ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kucakta uyuyan sevgilinin hüsnü diye sayıklaması
-
kuruntudur.
askerin adıyaman kırsalında ne işi vardı
-
yuzsuzlukte bi dünya markası olmak. devletin güvenlik gücünden hesap soruyor adam. arkadaş ben kafayı yiyecem sınirdan ne kaçakçılıgi yapip bu kafaya ulaşıyorsunuz? çok ilginç.
türkçede en kıl olunan ifade
-
- atıyorum...
atma kardeşim örnek ver.
çanakkale belediye başkanı'nın 18 mart konuşması
-
ne yazık ki apo'nun nevruzda okunacak mektubu kadar önem arz etmeyecektir. başkanın konuşması zoruna giden trt, apo'nun mektubunu günlerce tekrar tekrar yayınlayacaktır.
yürekleri yetse cb istifa etsin de diyecekler
-
(bkz: erdoğan istifa)
türk kızı vücudu
-
tecavüz edilmedik canlı veya cansız nesnenin bırakılmadığı bir ülkede yaşayan erkeklerin aşağıladığı vücuttur.
çok mu reddettiler sizi? kıyamam...
debe editi: (bkz: minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası)
boş geçmeyelim lütfen..
söyleyenin öküzün teki olduğunu gösteren ifadeler
-
"olsun"
- doğdu mu çocuk bakayım?
- evet hala, bir kızımız oldu
- olsun
- nereyi kazandın?
- jeoloji mühendisliği
- olsun
- ee neciymiş senin bu damat adayı bakalim?
- öğretmen teyzecim
- olsun
güya anlayışlı ama aslında karşısındakini ezen bir ifade. nefret ederim.
bayram harçlığı isteyen çocuğa fatiha okutturmak
-
bayram süresince kapıma gelip bayram harçlığı isteyen çocukları tabii tuttuğum sınav.
ezbere okuyamayanlara harçlık vermedim. ezbere okuyabilenlere de vermedim.
ama ezbere okuyanlar ne kazandı? sevap kazandı. ben ne vermedim? para vermedim.
iki taraf da kazançlı çıktı yani. ben kazandım, çocuk kazandı, türkiye kazandı.
el angel exterminador
-
sürrealin, reali makaraya alışının en güzel örneklerinden biri. bunuel'in zenginler ve fakirler arasındaki simbiyotik ilişkinin burjuvazinin tüm insanlık dışı kusurlarını nasıl örttüğünü gösterdiği şahane filmi. "insanlık dışı" koşullarda yaşayan proletarya esasen burjuvazinin "insan" olmasına, "insan" kalmasına yardımcı olur. proletaryanın manasız bir şekilde ortadan kalktığı herhangi bir anda, burjuvazi beceriksiz ve korkak bir halde en basit adımı bile atamadığı bir dünyada bulur kendini. sadece büyük bir alay yok bu filmde, aynı zamanda insanın yüzüne tokat gibi çarpan bir ifşa da var. bunuel'in yaramaz yaratıcılığı (muhtemelen sinematik dehası da, işin tekniğinden anlayanlar daha iyi açıklayabilir) da cabası. filmdekilerin kapıyı açıp çıkamama hali, sözümona özgürlük kavramsallaştırması üzerine de çok şeyler düşündürüyor. temel ihtiyaçların proletarya tarafından karşılanmadığı bir dünyada kimin ne kadar insan kalabileceğini, ne şekil bir özgürlükten bahsedebileceğimizi her gün kendinize sormuyorsunuz hemen başlayın derim. ya da bu filmi izleyin, (düz kafayla, kalas gibi değil yalnız, biraz metaforik düşünmeye çalışarak) ondan sonra bir daha konuşalım.
billur kalkavan'ın çocuk yapmakla ilgili yorumu
-
ikinci bir aysun kayacı vakası olmadan, şimdiden sonuna kadar hak verdiğim yorum, tespit.
vodafone park
bilgisayarın şifresini soran insan tipi
-
bazen bir arkadaş, bazen misafirliğe gelen birinin çocuğu. bunu soranlar hiç değişmez. önce hunharca bilgisayar açılır, ama bir engel var. bilgisayara adam şifre koymuş. derhal o soru gelir ''ya bunun şifresi ne'' ?
ulan dallama şifresini söyleyecek olsam şifre koymam zaten. belli ki bilgisayarımın kurcalanmasını istemiyorum. baktın şifre var açamıyorsun, geri kapat. bu ne yüzsüzlük ?
ingilizce bilen erdoğan evli ve 4 çocuk babasıdır
-
ingilizce duyuyor ama anlamıyor