hesabın var mı? giriş yap

  • gelmiş geçmiş en samimi ve en tatlı kadınların listesi yapılsa ilk 10 a girecek birisi belki de.

    dinozorluğuna övgüsünü ne güzel anlatmış;

    "çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım? tam tersine baş kaldırırım, direnirim böyle bir çağa karşı. bu yüzden dinozorlukla suçlanmam da vız gelir bana. çünkü ben dinozoru tarih öncesi çağların nesli tükenmiş bir hayvanı olarak değil; geçmişin doğruluğu kanıtlanmış ve yadsınamaz değerlerini yeni sentezler yaparak geleceğe taşımayı amaçlayan bir yaratık olarak tanımlıyor, dinozorluğumla övünüyorum."

  • amerikan pop kültüründe derin izler bırakmış ünlü çizgi roman karakteri, bilimkurgu kahramanı. çeşitli çizer ve yazarlar tarafından bugüne kadar kesintisiz üretilen "flash gordon" serilerinin ilk macerası 1934'te alex raymond'un çizgileriyle yayınlandı. bir yıl sonra radyo tiyatrosuna, zaman içinde sinema, televizyon dizisi ve çizgi film serisi de dahil birçok farklı alana uyarlandı.

    yale üniversitesi mezunu, polo oyuncusu asilzade steven 'flash' gordon'un bir süper kahraman olarak atıldığı bilimkurgu maceraları, dünyayı ateşe veren meteor yağmurlarıyla başlar. çılgın bilimci dr. hans zarkov, uzaydan gelen meteorlarınkaynağına ulaşmak için bir uzay emisi inşa eder.ancak böyle bir seyahati tek başına yapmak istememektedir. üstün yeteneklerine inandığı flash ve güzel sevgilisi dale arden'i kaçıran dr. zarkov, onlarla birlikte uzayın derinliklerindeki mongo gezegenine doğru yola çıkar.

    maceracı üçlü, mongo imparatoru amansız ming'in meteorları dünyaya karşı bir silah olarak kullandığını keşfeder ve "uzay savaşı" başlar. mongo'daki ming muhaliflerinin dünyalılardan yana tavır koyduğu bir savaşta antik tragedyanın dinamikleri uzaya taşınmıştır: şeytan ruhlu ming, flash'ı yok edip, dale arden ile evlenmeyi arzularken, ming'in kızı prenses aura da flash'e aşık oluur...

    "uzay yolu", "supermen", "yıldız savaşları" başta olmak üzere bilimkurgu sinemasının birçok yapıtına öncülük eden "flash gordon" 1938'den itibaren defalarca filme çekildi. 1980'de ingiliz yönetmen mike hodges'ın yaptığı film bunlar arasında en çok iz bırakan oldu. müziği queen tarafından beslenip, icra edilen ve albüm haline getirilen "flash gordon" filminde, başroldeki çiftten çok, ming'i canlandıran max von sydow, prenses aura rolündeki ornella muti ve aura'nın aşığı prens barin rolüyle timothy dalton'un öne çıkması dikkat çekiciydi.

    alfa yayıncılık, flash gordon çizgi roman serisini türkçeye çevirip fasiküller halinde yayınlarken "sarı saçlı mavi gözlü tuhaf türk karakterler" dağarcığımıza katkıda bulunarak ünlü karakterin adını "baytekin" olarak değiştirdi. aynı tutum türkiye'de vizyona giren flash gordon filmlerinde ve türk yönetmenlerin yaptığı sinema uyarlamalarında da gözlendi. "flash gordon space soldiers" filminin bir kopyası, 1967'de şinasi özkonuk tarafından "baytekin fezada çarpışanlar" adıyla sinemaya aktarıldı. baytekin rolünü hasan demirtaş'ın üstlendiği filmin orijinal müziği '60'ların progresif anadolu rock grubu koyun tarafından yapıldı.

    roll, s: 141

  • bu davranış, güven ve saygı gibi temel bir ilişki dinamiğini bozan manipülatif bir davranıştır. sahte bir hesap açarak sevgiliyi sınamak, bir ilişkide sağlıklı bir iletişim ve güven temeli oluşturmaktan uzaktır. bu davranışın sevgilinin güvenini kıracağı ve ilişkiyi zedeleyeceği muhtemeldir.

    bir ilişkide güvensizlik veya şüpheler varsa, doğru olan şey, bunları açık bir şekilde ortaya koymak ve birlikte sorunları çözmek için adımlar atmaktır. ilişkilerde güven duygusu, iki kişi arasında birbirlerine saygı duyma ve dürüst olma yeteneğine dayanır. bu davranış, güveni bozar ve sevgilinin size olan güvenini sarsar.

    bu konuda birçok akademik çalışma bulunmaktadır. yapılan çalışmalar, bu tür davranışların ciddi sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir.

    bir makaleye göre, bu tip manipülatif davranışlar, ilişkilerde güveni bozduğu gibi genellikle kişinin kendisine olan güvenini de sarsar. bu da uzun vadede ilişkinin zarar görmesine yol açabilir (kosek, 2016).

    bir başka çalışmada, manipülatif davranışların insanların kendilerine olan güvenini zedeleyebileceği, başka insanlara karşı güvensizlik ve şüphecilik hissi yaratabileceği ve hatta psikolojik olarak zarar verebileceği belirtilmektedir (simon et al., 2002).

    ayrıca, güvenin ilişkilerdeki önemine dair birçok çalışma bulunmaktadır. bir çalışma, güvenin, ilişkilerdeki duygusal bağlılığı ve tatmini artırdığını göstermiştir (larzelere ve huston, 1980). başka bir çalışma ise, güvensizliğin, çiftlerin birbirlerine karşı daha az olumlu davranışlar sergilemesine ve ilişkilerinin daha az tatmin edici olmasına yol açabileceğini belirtmiştir (fincham ve bradbury, 1992).

    kaynakça:
    kosek, k. (2016). digital jealousy: the dark side of technology and relationships. journal of relationship and social psychology, 1(1), 26-37.

    simon, r. w., arbeiter, t. a., & lester, a. (2002). the effects of manipulation and trust on emotional and behavioral reactions in conflicts in close relationships. journal of personality and social psychology, 83(3), 708-723.

    larzelere, r. e., & huston, t. l. (1980). the dyadic trust scale: toward understanding interpersonal trust in close relationships. journal of marriage and family, 42(3), 595-604.

    fincham, f. d., & bradbury, t. n. (1992). assessing attributions in marriage: the relationship attribution measure. journal of personality and social psychology, 62(3), 457-468.

    kaynak: chatgpt

  • sene 1997
    istanbul'a yeni gitmişim.
    çocukluk arkadaşım, can dostumla kadıköy postanesinin önünde saat 1'de buluşacağız.

    ben avrupa yakasından iett ile geliyorum. fırtına, kar, buz. rüzgar, insanın bir kulaklarından girip diğerinden iki misli çıkıyordu. deve katarı ağır aksak ilerliyordu. hava kül ve katran kokuyordu. manzara tam benlikti. neyse dağıtmayalım konuyu.

    kar, buz, trafik derken benim saat 1'de kadıköy'de olamayacağım belli oldu. başladım stresten kaşınmaya, "ya arkadaşım bekleyemez çekip giderse" diye. muhtemelen benim kar, fırtına, trafiği görüp geri döneceğimi de düşünmüş olabilirdi. ama ne olursa olsun gidecektim, geri dönmedim. saat oldu 2, daha yeni boğaz köprüsündeyiz, gıdım gıdım ilerliyor otobüs. saat oldu 2,5, sonra 3. hala varamadık amısına koduğum kadıköyü'ne. "arkadaşım şimdi çoktan gitmiştir, nasıl döneceğim bir daha aynı yolu" endişesi sardı, bitirdi beni. saat 3,5'a doğru kadıköy'de oldum, düşe kalka koşarak postaneyi buldum. "yok yok kesin gitmiştir, beklemez bu kadar saat" diyorum bir yandan. postanenin ön tarafından göremedim onu. dizlerimin bağı çözüldü. hafif diğer tarafa doğru baktığımda, karın, soğuğun ortasında tir tir beni bekleyen arkadaşımı gördüm. vazgeçip gitmemiş, it gibi titrese de beni beklemişti. koşarak sarıldım ona. garibim, 2,5-3 saate yakın beni beklemiş o soğukta.

    -işte böyle buluşuluyordu.

    şimdiki gibi kimse dakka başı osuruk gibi "qanka 10 dakikaya ordayım" diye birbirine mesaj atamıyordu ama insanlar bıçak gibi sertti, mertti.

  • ben demiyorum canlarım, turkcell diyor. başlık izin vermedi, tam hali "turkcell platinum müşterilerine uludağ'da bedavaya kayıyor". yani turkcelli olman yetmiyor bir de platinum üyeysen oğğhhhh nefis, turkcell sana doğrudan bedavaya kayıyor.

    turkcell şişiriyor, turkcell geçiriyor, turkcell fiyatları indirmiyor diye duymuştum ama kaymak? hem de bedavaya kaymak? sağolasın turkcell, ben de ne zamandır biri gelir de bana şöyle kallavisinden bir kayar diye hayal kuruyordum. lan bunun reklamını da çeksinler süper olur, türkselleee hazırlaaan kaymayaaaaa...

    aha bu da linki:

    http://www.turkcell.com.tr/…tanayricaliklialisveris

    düzeltilme ihtimaline karşılık capsli hali:

    http://twitpic.com/45ndrv/full

  • günde 3 paket kırmızı uzun marlboro (yooo tırcı değil babam) içen babamla hayatında tek dal sigara içmemiş sporcu kişilik kardeşimin arasında geçen konuşmanın öznesi olmuş sigara.

    - baba elektronik sigara alayım sana ondan iç bari.
    - zararlıymış kanser yapıyomuş onlar!
    - %+&/()()?? nasıl ya?
    - sanane ulan. canım elektrik içmek istese gider trafo yalarım. sanane.

    hangi cevabına gülsem bilemedim. aahhahaajhfa.

  • hic denemedim ama sanirim soyle bir yol izlerdim.

    -selam:) alkolle aran iyi sanirim pek etkilemiyor seni:)
    -sanane desem
    -sarhos oldugunu dusunurum
    -gulumseyip evet desem.
    -bana asildigini dusunurum:)
    -evine gidelim mi? :)

    oha lan cok kolay oldu. hayal diye belki.

  • biz vatandaş olarak o 239 milyarı ödeseydik, bu ödenmeyen para merkez bankasında basılmasaydı daha az zararımız olurdu.

    vergi gelirinden vazgeçtiniz de nasıl sübvanse ettiniz durumu? para basarak.

    enflasyon bir de bu sebepten patladı.