ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
behzat ç.
-
bitmesi gerektiği zamanda, bitmesi gerektiği gibi bitti...
başta o süper kitaplar ve özgün hikâye için emrah serbes'e,
3 sezon boyunca hatıra defterini okuduğumuz delimiz erdal beşikçioğlu'na,
sonra, bu işte büyük emeği olan ercan mehmet erdem'e,
serdar akar'a,
pilli bebek ve büyük üstad neşet ertaş'a,
diziyi çok çok başka yerlere taşıyan nejat işler ve güven kıraç'a,
son olarak da, ilk sezonunda kötü reytinglerine rağmen sözlükte olsun, başka sitelerde olsun bu diziyi ayakta tutup bu günlere kadar getiren tüm insanlara selam olsun.
koca bir eyvallah.
askerde hindi eti diye yenen yaratık
-
kaval kemiğine benzer kemikleriyle "ulan insan mı yedirtiyolar bize" diye düşündürten ardından, "her gün bu kadar insanı nerden bulup da pişircekler" kuşkusuyla oh çektiren yaratık.
hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek
-
himym'de “everyone has baggage" bölümünü bilenler vardır. kendi adıma, bizleri yoran yıllardır taşıdığımız yüklere şefkatle yardım edecek birisini bulmanın zorluğu, belli yaşlardan sonra herkesin yüklerinin çoğalmasıyla kimseyi hayatınıza almak istemememiz, çünkü uğraşmaya yüreğimizin kalmaması (ne demiş şair ya da muhtemelen benim uydurmam: “bu saatten sonra hayatıma kimseyi alamam, hikayem uzun”), her şeyin daha hesapsız ve daha iç içe vakit geçirme fırsatı olduğu için gerçek aşkı bulabileceğiniz üniversite gibi ortamlarda ki fırsatların heba edilmesi vs gibi nedenlerle bu his maalesef ki öğrenilmiş çaresizlik gibi zaman zaman insana basabiliyor.
bir de evlilik denen sözleşme, yapılabilecek en iyi anlaşmayla dahi her iki tarafında daha az mutlu olacağı orta noktalar da antant kalmasıyla mümkün. yani siz birçok fedakarlıklar yapacaksınız, bu sizi daha az siz yapacak. korkutucu bir şey gibi geliyor bu bana. bir de aşk olmadan evlilik ayakta duracak bir kurum değil, ana babalarımız gibi kanaatlar insanlar değiliz biz, aşk varsa da bu sefer ihtiras, kıskançlık gibi haris duygulardan dolayı yine yıkılma tehlikesi var. bilemiyorum sanki günümüz bireyselleşen dünyasında evlilik aşırı demode bir kavram gibi kaldı.yine de evlenmemenin özgür olmak dışında güzel yanı andy warhol'ün dediği gibi “waiting for something, makes it more exciting.” hayatı güzel yapan da bu bekleyişler sanki. gelecek de hayalini kurduğumuz mükemmel eşe dair imgeler, şimdi biriyle olmaktan çok daha iyi gibi...
android telefonlara apk yüklemenin yasaklanması
-
(bkz: bir apple fanboyu ağlıyor gözleri yaşlı)
android açık kaynaklı bir yazılım paşam. tüm üreticiler topluca yasaklasa, gider root atar yine kullanırım o apk'yı.
atilla taş yüzünden ak parti'ye oy vermek
-
salaklıktan daha fazlası değildir. iki üç kişiye muhalefetine bakarak hangi partiye oy vereceğine karar veren insan salaktır. bu kişiler ne bileyim diğer partilere bağlı kişiler olsa neyse ama sadece ünlüler.
kısacası bu kişi salaktır.
murphy yasaları
-
bir varil lagım suyunun icerisine bir kaşık şarap koyarsanız, lagım suyu elde edersiniz. bir varil şarap içine, bir kaşık lagım suyu koyarsanız, yine lagım suyu elde edersiniz.
babanın ağlaması
-
3-4 senede bir olur. okuma yazmayi askerlik yaparken ogrenen babamın gözleri her evladi universite kazandikca dolar, zorlasa da kendini suzulur o yaslar yanaklarindan. cok sukur 4 kardesten 3'u yasattik o mutlulugu babamiza. en kucugumuz de bu sene insallah.
edit: en küçüğümüz de hukuk fakültesi kazandı çok şükür.
cem yılmaz'ın o. kavala ve s. demirtaş yorumu
-
"şu demirtaş suçlu ama..." yorumlarında gına geldi. onu da savunduruyorsunuz adama. arkadaş, suçluysa cezasını çeksin, mahkemelerimiz yargılasın, suçunu kanıtlasın, tck'da ne yazıyorsa o suçla ilgili, o kadar süre yatsın, bunu istemeyen şerefsizdir zaten. keza kavala için de aynı süreç işlesin. evrensel hukukta da böyle. olması gereken bu. gerek yasin börü ve arkadaşlarının başına gelenler, gerek 15 temmuzda yaşananları hepimiz biliyoruz, bunlarla ilgili kim suçluysa gün yüzü görmesinler. bu olması gereken şey.
ama ya suçlu değilse, soruşturma için içeride tutuluyorsa, yeterince suç bulunamıyorsa...
bu neden bu kadar önemli biliyor musun sevgili meriç? yarın aynısı sana da, bana da, bir tanıdığına da yapılabilir. ergenekon sürecinde, balyoz sürecinde yapıldı. şu anda hukuksuzca tutuklu binlerce khk'lı var. (neden hukuksuzca diyorum, devletin zamanında izin verdiği şeyleri yaptıkları gerekçesiyle suçlu gösteriliyorlar, legal bir bankaya, kendi hesabına para yatırdı diye işinden atılmış, hapse girmiş insanlar var. ha bu arada bankanın kurucusu bugün spk başkanı vs.)
iyi oku meriç. yarın şuursuzun biri gelip, seninle ilgili bir iddia ortaya atar, 4-5 yıl hapiste kalırsın daha hüküm almadan. bunu ister miydin? kendine istemeyeceğini başkasına da isteme. özgürlük çok kıymetli, bir saatini bile sana geri verecek kimse yokken, insanların yıllarını yiyorlar zindanlarda.
tanım: olması gerekeni savunmuş komedyen.
gelen mesajlar üzerine edit: yazdığım şeyin arkasındayım. anlatmaya çalıştığım bu soruşturmaların hala sürmesinin adalete güveni sarstığının anlaşılması. bu devletin savcısı/hakimi/polisi 4-5 yıl boyunca işlenen suça yönelik delil bulamıyorsa/dava açamıyorsa/davayı sonuçlandıramıyorsa adaletten nasıl bahsedebiliriz? adalet demek af demek değildir, suçluysa cezasını vermek, suçsuzsa haksızlığa uğramasını engellemektir. demirtaş o sözleri söylemiştir, halkı sokağa çağırmıştır ve bunun sonucunda insanlar ölmüştür. tamam, o zaman cezasını verelim, "dur biraz bekle (4-5 yıl) iddianame yazıp, seni yargılayacağız" denebilir mi? başımıza gelse "nerede bu devletin adaleti" demez miyiz?
acun'un kızı için sihirli annemi tekrar çektirmesi
-
(bkz: diktatör olunca yapılacak ufak şımarıklıklar)
edit: başlık başa kalınca havada kalmış. ilk entry'i yazan kaçtı. kaynak burada: https://www.haberler.com/…si-kizim-13786734-haberi/
annecim biz kürdüz ama okulda türkçe konuşuluyor
-
"çünkü türkiye'de yaşıyoruz evladım." şeklinde cevaba kavuşacak çocuk cümlesi.
mahmud efendi hazretlerinin büyük kerameti
-
"allah için yola çıkanı allah yolda bırakır mı?"
bildiğim kadarıyla peygamberin torunu çölden çıkamamış orada aç susuz ölmüştür.
demek ki allah için yola çıkmamış, allah yolunda olan yezid'miş çünkü yezid yolda kalmadı, her işi rast gitti.
30 yaşından sonra aşk meşk işlerinin bitmesi
-
bazı insanlar 25 yaşında ölür, 75 yaşına kadar gömülmez.
benjamin franklin