ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
narkotikçi keş arı
abdülhamid han sondaj gemisinin logosu
city of london
-
londranin gobegindeki 1 mil-karelik finans ve i$ merkezi. avrupa'nin en yogun para aki$i burdandir; dunya siralamasinda da manhattan'dan sonra 2 numaradir burasi. (bkz: financial hub)
http://en.wikipedia.org/wiki/city_of_london
sizce ben brad pitt'in gençliğini andırıyor muyum
-
93-94 yılları. bizim mahallede bir nuri vardı benden birkaç yaş küçük. sık sık saçını buzağı yalamış gibi tarayıp gelir "abi abi ben brucelli'ye benziyom mu?" diye sorardı. (bkz: bruce lee) biz de güzelinden bir s.ktir çekerdik. ne geri zekalı çocuktu lan..
not1: brucelli yazıldığı gibi okunur.
not2: nuri büyümüş sözlük yazarı olmuş, nereden nereye..
debedit: nuri geçmiş güzel günlerin hatırına başlığı başıma yapıp gitti. paylaştığı fotoğraf başkasına ait olabileceği için buraya eklemiyorum. dersini aldığını umarak nickini de yazmıyorum. soru başlık, sözlüğü forum gibi kullanma ve kötü trolleme denemelerinin sözlükte patladığı bu günlerde umarım gereken mesaj biraz olsun alınmıştır. bak nuri, bunu senin ve senin gibi sözlüğün içine eden diğer yazarlar için yaptım: nuri gibi olma
bir kereye de mahsus olsa yapmak istenen işler
-
neo misali baştan aşağı deri kıyafetler giyip (deri palto, çizme, pantolon + güneş gözlüğü) bir havaalanına gitmek. metal dedektörüne girmeden önce, son derece ciddi ve cool tavırlarla paltomun iç cebinden bir adet "sapan" ve üç beş adet çakıl taşı çıkarıp görevli polise teslim etmek. dedektörden geçince de kollarımı iki yana açıp "hadi arayın üstümü" hareketi yapmak. ama bütün bunları hiç gülmeden yapmak. çok istiyorum bunu.
haruki murakami
-
kitaplarını, kelimeler arasına sıkıştırdığı notalarla beraber yazan, imgelem ve müziğini kitaplarında okurlarıyla paylaşan yazın adamı. kendisi hakkında "haruki murakami and the music of words" adlı inceleme dahi kaleme alınmış, bir nevi müzikal hikayeci kendisi.
"edebiyat öldüyse, biri murakami'yi cenazeye çağırmayı unutmuş."
hakan peker
-
oldukça yüksek bir egoyla canlı yayını terk etmiş şarkıcı..
yıllarca televizyonculuk yaptım reji dahil her yerde bulundum, inanın reji şarkıcı göstermek zorunda değildir sürekli, şarkıcının suratından ziyade ondan daha çok eğlenen kişileri göstermek yayının temposu için gereklidir..
kendisi de bilir..
hepsini geçtim orada bulunma sebebi zaten kendisi de değil, daha değerli sanatçılar da var kendisinden onları hiç göremiyoruz mesela..
ayıptır..
arif erdem
-
oyuncu bir tv programında gülerek anlattı. "fatih terim döneminde sürekli oyundan ilk çıkan futbolcu oluyordum. dakikalar yetmişi gösterirken tabela kalkar ve oyundan çıkardım. bir maça başladık ve ilk yarıda iki gol attım, maç koptu. sahanın içinde okan buruk, suat kaya gibi oyuncularla ilk kim çıkacak muhabbetine başladık ve iddiaya girdik, oyundan ilk çıkan diğerlerine yemek ısmarlayacak yahut bir şeyler alacak... iki gol attığım için bu sefer ilk ben çıkmam diye düşünüyorum derken dakika yetmişe geliyor ve tabela kalkıyor, oyundan çıkıyorum. oyundan çıkarken okan-suat falan gülüyor, benim suratım bir karış. fatih hoca yüzümü görünce; oğlum niye trip yapıyorsun? diye sordu, hocam öbür maçları anladım da bu maçta iki gol attım erkenden çıkarmazsın sanıyordum, diye cevap verdim. fatih hoca; " evladım, suat işaret etti, hocam arif sakatlandı, ağrısı var dedi, ondan değiştirdim..." orada bile yemişler beni..."
yurt dışında istanbul'a en benzeyen şehir
-
(bkz: lizbon)
edit: aşağıda benim gibi düşünenleri cehaletle suçlayan, kendisine olan yanıtımı kamuya açık şekilde yazmadan direk kendisine kibar ve gülücüklü bir mesajla ilettiğim, ancak yanıtında "salak" ve "davar" şeklinde hakaretamiz ifadelerde bulunan dallamaya* da belirttiğim gibi; 6 ay barcelona'da, 1.5 yıl buenos aires'te yaşamış, kahire'de deniz olduğunu zannedecek, buenos aires'in 7 tepeli istanbul'la alakasız şekilde dümdüz olduğunu bilmeyecek kadar zırcahil dallamanın* bahsettiği tüm şehirleri bizzat görmüş, hatta bu dallamanın kimsenin zorbalığa uğramaz dediği barcelona'da 2 metre cüssemle bir soyulma, bir gasp yaşamış bir şehir plancısı olarak cevabım gene aynı: lizbon.
ispat niteliğinde şu görseli de şuraya bırakalım:
https://listelist.com/…14/08/lizbon-listelist-6.jpg
edit: entry'de adı geçen dallama* uçurulmuş. bu agresiflikle çok bile kalmış burada.
birkaç tane şehidimiz var
-
birkaç, dedi ya.
utanmadan birkaç, dedi.
onu izleyenler de alkışladı.
yattığım yerde kan beynime fırladı.
allah sizi bildiği gibi yapsın.
birkaç: türkiye'de insana verilen değer.
farkında mısın ilk kavgamızı ettik bile
-
- merhaba.. tanışabilir miyiz?
- git be manyak!
- farkında mısın ilk kavgamızı ettik bile