hesabın var mı? giriş yap

  • önder'in özgüveni, terbiyesi ve nezaketi beni çok etkiledi.. lafı gediğine oturtması, derdini ifade ediş tarzı ve vatanseverliği falan ilk saydığım hasletlerin ardından gelen, kadayıfın üzerine kaymak diyebileceğimiz mevzular..

    ayrıca yukarılardaki bir entride robert kolej ya da başka bir "amerikan" lisesinde okuduğu konusundaki tahmin yanlış.. önder güler bu forumda türkiye'yi temsil etmesi için gönderildiğinde eskişehir lisesi son sınıf öğrencisiymiş.. dönemin amerika birleşik devletleri başkanı ayzınavır'a* hediye etmek üzere lületaşından kendi elleriyle yonttuğu bir satranç takımı getirmiş yanında.. ve bu hediyenin sebebini izah ederken de: "çünkü sizin başkanınız da barışa, özgürlüğe ve tanrıya inanıyor, tıpkı türk halkı gibi" demiş..

    adam on sekiz yaşında kırk yıllık diplomat gibi hareket ediyor.. hayran kaldım..

  • şu donlu gömlekli halimle beni bile sevindirmiş kutlu olay. helal olsun sana coni dep. yediğin ekmek, içtiğin su bal olsun şeker olsun dirhem dirhem et olsun, tereyağlı bal tahinli pekmez dolsun bünyen. helal süt emmiş adammışsın koç yumurtası. inan şu an seni övmeye doyamıyorum coni dep. şu cumartesi sabahında valla duygulandım, billaha duygulandım. vidyodaki yancılara da ayrıca helal olsun. onlar da okulun müdürüyle müdür yardımcısı herhal (hayat bilgisi: müdür yardımcıları müdürlerden her zaman daha kısa, daha tombik ve daha aktiftir). sevap için korsan olmuşlar, gemici olmuşlar.

    ben ilkokuldayken müdür yardımcısı bizi yangın söndürme küreğinin sapıyla döverdi. okulumuza gelen tek ünlü de o zamanki belediye başkanı aytaç durak'tı. hepimize kuru üzümle fındık verip gitti. millete coni dep, bize aytaç durak. ecnebiye keptın sıparov, bize kuru üzüm fındık.

    zalımsın dünya.

  • ülkemizde, hakkındaki bilgi sözlük tanımından öteye gitmediği için bu kadar çok tartışmaya sebebiyet veren olay.

    sözlük tanımı: "futbolda, top bir kale yönünde hareket halindeyken, o kaleye akın yapan takımın oyuncularından birinin önünde, karşı takımdan (kaleci dışında) herhangi bir oyuncu bulunmaması durumu" olsa da kendi içerisinde kurallara ayrılmakla beraber bu kurallar da değişebilmektedir. hatta geçtiğimiz aylarda ofsayt kuralının "tüm vücut" rakip takım oyuncusunu geçmediği sürece ofsayt olmayacağı şeklinde güncelleneceği gibi iddialar ortaya atılsa da (örnek: https://x.com/…xtra/status/1675096115975159808?s=20) henüz böyle bir gelişme olmadı.

    güncel kuralları ile inceleyelim.

    öncelikle, futbolcunun gol atabilecek herhangi bir uzvunun ofsayt çizgisi dışarısında kalması, ofsayta sebebiyet verir. yani kol ve eller ofsayt durumunu oluşturmaz. burada güncel bir olayla ayrı bir parantez açmak icap eder: geçtiğimiz günlerde oynanan bayern münih ve galatasaray maçında icardi'nin ofsayt olan pozisyonu sarı kırmızılılar tarafından çokça eleştirilse de yarı otomatik ofsayt sisteminin çektiği görüntülerde kural olarak topa temas edebileceği kafa ve göğüs bölgesinin de rakip oyuncudan ilerde olduğu gözüküyor. görsel ayrıca bayern münihli oyuncunun da kol ve eli ile topa müdahale edemeyeceği için icardi'nin önünde gözükse de topa müdahale edebileceği uzuvları icardi'nin gerisinde. görsel bu yüzden ofsayt kararı doğrudur.

    ofsayt pozisyonundaki bir oyuncu, topun takım arkadaşına dokunduğu veya takım arkadaşının topla oynadığı anda yalnızca oyunda aktif bir rol oynuyorsa cezalandırılır. bu durumlar: takım arkadaşı tarafından pas verilen veya dokunulan bir topu oynayarak veya dokunarak oyunu etkileme, rakip oyuncuya müdahale ederek oyunu etkileme, rakip oyuncunun görüş hattını açıkça engelleyerek rakibin topa müdahale etmesini engelleme, rakip oyuncunun topu oynamasını açıkça etkileyen belirgin bir eylemde bulunma, rakibe müdahale ederek avantaj sağlama, kale direği, maç hakemi veya bir rakip oyuncudan sekip gelmiş veya üzerine çarpmış olması durumunda, ofsayt durumunda sayılır. topu alan oyuncunun pası, topun kontrolünü ele geçirme veya gol çabası başarısız olursa, bu, oyuncunun topu kasıtlı olarak oynadığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. yani gol girişimine girmese veya golü kaçırsa da ofsaytta sayılır, buna göre oyun devam eder.

    ayrıca ofsayt pozisyonunda olan veya duran bir oyuncu bir rakibin yolunda duruyorsa ve rakibin topa doğru hareketini engelliyorsa, bu durum rakibin topa müdahale veya mücadele yeteneğini etkilerse yine ofsayt cezalandırmaları çerçevesinde cezalandırılır.

    faul durumlarında ise ofsayt önce gerçekleşmişse ofsayt cezası uygulanır. yani, ofsayt durumundaki oyuncu faul yapar veya faule maruz kalırsa düdük çalınacak durum fauller değil ofsayttır. avantaja bırakma durumu, ofsayt pozisyonlarında geçerli değildir.

    ofsayt çizgisi dediğimiz şey de, top ayaktan çıkarken çekilir. türkiye'de bu çizgi zaman zaman top ayaktayken çekilir, güncel kurallara yanlıştır.

    ofsayt cezalandırmaları ise şu şekilde gerçekleşir:

    ofsayt varsa, hakem ofsaytın meydana geldiği yerde dolaylı serbest vuruş verir, buna oyuncunun kendi saha yarısında olması da dahildir. bir savunma oyuncusu, hakemin izni olmadan saha dışına çıkarsa, bir sonraki oyun durmasına veya savunma ekibinin topu sahanın ortasına doğru oynayıp kendi ceza alanının dışına çıkana kadar, ofsayt için kale çizgisi veya taç çizgisi üzerinde kabul edilir. oyuncu saha dışına kasıtlı olarak çıkarsa, top bir daha oyun dışındayken oyuncuya sarı kart gösterilir.

    bir hücum oyuncusu, aktif oyunda yer almak istemiyorsa saha dışına çıkabilir veya orada kalabilir. eğer oyuncu kale çizgisinden tekrar oyuna girer ve bir sonraki oyun durmasına veya savunma ekibi topu sahanın ortasına doğru oynayıp kendi ceza alanının dışına çıkana kadar oyuna dahil olursa, oyuncu ofsayt için kale çizgisinde pozisyon alıyor kabul edilir. saha dışına kasıtlı olarak çıkan ve hakemin izni olmadan geri dönen ve ofsayt nedeniyle cezalandırılmayan bir hücum oyuncusu avantaj sağlarsa, oyuncuya sarı kart gösterilir.

    eğer bir hücum oyuncusu, topun gol çizgisini geçtiği sırada kale direkleri arasında ve gol içinde duruyorsa, bir ofsayt suçu işlemezse, gol verilmelidir; aksi takdirde oyun dolaylı veya direkt serbest vuruşla başlatılır.

    lakin,

    -taç atışı
    -köşe vuruşu
    -kale vuruşu

    durumlarında, tanım dışına çıkılsa bile ofsayt durumu oluşmaz.

    detaylı bir konu olmasından mütevellit insanlar arasında tartışmalara sebebiyet vermesinin ve hatta bazen hakemlerin bile ofsayt pozisyonlarında yanlış kararlar alabileceğinin normal olduğunu hatırlatmakta da fayda var.

  • dedesi üniversite mezunu, babası lise mezunu, abisi ise liseden atılmış biri olarak darmadağın ettiğim eylem.

  • trt spor spikerleri :

    x- almanya'nın sunumundan hiçbir şey anlamadım.
    y- ben de hiçbir şey anlamadım.
    z- ben de anlamadım.

    geri zekalısınız çünkü.

  • on tane tarikatçı otobüsle gidiyorlarmış...
    yolda otobüs devrilmiş...
    tarikatçılar tümden mevta...
    cennetin kapısına kadar gelmişler...
    görevli melek bunlara bakmış;
    " - aranızda çocuklarla evliliği onaylayan,
    - çocuk tacizcisi olan,
    - çocuklara tecavüz eden var ise beni hiç oyalamayın doğruca cehenneme gidin. yolu
    şu taraf" demiş...
    tarikatçıların dokuzu geri dönmüş ve cehenneme doğru yönelmişler.
    görevli melek birkaç saniye sonra arkalarından bağırmış.
    "laaan!.. bu sağır pezevengi de alın buradan."

    debe editi: arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. - mustafa kemal atatürk (kastamonu'da ikinci konuşma)

    edit: bu fıkra mükerrerdir...

  • ".....bastığın yerleri - toprak- diyerek geçme, tanı!
    düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
    sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
    verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı." --- mehmet akif ersoy

  • üzücü lakin hayatın gerçeği olan osuruk. sakin olun, bu eninde sonunda bir gün olucaktı.

    pek tabii ki kokmayanı makbuldür. allah her şeyin hayırlısını versin, amin.

  • boyle yazinca cok uydurma durdu da, hakkaten var boyle bir sey. izafiyet teorisinin garipliklerinden biri. barn and pole paradox diye geciyor ingilizcede.

    olay su: ahmet'in elinde 20 metrelik bir cubuk var, onunde de 10 metre uzunlugunda bir ahir var. ahirin iki ucunda acik birer kapi bulunuyor. ahmet cubugu yere paralel bir sekilde tutuyor, ahirin icinden kosarak gececek. ama isik hizinin yuzde doksani gibi bir hizla kosacak. faruk ahirin tepesinde oturuyor ve ahmet'i izliyor. simdi, izafiyet teorisine gore, ahmet (ve cubuk) isik hizinin yuzde doksani hizda ilerledigi icin, faruk cubugun uzunlugunu 20 metre degil, yaklasik 9 metre olarak goruyor (bkz: lorentz donusumleri). ahir da 10 metre uzunlukta olduguna gore, faruk'un bakis acisindan oyle bir an gelecek ki cubuk tamamen ahirin icine sigmis olacak. faruk isterse tam o anda ahirin iki kapisini birden kapatip cubugu icerde hapsedebilir.

    oysa ahmet'in bakis acisindan durum farkli. ahmet'e gore cubugun hizi sifir (cunku ahmet'le beraber hareket ediyor) ve uzunlugu 20 metre, ahir ise isik hizina yakin bir hizla kendisine yaklasiyor, ve uzunlugu 4,5 metre (lorentz donusumuyle kisalmis). yani cubugun herhangi bir anda ahira tamamen sigmasi mumkun degil.

    kim hakli? cubuk herhangi bir anda ahira sigdi mi sigmadi mi?

    problemi daha da belirgin kilmak icin sunu hayal edelim: faruk, cubugun tamamen ahirin icine girdigini gordugu anda iki kapiyi da bir anligina kapayip cubugu iceride hapsediyor, sonra kapilari hemen aciyor ki ahmet arka kapidan cikabilsin. yani faruk'a gore cubuk bir anligina ahirin icinde hapsoldu. ahmet'in acisindan olayin boyle gorunmesine imkan yok, cunku cubuk 20 metre, ahir ise 4,5 metre.

    problemin cozumu es zamanlilik denen mefhumda yatiyor. faruk, kendi bakis acisindan kapilari ayni anda kapatip cubugu bir anligina hapsetti, oysa ahmet'in bakis acisindan kapilar ayni anda kapanmiyor! cubuk daha arka kapiya varmadan arka kapi kapaniyor ve aciliyor, sonra cubugun onu o kapidan cikiyor, sonra cubugun arkasi (hala acik olan) on kapidan geciyor, ondan sonra on kapi kapaniyor ve aciliyor. boylece cubuk ahirin icinden problemsiz geciyor, ve hicbir anda ahirin icine tam olarak sigmiyor.

    demek ki faruk'un referans cercevesinde es zamanli olarak gerceklesen iki olay (on ve arka kapilarin kapanmasi), ahmet'in referans cercevesinde farkli zamanlarda gerceklesiyor. buna da es zamanliligin izafiyeti (relativity of simultaneity) deniyor.

    sorumuza geri donersek, kim hakli? cubuk ahira sigdi mi sigmadi mi? cevap: ikisi de hakli. faruk'a gore sigdi, ahmet'e gore sigmadi. "mutlak anlamda" cubugun ahira sigip sigmadigini sormak anlamsiz. gozlemcilerden bagimsiz evrensel bir koordinat sistemi yok cunku, her gozlemcinin kendi koordinat sistemi var.

    boyleyken boyle dostlar. daha fazlasi icin: http://en.wikipedia.org/wiki/barn-pole_paradox

    edit: bilim ve teknik dergisinden konuyla ilgili bir yazi: http://evrenbilimi.blogcu.com/…ma-paradoksu/3287625

    edit: faruk kapilari kapattiktan sonra hic acmasa ne olur sorusu pek cok kisinin aklina gelmis. ilgili wikipedia maddesinde ve yukaridaki bilim ve teknik yazisinda anlatilmis, kisaca ozet geceyim: faruk'un referans cercevesinde, 9 metrelik cubuk 10 metrelik ahirin icine tamamen girer, faruk ahirin iki kapisini ayni anda kapatir, cubuk arka kapiya carpar ve durur. carpmadan sonra cubuk yeterince elastik bir malzemeden yapildiysa carpismanin gucunu absorbe edip duragan uzunlugu olan 20 metreye donmeye calisir, ahirin giris kapisina iceriden dayanir ve iki kapi arasinda sikisip kalir. ahmet'in referans cercevesinde, 20 metrelik cubuk 4,5 metrelik ahirin on kapisindan gecer, sonra arka kapi kapanir, sonra cubugun onu arka kapiya carpar ve durur, carpmanin etkisi cubugun arkasina yayilincaya kadar (maksimum isik hiziyla yayilabilir) cubugun arkasi hicbir sey olmamis gibi yoluna devam eder, cubuk buzuldukce buzulur ve arkasi (hala acik olan) on kapidan iceri girer, sonra on kapi kapanir. cubuk yeterince elastik ise carpismanin gucunu absorbe edip 20 metrelik duragan uzunluguna donmeye calisir, on kapiya iceriden dayanir ve iki kapi arasinda sikisip kalir. carpisma bittikten sonra hem faruk hem ahmet ayni seyi gorur: 10 metreye buzulmus ve iki kapi arasinda sikisip kalmis bir cubuk. tabii pratikte boyle bir carpismanin gucunu ne ahir kapisi ne de cubuk absorbe edebilir, muhtemelen ikisi de bin parcaya ayrilip tuz buz olur.