hesabın var mı? giriş yap

  • bizim peder hoze takmış kafaya, evlendirecek beni, benim arkadaşları yakalamış onlarla dertleşiyor.

    -söyleyin şu arkadaşınıza da evlensin artık.
    +ya x amca bizim söylememizle evlenir mi o hiç?
    -evlenir evlenir, bizim yaşar'ın kızı var izmir'de onu alsın, yaşar çok iyi arkadaşım benim.
    +ya bakalım senin oğlan kızı beğenecek mi x amca?
    -beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
    +ya bakalım kız senin oğlanı beğenecek mi?
    -beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
    +bakalım babası kızı verecek mi bizimkine.
    -verir verir, adam çok iyi arkadaşım, sarhoş demez, kumarbaz demez verir kızını, kırmaz beni.

    adam malını biliyor abi.

  • alınan hiçbir maaş üniversitede zamanlarındaki sahip olunan yaşam kalitesini satın alamaz. o zamanlar özgürsünüzdür, aklınıza gelebilecek her türlü çılgınlığı, saçmalığı vs. gerçekleştirebilecek güce sahipsinizdir. patronlara eğmek zorunda kaldığınız başı kimseye eğmek zorunda değilsinizdir, profesörlere bile. en önemlisi de yaratma, hayal etme dürtüleriniz henüz körelmemiştir.

    üniversiteden mezun olunup iş hayatına girildiğinde ise kendi mesleğiniz dışındaki tüm şeylere ilgi ayıramaz hale gelirsiniz. ne ailenizi ne arkadaşlarınızı görecek vaktiniz yoktur. bu hayat sizi gittikçe yalnızlaştırır. sevgilinizle görüşemeyip birşeyleri artık paylaşamadığınız için ayrılma noktasına gelirsiniz. en sevdiğiniz yazarları okuyamaz, en sevdiğiniz yönetmenleri izleyemezsiniz.

    çalışırken haftasonları hiç olmadığı kadar hızlı geçer. yatakta kendinizi tüm gün boyunca dinlenirken bulursunuz. sonra gelsin yine pazartesi sendromları.

    biz nerede hata yapıyoruz bilemedim. şu 4-5 yılda üniversite için yapılan masrafla güzel, temiz bir köyde ev alsak bir de aylık 400- 500 lira gelirimiz olsa kitabımızı okusak, kaliteli sohbetlerimizi etsek şu hayattan sayısız kat fazla kaliteli yaşamımız olurdu. bu şekilde de yaşıyoruz ama ne için, neyin uğruna?

  • oturma duzenegi nedeniyle gloria'nin starbucks'dan daha sansli oldugu rekabet. gloria'da elinize verdikleri menuden begendiginiz kahveyi "ahanda şu olsun" diye gostererek isteyebiliyorsunuz, starbucks'da telaffuz etmek durumundasiniz :

    - bana bi tane maçarotti..
    - efendim?
    - bi tane makivetti..
    - nasil?
    - nescafe var mi?
    - yok maalesef..
    - sittir, o zaman bi tane makamotti..
    - ne?
    - ver bisi iste canina yandigim..

  • ayni durumdan muzdarip oldugum hede.

    sirf asansoru kullanmak icin bazen tavuk doner alip gidip 4. kata cikip merdivenlerine oturup orda yiyorum sonra tekrar evime geliyorum

  • olmayan rezalettir. rezalet puanı 1/10.

    p.s: sinyal mükemmel bir hatadır, sinyal efsanedir