goturuyorsun ?" deseler diyecek cok da mantikli birseyleriniz olmadigini farkettiginizde los angeles'dan da haiti'den de zanzibar'dan da tad alabilirsiniz. aksi taktirde tum dunyada bos yere istanbul'u arar durursunuz.

    kaldi ki tum dunyada bosa aradiginiz o istanbul cidden pek de oyle ahim sahim bir yer degil.