hesabın var mı? giriş yap

  • ayak kokusunun veya ayak kokusu sinmiş çorabın karakteristiğini veren uçucu molekül olan isovaleric acid'in aynı zamanda sert peynirlerin (eski kaşar, parmeggianno, emmental, pecorino vb) doğal formülünün koku profilinde de belirleyici olmasından kaynaklanır. sadece peynir değil, bazen içtiğiniz bira'da da bu kokuyu hissedebilirsiniz çünkü mayanın enfeksiyonu sırasında isovaleric acid açığa çıkabilir.

    sonuçta doğadaki kokulu malzemeye eş sayıda molekül mevcut değil ve bir şekilde pek çoğu zıt malzeme içinde kesişiyor. misal; yasemin/dışkı (indole kesişmesi), bal/idrar (phenylacetic acid kesişmesi) vs vs.

    bizler kokuları bağlamları ile değerlendirdiğimizden, nasıl sunulduysa öyle kabul ederiz. merak edenler bu konuda brown üniversitesi/rachel herz'ün yaptığı deneye bakabilirler.

    yani, takmayın kafanızı. sonuçta "iğrenç" tanımı da, aynı iyi-kötü, güzel-çirkin gibi sizin taktığınız bir etiket.

  • bir insan sırtını dönerek neyin işaretini yapmış olabilir ki?

    gün geçtikçe deliriyor, delirdikçe kontrolünü iyice kaybediyor. insanlar sırtlarını dönerek protesto ediyorlar diye insanları ahlaksızlık ile suçluyor.

    valla çok merak ettim kadınları. yaratıcı hakaret yöntemlerini paylaşmalarını isterim.

  • eroin,kokain,alkol bağımlılığı tedavisinde kullanılan son derece etkili bir madde.bir dozu ile altı aylık eroin yoksunlugu ortadan kaldırılabilmekteymiş.neuromascular sistem ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde de kullanılmaktaymış.kullanan insanlarda ileri derecede kendine güven ve aşırı farkındalık hallerine yol açtığından depresyon tedavisinde de etkiliymiş.geçmiş hatalardan kaynaklı yıkımlardan arınma ve yeni bir kişilik inşası amacıyla tek bir seans uygulanan ibogain uzun yıllar icin etkisini sürdürmekteymiş.30 lu yıllarda fransada ticari ilaç versiyonu da çıkmış.lakin günümüzde yasal bir madde değildir.bu bağlamda tıbbi işlemlerin ötesinde meyledilmemelidir.

  • ciroya bakarak yatırım yapılıyor, adamlar da bug'ını bulmuş işin, bakkal dükkanını dijitale uyarlayalım, 1 liraya alırım, 1 liraya satarım, maksat ciro artsın. geri kalan masrafı da yatırımcıdan çıkartırız zaten, harika business plan, pandemi olmasa çoktan ufalmıştı, şansları yaver gitti, hype oldular. yatırımcılar da ayrı çakal, kusura bakmayın, hype olan bir şeye giriyor, hype bitmeden hissesini başkasına satıp/çakıp çıkıyor.

    pandemi öncesinde de aynısını savunuyordum, yine aynısını savunuyorum. hem insan eforu açısından, hem global ısınma açısından, nereden bakarsanız bakın inanılmaz gereksiz bir iş bu. gece vakti ilaç ihtiyacın olsa tırım tırım eczane arıyorsun ama dondurma istediğinde birisi kapına kadar geliyor.

    amerika'da şehir merkezi dışında yaşayan insanların çoğu markete/bakkala onlarca km uzaklıkta yaşıyorlar ve haftalık/aylık planlamalar ile alışverişlerini yapıyorlar. bizim nasıl bir satın alım gücümüz var ki böyle bir ayağa hizmet peşindeyiz.
    (bkz: ayranı yok içmeye taht-ı revanla gider sıçmaya)

    ekleme :
    ben de bir girişimciyim, sektörde tanışmadığım mentor, görüşmediğim vc kalmadı.

    kripto para kovalayanlardan farkları yok. yatırım alan firmaları ölümüne zorluyorlar kendi paralarını katlamak için. unicorn çıkartır mıyız? decacorn çıkartır mıyız? derdindeler tamamen.

    sürdürülebilirlik umurlarında bile değil. hangi yaraya derman oluyoruz, doğaya nasıl bir etki yapıyoruz umurlarında bile değil.

    konuşunca da unorthodox oluyorum işte. hepiniz çok iyi biliyorsanız bu işi, açın etohum sitesini, 10 sene önceden başlayıp yatırım alan firmalara bakın kardeşim, at gibi koşturmasanız çoğu işletme ayakta kalırdı, yatırım alanların hemen hemen hepsi uçuk hedeflerinizi tutturamayıp kapattılar.

    mütevazi ve sürdürülebilir bir büyüme amaçlayan hedefler koyunca da küçümseniyorsunuz sektörde maalesef.

    neyse daha çok şey yazarım da, şimdilik yeterli.

  • aklıma geldikçe mesaj atarım, sesini duymak istediğimde ararım, merak ettiğimde sorarım, kızdığımda söylerim, özlediğimde buluşma ayarlarım, derdim olduğunda anlatırım, kötü bir şey olduğunu hissediyorsam sorarım, güvenmiyorsam bunu söylerim... bu kadar düz düşünen, hayatı zorlaştırmayı sevmeyen birisi olduğum için şimdiye kadar anlaşılamadım. taktiklere o kadar alışılmış ki karşıma çıkanlar için çok "marjinal" kaldım. bu kadar düz davranışlarımın yeni bir taktik olduğunu düşünenler oldu. tuzağıma yakalanmamaya çalıştılar resmen.

    eğer taktiklerle tanışmamış, bunlara ihtiyaç duymayan birini bulursam elini hiç bırakmayacağım. *hayatı güzelleştirmek için olur, aptal taktiklerle zorlaştırmak için değil. *da aynı şekilde.