hesabın var mı? giriş yap

  • "başımıza gelmese gerçekten bizde inanmazdık belki, bu iddialar doğruysa vah ki ne vah ülkemize"
    iddiaları sunan sensin doğruysa diye niye soruyorsun ?
    300 usd ye anlaş telde haluk ile görüş sonra dön adamlara 600 usd den fatura iste bu kadar ucuz kurgu olmaz ya.
    şöyle bir hikaye yazın bir dahakine "fatura açığımız var sen 300 yerine 400 usd al bizde 600 yaz" daha ikna edici olur.

  • eğer anneyi saymazsak yaştan dolayı, o gün çekilmiş olan fotoğraflarda en kalabalık fotoğraflara bakarsak 7 kişi var.1 2 bu 7 kişinin hepsi de genç. doğum günü için evde toplanmışlar ve görünen yüzüyle evde anne ve 7 genç var. peki neden bu kadar 7 genç vurgusu yaptım? çünkü paylaşılan fotoğraf serisinde bütün fotoğraflar klasik doğum günü partisi fotoğraflarıyken, en sonda alakasız bir şekilde among us isimli bir oyunun ekran görüntüsü paylaşılmış. bu ekran görüntüsünde de oyunda 8 karakter olduğu gözüküyor. eğer anne oyuna dahil değilse(öyle tahmin ediyorum) evdeki 7 genç ve dışarıdan 1 kişi dahil 8 kişi oynuyorlar. ve bu 8 karakterden birinin nickname' i "gem". artık nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin açık açık bir mesaj içerdiği kesin. söyleyeceklerim bu kadar.

  • twiter'dan bir yorum:

    erbakan'ın kızı da şeriat istiyodu. miras ortaya gelince, şeriata göre yarım pay almamak, medeni kanuna göre eşit pay almak, için kardeşini mahkemeye verdi.

  • "diyelim ki balıkmışım ben, sen de balıkçı. ikimiz de biliriz sineğe bile kıyamazsın, öyle bos oltayı atarsın denize. bilirsin salak olmadığımı, ama aşık olduğumu bilmezsin. ben sana inat yakalanırım. şaşırırsın, nerden çıktı bu diye... istediğin balık degil ki, oturmak iskelede. mecbur çekersin yukarıya. acı çekiyorum nede olsa. dedim ya kıyamazsın... uzanırım avuçlarına. dudaklarıma dokunursun, iğneyi çıkartacaksın ya, yoksa sevdiğinden falan değil... bilirim senin yanında yaşayamayacağımı. sen de bilirsin, öldürmeye kıyamazsın, bakarsın avucundaki aptal balığa, ben de sana... sonra beni kurtarmayı seçersin, ben avuçlarında ölmeyi seçmiştim oysa... bırakırsın denize. yüzünde kahraman gülümseme. hayat kurtardın ya biraz önce. sessizce boğulurken mavilerde, son kez bakarım iskeleye, iskeledeki aptal balıkçıya, sen de kurtardığın balığına..."

  • hayatı anlamaya yarayan effect.

    lindy, new york’ta bir cafe ismi. buraya genelde işsiz oyuncular gelip, o anda broadway’de oynanan oyunların hangilerinin tutacağını, hangilerinin de batacağını tahminlermiş. bu tahmini de, oyunun hayatta olduğu zaman dilimini kullanarak yaparlarmış. oyun, 100 gündür oynanıyorsa, bir 100 gün daha oynanacağını öngörürlermiş. lindy effect buradan geliyor.

    önerdiği şudur basitçe, lindy effect, business, kitap, kavram ya da benzer şeylerin, gözlemlenen ömrünün yarı ömründe olduğunu söyler. eğer bir işletme 100 yaşındaysa, 100 yıl daha hayatta olması beklenir. 10 yıldır hayatta olan bir iş, 10 yıl kadar daha hayatta olmalı. lindy effect etkisi altında, bir işletmenin ölüm oranı zamanla azalır.

    bunu ben, geleceği öngörmek biz ölümlüler için fazlaca karmaşık ve zor olduğundan, geçmişe dönük kullanmaya çalışıyorum. yani şöyle, şu anda kuracağım hangi business yıllarca hayatta kalır sorusunun cevabı için yıllarca hayatta kalmış ve şu anda da hayatta olan işlere bakmak lazım. bunları günümüz teknolojisiyle iyileştirmek mümkün mü? ihtiyaç belli ki var ki business yıllardır hayatta. bu ihtiyacı yeni bir ürün ya da teknolojiyle nasıl karşılayabilirim?

    ya da mesela, öyle bir kitap yazayım ki, bundan 10 sene sonra da okunsun. lindy effect nasıl kullanılabilir bu sorunda? geriye dönük yine. 10 sene önce insanlar ne okuyordu? bunu bulmak lazım. bu konu demek ki öyle önemli bir şeyleri kapsıyor ki insanlık için, insanlar 10 sene önce de 10 sene sonra da okumaya devam edecek.

    (bkz: nassim nicholas taleb) okumanız tavsiyedir konu hakkında.

  • geçenlerde bu durumun benzeri benim de başıma geldi. iş çıkışı eve dönerken bizim mahallenin iki gencini yolda el ele gördüm. hatta sokak ortasında öpüşüyorlardı. hiddetlendim! gittim uyardım; "hılmi, dursun naapıyosunuz olm siz?"

  • muhtemelen türkiye'ye yapılacak geri göndermedir.

    yalnız isveç devletinden ricam, düzgün mültecileri değil de,
    seçebilirlerse, hırsız, tecavüzcü, barbar tipleri bize göndersinler.

    biz de kırmızı halılı devlet töreni ile karşılarız.
    çünküm bu tarz insanları halkımız baştacı etmeyi çok sever ve onlar da bizden birisi gibi olacağı için rahatça kaynaşırız.