hesabın var mı? giriş yap

  • ilkokul müsameresi tadında hazırlanmış bir video ile özetlenmeye çalışılmış durum. hatta kısmi rezerv sistemiyle alakalı çeşitli video sitelerinde bir miktar daha araştırma yaparsanız konuyla alakalı akıl sınırlarınızı zorlayan başka videolar da bulabilirsiniz. hatta bir tanesi var ki evlere şenlik. 2 tane badem bıyıklı amca; oyuncak eşek, tavşan, kuş, kuzu, bahçe, ev, araba ile izah etmeye çalışıyor durumu. eşek kredi almaya çalışırken “ancak eşekler kredi kullanır zaten.” diye espri yapmayı da ihmal etmiyor. öteki de espri konusunda boş durur mu? sıra kuşa gelince de “kuş kadar beyniyle…” diyor öteki eküri.

    neyse. esas konuya geçmeden önce şunu belirteyim ki ekonomi üzerine eğitim almadım. icra ettiğim meslek de ekonomi üzerine değil. ama hatrı sayılır düzeyde matematik bilgim var. o yüzden ifade ettiklerim arasında yanlışlar varsa onları da bunu göz önünde bulundurarak değerlendirin.

    gelelim mevzuya. genel kanı bankaların kısmi rezerv sistemi ile havadan para imal ettikleri yönünde. öncelikle işin bu kısma tamamen gerçek dışı. bankalar asla havadan para üretmiyorlar. parayı çoğaltan banka değil piyasa. bunu şöyle örnekleyelim. diyelim bankacılık sistemi yok. herkes parasını kendi kasasında saklıyor. benim 100 000 tl param var. bir arkadaşım benden borç istiyor ve veriyorum. o gidiyor onunla bir şey alıyor. satıcı 100 000 tl değerinde mal satmış oluyor. o da o paranın bir kısmıyla kendisinin ve ailesinin kişisel ihtiyaçlarını gideriyor. kalanıyla elemanlarının maaşlarını ödüyor ve işletmesinde satmak üzere daha fazla mal alıyor. bu paraları alan diğer kişi ve firmalar da hemen hemen aynı şeyi yapıyor. benim kasamdan çıkan 100 000 tl piyasada elden ele dolaşıp duruyor. gördüğünüz gibi ortada banka yokken de para havadan üretilebiliyor. daha doğrusu paranın üretildiği falan yok. küçük miktardaki paranın piyasada dolaşması o paradan çok daha büyük miktarlarda mal ve hizmet üretimine sebep olmuş oluyor.

    bankalar piyasada üretilen bu mal ve hizmetlerin hızlanmasında kolaylık ve hızlılık kazandıran mekanizmalardır sadece. hatta bankaların olmadığı ortamda kısmi rezerv denen bir şey de olmayacağından piyasadaki x miktardaki para teorik olarak sonsuza yakınsayan bir hizmet ve mal üretimi olurdu. ama %10’luk kısmi rezerv sayesinde bankalardaki toplam x miktardaki paranın karşılığında en fazla 10x miktarında mal ve hizmet üretiliyor.

    bir arkadaş da şunu demiş. piyasada dolaşan toplam para 85 milyar civarında ama bankalara olan toplam borç 1,3 trilyon civarında. nasıl ödenecek bu para demiş. cevabı çok basit nasıl ki piyasada para elden ele dolaşarak bol miktarda mal ve hizmet üretiliyorsa bunun tam tersi de mümkün. piyasada para elden ele dolaşarak bolca miktarda borcu da ödeyebilir. önemli olan piyasada dolaşan paranın çok çok üzerinde toplam borç olması değil. ülke ekonomisinin sürdürülebilir olması. maalesef türkiye bu konuda sınıfta kalan bir ülke.

    bir başka arkadaş da şunu demiş. ben gidip bankaya 10 000 tl para yatırdığım zaman banka bana cüzi miktarda faiz verip bu para sayesinde bu paranın %60-70’i kadar kar elde ediyor. hayır o kadar karı o para sayesinde elde etmiyor. sizin bankaya yatırdığınız 10 000 tl’nin 9000 tl’si kredi olarak kullandırılıp o 9000 tl tekrar bankacılık sistemine döndüğü zaman o 9000 tl artık sizin paranız değil. bir başkasının kazandığı, hak ettiği, bir şekilde sahibi olduğu para. o para banka için yeni bir mevduat. bir başka müşterisinin getirdiği bir nakit. bu kadar basit.

    bir başka geyik de bütün herkes parasını almaya kalksa bankaların batacağı. bankalarda toplam mevduat kadar para yokmuş. o paranın sadece küçük bir bölümü varmış. elbette ki öyle. banka o mevduatları kredi olarak satmasa nasıl kazanacak? bankardan bütün müşteriler paralarını almaya kalkarsa banka batarmış. bankalar neden para kazanıyormuş? bütün herkes parasını almaya kalkarsa batacağını kimsenin bilmediğinden para kazanıyormuş. size bir sır vereyim mi? bizim evin biraz ilerisinde bulunan süper marketin bütün müşterileri oradan alış veriş yapmayı keserse o market batar biliyor musunuz? berberler neden para kazanıyormuş biliyor musunuz? bütün insanlar traş olmaktan vazgeçerlerse berberlerin batacağını kimsenin bilmemesinden dolayı kazanıyorlar.

    sonuç olarak, evet türkiye ekonomisi kötü. insanlar önünü göremiyor. insanlar borç içinde ama esas mesele borcun olması değil. bu borçları ödemeye olanak sağlayacak sürdürülebilir bir ekonomik sistemin olmayışı esas mesele. ama bu ekonomik gidişatın sebebi bankalar değil. bankalar günah keçisi gibi gösterilmekte. kötü gidişatın sebebi bankacılık, sigorta gibi sektörlerin dışında kalan diğer sektörlerdeki durumun kötü olmasıdır. devletin üretime yeterince destek olmayıp, oraya buraya bina dikerek ülkeyi şantiyeye çevirme odaklı ekonomi anlayışıdır. ihracatın yeteri kadar olmaması ve ithalatın giderek büyümesidir kötü ekonominin sebebi. ama bankaların bu kötü gidişatta bir payı yok. bunun sebebini başka yerlerde aramak lazım.

  • elden 13 milyon 900 bin dolar verip, faizsiz şekilde verdiği kadar kazanmaya çalışan cahil bir insanın dolandırıldığı olaydır.

    her ay az az verip, bunları iyice zeki olduklarına inandırmış ablam. tabii bunlar zeki değil, sadece kendilerini kurnaz sanan doyumsuz tipler.

    neyse bu tarz anadolu köylüsü zihniyetine de üzülmeyelim.

  • lozan'ı kimse zafer olarak görmüyor zaten. mevcut şartlarda yapılabilecek en iyi antlaşma olarak görüyor. ama bazıları başarısız bir darbe girişimini, ülkenin kurtuluş savaşı gibi göstermeye çalışıyor o ayrı.

  • amk ibnesi kesin, "imamoğlu kazandı, zafer kardeş halkların oldu" bilmem ne diye zırvalayacak, akabinde ysk seçim yenileme kararı alacak, akp'de seçimlere kadar bu ibnenin söylemleri üzerinden siyaset yapacak.
    hep aynı tiyatro amk yeter artık.

  • -sessizlikten ötürü kulağa oldukça belirgin gelen duvar saati sesi
    -kişinin çocukluğuna ait resmin aynanın önünde çerçeveli şekilde bulunması (anneannenin gözünde hep çocuksan demek)
    -telefonun üzerindeki dantel
    -klasik model bir koltuk takımı

    gibi detaylardır.

    not: ayrıca çocukken--oyuncak eksikliği (ulan hiç mi oyuncak olmaz bir evde? ne sıkılırdık arkadaş)

  • açılın kargocu geldi.

    olmayan çökmedir. biz ona sektörde şubeler patladı deriz. yani dağıtım kapasitesinin üzerinde çok sayıda kargo gelmesi sebebi ile teslimatların gecikmesi olayıdır.

    malumunuz covid-19 önlemleri nedeni ile belirli günler sokağa çıkma yasağı getirilmiş ve bu yasaktan kargo sektörü de muaf tutulmuştur. sağolsun halkımız evde kaldığı günleri internetten alışveriş yaparak değerlendirmiş ve şubelerin kargo sayıları iki katı üç katı gibi rakamlara ulaşmıştır.

    bir aracın kendi muhitinde bir gün içerisinde maksimum teslimat yapabilme ve aynı zamanda müşteriden kargo alımı yapabilme sayısı ortalama olarak bellidir. buna bir de yasal çalışma saatlerini de eklediğimiz zaman devir sayılarının yüksek olması çok normal.

    covid-19 siz değerli müşterileri etkilediği kadar çalışan kargo elemanlarını da etkilemektedir. girip çıkmadıkları yer kalmayan dağıtım personelleri de alınan tüm tedbirlere karşı corona virüsten etkilenebilir ve dağıtım yaptığı mahallenin teslimatlarında gecikmeler yaşanabilir.

    ek önlemler tabiki alınmaktadır ancak takdir edersiniz ki corona virüs dünyadaki hiçbir sektör için öngörülemezdi. öngörülemeyen nedenler için hiç bir şirket de arkasında destek olmadan araç ve personel yatırımları yapamaz.

    tüm olumsuzluklara rağmen bu global çapta salgının ortasında ekmek parası için canla başla çalışan kargo personellerinin de en az sağlık çalışanları kadar alkışı hak ettiklerini düşünmekteyim.

    edit : özelden çok sayıda destek ve alkış geldi. varolun, çok teşekkür ediyorum ve hepsini tüm kargo çalışanlarına armağan ediyorum.

  • elbetteki hagi reyiz'in monaco'ya attığı gol.

    hatta kapalıya dönüp eliyle bayrağı salla diye işaret etmiş (15. saniye)ve o soğukta üst bedeni nü olan ben o zamanlarda bir akım başlattığımız büyük (3'e 5 m)sopalı bayrağı alıp nasıl koydun laaaan diye bağırıp kendimden geçip sallamıştım(38.saniye)

    (bkz: ifşa olduk amk)

    ahanda

  • koltuğu indirirken arkasındaki kişiden izin alma nezaketinde bile bulunmayan birine kaldırır mısın ne demek? belli ki nezaketten incelikten anlamıyor. kaldır ulan koltuğu ayı iki büklüm kaldım burada görmüyor musun hıyar demeliydi.

  • sektörün içinden biri olarak söyleyebilirim ki reklam tamamen başarısız, mesaj yeterince kuvvetli değil ve görsel olarak tatmin etmiyor. sektör dediysem reklam değil lan, 31 sektöründeyim ben.

  • yüzmede, kollar kadar ayakların da önemi büyüktür. birbirini dengeleyen iki ayak arasında, başka bir ayak daha varsa tabii ki başarı elde edemezsin.

  • - kadın olduğu belirt checked
    - güzel olduğunu söyle checked
    - modellik yaptığını ekle checked
    - genç olduğunu unutma yaşını belirt checked
    - arayıştasın her yola gelirsin checked

    artık yeşili bekleyebiliriz.