hesabın var mı? giriş yap

  • yıl 2001 hacıhüsrev'e tayini çıkmış bir öğretmenim. maslak'ta yaşıyorum. o zamanlar metro sadece 4 levent'e kadar. sabah otobüsle trafikte metroya git. oradan mecidiyeköy'de in yine otobüs bekle. bindiğim otobüs hacıhüsrev'e girmiyor yokuşun altında kasımpaşa yolunda bırakıyor. sabahın köründe o yokuşu tırman, çekilecek dert değil. bisiklet aldım.

    maslak'tan bisikletle 4 levent'e geldim, oradan metroya attım bisikleti (bisikletten de ekstra geçiş ücreti istediler ve sabah bu saatlerde bisikleti sokma uyarısı da aldım aslında haklılar yer yok bisiklete) osmanbey durağında inip, feriköy üzerinden gittim okula. bu iş böyle olmayacak diye feriköy'de oturan arkadaşların apartmanına koymaya başladım bisikleti oradan okula gidiyorum ama 2 gün geçmedi bisikleti çalmaya çalışmışlar, kilidi kıramayınca da lastikleri parçalamışlar.

    bu alternatif de olmadı dilekçe yazdım metro amirliğine. otobüs bile geçmeyen yere tayin oldum çevreci bir araçla okula gidiyorum ama siz bisikletimden ücret alıyorsunuz diye yazdım. hemen cevap geldi, görüşmeye çağırdılar. bisikletinizden ücret almasak da o saat uygun değil gelin en iyisi osmanbey'e bizim metrodaki odalardan birine park edin bisikleti buradan alırsınız işe gidip gelmek için dediler. böyle gidip gelmeye başlamıştım.

  • bugün itibariyle açıklanmış sonuçlardır.

    https://www.theguardian.com/…l-oecd-pisa?cmp=twt_gu

    2015 yılı sonunda okuduğunu anlama, matematik ve bilim dallarında dünyada 500bin öğrenci ile yapılmış değerlendirmede, türkiye olarak son sıralarda yerimizi aldık.

    işin kötüsü 3 yılda bir yapılan bu sınavda, 2012 sonuçlarına göre ülkemiz öğrencileri çok şiddetli bir düşüş gösterdi.

    https://twitter.com/…rgur/status/806076994576334848

    sonuç:
    anadolu liselerini, fen liselerini ve genel lise eğitimindeki yapılan değişikliklerin üzerine bir de imam hatip okullarına yapılan yatırımın meyvelerini anlamaya başladık hamdolsun.

    gelecekten gelecek edit:

    2029 a geldik bir tane yüksek teknoloji sınıfında markamız yok. neden yok acaba?

  • ukrayna*'da yaşarken kız kaldırmaya türkiye'ye gelmiş bir gerizekalının feryadı. evladım mal mısın sen?

  • üzerinde pek düşünülmez ama bu gerçektir. çünkü bir yavşağı astronot yapmazlar. astronot olduktan sonra yavşaklaşanlara da anında yol verirler. böyledir bu. şansı yaver giden bir yavşak her şey olabilir. polis olur, hakim olur, hatta bakan, başbakan bile olur. ama bir yavşak asla astronot olamaz. pilot da olur mesela. ama yörüngeye çıkacak adam yavşak olamaz.

    2003 yılında, astronot olmaya çok yaklaşmıştım. ama olmadı. seçmeleri geçemeyince, astronotluğun kitabını yazmış olan babam hemen sordu; bi yavşaklığını mı gördüler? hayır, dedim babama, 29 cm ile boydan kaybettim. "neyse, yavşaklık nedeniyle elenmekten iyidir." diyerek teselli etti beni...

  • kendisinin daha iyi otomobil yaparım gibi bir tezi olmadığı halde bazı yazarlar tarafından bu şekilde çamur atılmış ekonomistin togg ile ilgili bilgilendirici köşe yazısı.

  • karizması yapımının çok zor olmasından ileri gelen kılıç.

    günümüzde ateşi tek bir hamleyle yakabiliyoruz, geçmişte de daha kolay yöntemleri mutlaka vardır ancak japonya ve uzak doğu'daki demir ustaları bir demirin ucunu döve döve kor haline getirip öyle yakıyorlarmış ateşi.

    bir katananın kalitesi tamamen dövülüşünden geçiyor. günümüzde hidrolik sistemlerle çok kolay olsa da geçmişte, yani sadece el gücüyle yapılan dönemlerde bayağı uzun sürüyormuş.
    tamahagane kor olana kadar ateş içinde ısıtılıyor, sonra dövülerek içindeki cevher çıkarılıyor. bu bayağı uzun ve zor bir işlem olduğu için tırnak kadar parçalar bile önemli oluyor, "aman bundan ne kadar çıkar, atayım gitsin" yok yani. daha sonra elde edilen parçalar kawagani ve shingani olarak ayrılıyor, shingani'ye kılıcın kalbi, kawagani'ye de kılıcın bedeni (ceseti) de deniyor. bu parçalar çekiç yardımıyla kırılıp düzgün parçalara ayrılıyor ve kılıcı oluşturacak parçalar bunlar.

    kırılan parçalar (kawagani) düzgün bir biçimde erime noktası daha yüksek bir temel üstüne diziliyor. üstüne tamahagane'den artan köpüksü demirler koyuluyor, ıslak bir kağıtla örtülüp üstüne sulandırılmış kil dökülüyor. bu kil parçaların düşmesini engelliyor. ayrıca ortamdaki oksijenin karbonla etkileşime geçmesini engelliyor, yani karbondioksit oluşumunu önlüyor. ayrıca ısınma/yanma/pişme/kor olma işlemini de hızlandırıyor.

    kor haline gelen çelik parçaları fırından çıkarılıp çekiç yardımıyla düzleştiriliyor ve kağıt/kil işlemleri ile tekrar fırına sokuluyor. bu işlem defalarca yapılıyor, ta ki çelik dümdüz olana kadar. bitti mi, bitmedi tabi.

    eldeki çelik parçası ortadan bölünüp katlanıyor ve kil suyuna bulanarak tekrar fırına sokuluyor. kor haline gelince çıkarılıp, dövülüp, ikiye bölünüp, katlanıp tekrar fırına sokuluyor. bu işlem çeliği daha yoğun bir hale getiriyor. defalarca devam ediyor bu işlem, ta ki karbon salınımı son bulana kadar. kawagani bir kenara bırakılıp shingani'ye geçiliyor.

    shingani parçaları da aynı şekilde diziliyor, ıslak kağıtla örtülüp kil suyuna bulanıyor ve fırına sokuluyor. shingani de defalarca katlanıp tekrar fırına sokuluyor. ta ki karbon salınımı bitene dek.

    kawagani uzun ince bir şekilde dövülüyor ve katlanmış shingani'nin içine yerleştirilip birleştiriliyor. bu birleşim katlamaların bir sonucu olarak "3 milyon katman"dan oluşuyor. daha sonra kor haline getirilip şekil verilmeye başlanıyor. kılıç dövüle dövüle bildiğimiz hattori hanzo şekline getiriliyor. uzunca bir kılıç görüntüsüne gelince ucu kesiliyor.

    burdan sonrası ince işçilik. ısıtılan kılıç açılı olarak dövülüyor. bu dövme işlemi kılıcı daha da inceltiyor. daha sonra sert demir bir zımpara yardımı ile keskinleştiriliyor. ancak hala istediğimiz seviyede değil, kör hala. kesmez.

    bulamaç halinde kil kılıca sürülüyor. kılıcın sırtına daha yoğun bir katman sürülüyor ki sert olsun, yüzüne de daha ince bir katman sürülüyor ki yumuşak olsun. bulamaç kuruduktan sonra da tekrar fırına giriyor. fırın yaklaşık 1000 santigrat derece.

    kılıç belli bir sıcaklığa gelince fırından çıkarılıp yağa yatırılıyor. böylece kılıç sertleştiriliyor. kılıcımız hazır. buradan sonrası detay. kılıcın bitip kabzanın başladığı yere bakırdan dövülmüş ve sahibini tanımlayan bir sembol ekleniyor. (genelde ejderha olurmuş) tahtadan yapılan sap özel bir örgüyle deri ile sarılıyor, tüm parçalar birleştirilince ortaya hattori hanzo çıkıyor.

    50 kilodan fazla kömür harcanıyormuş bu işte, aylar süren bir çalışma tabi. öyle yaptım oldu bitti değil. kılıç kullanmak çok ince, özel ve yetenek isteyen bir iş olduğu için eski zamanlarda japonya'da her kılıç ustasının kendi kılıcını yapması beklenirmiş.

    2000 yıldan daha eski bir kültür, insan böyle düşününce şaşıp kalıyor tabi. adamlar 2000 yıl önce böyle bir teknoloji geliştirmiş, böyle bir birikim yapmış ve bunu nesilden nesile aktarmışlar. hala bu sistemle yapıyormuş katana ustaları.

  • --- spoiler ---

    bizimkisi bir rant hikayesi
    yeşil dolar şeklinde biraz
    yalan dolan ve iftira
    bizimkisi dava gibi biraz

    bu ihale senin için
    bu arsaları kapatalım
    hiç utanma arlanma
    sen zenginleş daima

    bizimkisi beka hikayesi
    yeşil dolar şeklinde biraz
    pkk feto yediririz halka
    bizimkisi talan gibi biraz
    --- spoiler ---

    edit: arkadaşlar şarkının yaratıcısı ben değilim. gereken ilgiyi görmediğini düşündüğüm için alıntı şeklinde koydum buraya. övgüleri lütfen kendisine iletiniz. (bkz: #88497506)