hesabın var mı? giriş yap

  • oha hem bisiklet yolundan gidiyor, hem köpek aniden çıkmıyor insan gibi karşıya geçiyor. çocuk olsa yerinde ona da çarpacak. yapması gereken tek şey önüne bakmak olan adamın bunu yapmaması ve suçu köpekte bulanların varlığını görmek komik.
    köpeğe çarpamasaydı az ilerde başka şeye çarpardı şüphem yok.

    köpeklere bok atmak için bok yiyecek hale gelmişsiniz.

  • komşunun internet bağlantısını kullanmam gerekebiliyor ve o bağlantı arıza verdiğinde modeme restart atamadığım için adamların elektrik şalterini kapatıp açıyorum.

  • gözlemlediğim kadarıyla iki alt tipi var:

    1 - duygusal olarak yakınlık hissedilen ama erişilmez olan birine karşı yapılan. uzaktan aşık olunan birisi, eski sevgili ya da eski eşe karşı..burada asıl duygusal zemin temas ihtiyacı. gerçek hayatta temas edemeyeceğini bildiği için haberdar olma ve bir nevi kontak arzusu sonucu gelişiyor stalking.

    birine aşık olduğunuzda beyniniz dopamin salgılıyor. aynı kokain kullanırsanız olacağı gibi..dopamin 'high' duygusu yaratan bir nörotransmitter. bu nedenle kokain bağımlıları sürekli o high'ın peşine düşüp tekrar tekrar kokain alıyorlar. aşkta da durum farklı değil. aşık olduğunuzda aşık olduğunuz kişiyle kontak ihtiyacı içine giriyorsunuz. hepsi dopamin uğruna..

    peki aşık olduğunuz kişi erişilmez olduğunda ne oluyor. bağımlılıkta craving denilen, maddeyi yoğun şekilde arzulama gelişiyor. kokain bağımlıları bir line kokain için nasıl her şeyi yapacak hale gelirse, siz de aşık olduğunuz kişiyle temas için o hale geliyorsunuz.

    stalking burada devreye giriyor. erişilmez olanı kısmen erişilebilir hale getiriyor. bu kişiyi yatıştırıyor. e peki neden kötü? çünkü ayrılık demek bir bağın kopması demek ve o bağ stalkingle sürdükçe bağımlılık patterni sürüyor. yani normalde acısını çekip kopmanız gereken kadın/adam, dopamin uğruna sündürdüğünüz saçma tek taraflı bir ilişkiye malzeme oluyor. sosyal medya hesabını her incelendiğinizde kopacak bağ güçleniyor. vazgeçemez hale geliyor ve yapmanız gerekeni -önünüze bakmayı- başaramıyorsunuz.

    2 - bir de psikolojik üstünlük sağlamak/bilgi edinmek için yapılan stalking var. burada duygusal yakınlık değil sosyal hayattaki pozisyon/statü/rol meseleleri söz konusu. müdürünüz, terapistiniz, çocuğunuzun öğretmeni bu tip stalkingin temel malzemesi.

    müdürünüz iş yerinizde size üstün, bilgiyle bunu dengelemek istiyorsunuz. terapistiniz sizinle ilgili bir çok detay biliyor, bunu dengelemek istiyorsunuz. çocuğunuzun öğretmeni, yavrunuzu emanet ettiğiniz kişi, hakkında bilgi edinmek istiyorsunuz..

    burada sağlıksız olan şey hayatta zayıf pozisyona tahammül edememek. narsistik açıdan kırılgan bireylerde bu tip stalking daha sık. kişi ne kadar kırılgansa stalking o kadar şiddetli oluyor. kendini muktedir hissetmek uğruna müdürünün hayatının tüm detayını didikleyen ya da binbir çabayla terapistinin üniversite andacına online ortamdan ulaşan insanlar tanıyorum. sadece güçlü hissedebilmek için..oysa gerçekten güçlü olmak, zayıf ve kırılgan olabilmeyi tolere etmekten geçer.

    tipi ne olursa olsun yoğun şekilde yaşanan stalking söz konusuysa kişide ruhsal zeminde bir sorun var demektir. tavsiyem stalking'i bırakın, hemen şimdi..süreçte o didikleme arzusu aynı bağımlılıkta olduğu gibi yavaşça sönecek, o profile girmediğiniz her gün, ertesi gün girmeme ihtimaliniz artacak. daha normal işlev göreceksiniz..

    *ilk tipe dair bir yazı: https://m.mic.com/…k-stalking-your-ex-blame-science

  • ıki sebepledir. birincisi yer. camasir makinesi zaten cok yer kaplarken bir de kurutma 90m2 evlere sigmaz.

    ıkincisi, kurutma makinesi kumasi cok yipratir. kullanmayanların bilmediği bir gerçek var. sürekli kurutmayla kurutulan kıyafetler pamuklanmaya baslar. ya da kolayca deforme olur. mesela havlular bir süre sonra yırtılır. hele jeanler... incecik olur.

    bu arada öyle şak diye kurutmuyor. nereden baksan, 1,5 saat dönüyor yine o makine. kendi tecrübeme göre çamaşır odasına 1 ufo koymak aynı sürede aynı performansı sağlıyor. üstelik çamaşırlar da yıpranmıyor. üstelik odayı da ısıtıyor.

  • türkiye'de olsa bebeğin psikolojisinde bozulma olmadığı ya da olay esnasında bebeğin direnmediği dolayısı ile olayda bebeğin rızası olduğu ve sanığın mahkeme esnasında iyi halinden dolayı beraat kararı çıkma olasılığı yüksek olurdu.

  • ben(d)im bu. çok müsrif birisi değilim ama yine de hesabını bilen bir eşim olduğu için maaş kartım ile sadece 1 adet olan kredi kartım kendisinde. ben her gün rutin bir şekilde işten eve, evden işe gittiğim için dışarıda ekstra harcama yapacak bir durumum olmuyor. bir nevi 'haftalık' alıyorum eşimden*. dışarıda dostlarla veya başbaşa yemeğe gittiğimizde hesabı eşim ödüyor. taksiye biniyoruz parayı eşim ödüyor. mağazaya giriyoruz alışverişi eşim ödüyor. sevgililik zamanlarının tam tersi*. yalnız, internet bankacılığı kontrolleri* bende. ne oluyor, ne bitiyor görebiliyorum.

    yalnız şunu özellikle belirteyim. 2010 başlarında mortgage kredi faizlerinin en dipte olduğu ve piyasanın en civcivli olduğu zamanlarda eşimin cesareti sayesinde krediye girdik. hesabı kendisi tuttuğu için hem krediyi ödedik, hem kenara para koyduk. 8 senelik krediyi 4.sene sonunda toplu ödeme ile kapattık. işte tüm bunlar hesabını bilen eşim sayesinde oldu. bana kalsaydı ben o zamanlarda krediye giremez, hala kiracı olarak oturuyor olurdum.

    edit: 2017 itibariyle boşandım.
    edit: boşanma ile ilgili herhangi bir soru sormayın.

  • 'ey tokalaştıktan sonra "yanaktan da öpeyim mi acep" stresi yaşatan az samimi olduğumuz insanlar, ömrümüzü yediniz.'