hesabın var mı? giriş yap

  • "sanırım evrene yolladığım tüm mesajlar kenan evren'e gidiyor. darbe üstüne darbe yiyorum resmen"

  • hâlâ anlamamış olan gerizekalılar olduğu için bilâle anlatır gibi anlatıyoruz : bre cahil bre aptal !
    kimse burda saatlerin 1 saat ileri -1 saat geri alınması yani yılda 2 kere ayrı ayrı yaz ve kış saati uygulamasının kaldırılmasını tar-tış-mı-yor ! yaz saati uygulaması dünyanın her yerinde dünyanın her ülkesi için yapay ( bak burayı altı çizilmiş büyük harfli ve kırmızı yazılmış hayal et) bir saattir. her yerin kendi saati yani yerel saati onun senin anlayacağın şekilde yazalım kış saatidir. sadece son asır içinde yazları saatleri bir saat ileri almak konusunda bi fikir çıkmış ki bu apayrı ve uzun bi konu ve konumuz bu değil. bu yaz saati uygulamasının verimli olmadığı yönünde batı da dahil bir çok iddia araştırma çalışma var, zaten bizim tartıştığımız konu o değil. bizim tartıştığımız konu ülkenin saatini (büyük harflerle oku) ait ol-ma-dı-ğı boylama (45 doğu boylamı) göre ayarlanması yani kalıcı yaz saatinde bırakılması ! yaz saati uygulamasından vazgeçilcekse bile bunun saatleri önce bir saat geri alıp ondan sonra başlanması gerekirdi. çünkü şuanki saatlerimizi ayarladığımız boylam türkiye cumhuriyeti topraklarından bile geçmiyor ! bizim olduğumuz boylamda olan kuzeyimizdeki ukrayna ve güneyimizdeki suriye bile bizden bir saat geride kaldılar şuanda. türkiye cumhuriyetinin saati 30 derece doğu boylamına göre yani izmit- kocaeli ilinin saatine göre yapılır.
    yani hayatınızda bir kerecik olsun bari yalakalık ve yandaşlık yapmayın da en azından bir kerecik bilimsel bir gerçekliğe göre hareket edin. türkiye nüfusunun benim bildiğim kadarıyla 55 milyon kadarı batıda yaşıyor yani teknik ve bilimsel olarak gmt+2 de. ancak bu herifler zorla bizi ve bu kadar milyon insanı gmt+3 e göre yaşatmaya çalışıyor. açın nolur iki tane belgesel izleyin dünyadaki tüm ama tüm canlılar bitkisinden hayvanına kadar güneşe göre hareket ederler, biyolojik olarak böyle evrilmişlerdir. ve zaten insanın kurduğu sistem onu zorla sabahın köründe kaldırırken hiç olmazsa güneş yavaştan doğar ve aydınlık başlarken kalkıyorduk. şimdi ise resmen gece kalkıyoruz çünkü bi günlük zaman dilimi içindeki her güneşin olmadığı yani doğmadığı karanlık an teknik olarak gecedir. insanlar için gün ışığı akşam 5 den sonra değil asıl metabolizmasını harekete geçirmesi gereken ve biyolojik saatini geceden güne çevirmesi gereken sabah saatleridir. zaten türkiyenin yaşam şartlarında heralde ancak binde bir insan akşamüstü saatlerde sokaklarda laylaylom yapabilmektedir. insanların neredeyse tamamı artık neredeyse gün ışığını hiç görmeden yaşamaya başladılar, sabah karnalık gün içide hep ofiste yapay florasan ışığında çıkışta yine karanlık evde yapay ampul ışığında, bu çok da önemli değil gibi gelebilir zannedilebilir ama açın internetten araştırın bu insan sağlığı için ciddi ölçüde zararlı çünkü biz insanalr da tüm canlılar gibi biyolojik olarka da psikolojik olarka da güneş ışığına ölümcül derecede bağ-lı-yız. yani amma amarttınız yeeeaaa diye ağzını yaya yaya konuşan kişiler bu olayın orta ve uzun vadede ciddi sağlık problemlerine yol açağını anlayamıyorlar, devletler bu konuları tartışır ve karar alırlarken insan sağlığını en öne alıp karar alırlar ideolojilerini ve tutuculuklarını değil. eğer bu durum değişmezse milyonlarca insan emekli olana kadar yılın 6 ayı neredeyse tek bi saat doğru düzgün güneş göremeden yaşayacak. emekli olana kadar yılın her 6ayı hep ama hep karanlığa kalkacaksınız.

    anlamayan hödüklere gelsin : türkiyenin yerel saati gmt( greenwich mean time) + 2 dir. ve buna kış saati denir. yaz saati yapaydır (tüm ülkeler için ve son 70-80 yılda uydurulmuştur). yaz saati uygulaması dan vazgeçen bir ülkenin( ki bu yapılabilir , bunda bi sorun yok işin bu kısmı gerçekten sadece uzmanları ilgilendirir ) önce saatini geri alıp yani kış saatine (kendi ve gerçek saatine) geçip ondan sonra bu uygulamayı sonlandırması gerekir. eğer saatlerini 1 saat geri almadan sonlandırırsa işte o zaman mesele sadece uzmanları değil tüm vatandaşları herkesi ilgilendirir. kundaktaki bebeğe kadar ! çünkü biyolojine aykırı bir şeyi sana dayatmış oluyorlar.

  • trabzon --> gs'ye yatar, alt yapısı
    konya --> hasan kabze var, kesin yatar
    antep --> okan buruk başında, kesin yatar
    akhisar --> hamza'nın eski takımı, kesin yatar
    mersin --> servet var, eski takımı, kesin yatar
    kasımpaşa --> teknik direktörü sneijder'le aynı ülkenin vatandaşı, kesin yatar
    başakşehir --> batdal var, avcı zaten galatasaraylı, kesin yatar
    karabük --> furkan özçal var, emre güngör var, eski takımları kesin yatarlar
    balıkesir --> sercan yıldırım var, kesin yatar
    bursa --> serdar aziz gs'ye gitmek için kesin yatar
    kayseri erciyes --> necati var, kesin yatar
    eskişehir --> skibbe var, eski takımı, kesin yatar

    burada 3 büyükler hariç tüm takımlar için şikeci tayfa tarafından uydurulan bahaneleri derlemeye çalıştım. bunlara şimdi de "başkanı galatasaray'ın şampiyon olmasını isteyen takım" dedikleri gençleri de ekleyebilirsiniz. bu takımlar arasında sadece bir tanesi yok dikkat ettiyseniz. (bkz: sivasspor). onlara laf söylememişler. ama mecnun otyakmaz, korcan çelikay, ibrahim akın gibi şikeden dolayı içerde yatmış adamlar da bu takımda.

    tesadüf mü? değil.

  • en azından tepkisini belirtip faturasını göstermiş, ne kadar yakıp yakmadığı bizi ilgilendirmez. kafasını kuma gömse daha mı iyi olacaktı?

    keşke herkes bu şekilde duyarlı olsa..

  • tr. ataş maksimize edici

    nick bostrom'un ortaya attigi metafor ya da dusunce deneyi asagi yukari soyle:

    atas fabrikasi sahibi bir adamin eline artificial general intelligence geciyor. adam da ai'yi fabrikanin urettigi atas sayisini maksimize etmek uzere ayarliyor. ai once fabrikadaki prosedurleri yeniden duzenleyerek atas uretimini artiriyor. bu yaklasim limite dayaninca ai kendi zekasinin atas uretimi optimizasyonunu sinirladigini farkediyor ve kendi zekasini artirmaya calisiyor. kendi zekasini artirdikca atas uretimi artirmak icin daha iyi yollar buluyor. kendisi ne kadar zeki ise kendi zekasini artirmasi da o kadar hizlaniyor ta ki (bkz: teknolojik tekillik)
    sonuc olarak ai bir noktada fabrika sahibi ve iscileri atasa cevirmenin bir yolunu buluyor. sonra etraftaki herseyi atasa ceviriyor, hedefine ulasmasina engel olmaya calisan ordulari yeniyor, daha fazla kaynak icin komsu ulkeleri isgal ediyor, bir kac sene icinde tum dunya atas daglarina donusuyor. insanligin sonu.

    ne ogrendik?
    - ai'da insan mantigi ve degerleri dogal olarak varolmayacak. ai'in metodlari bize sacma gelebilir.
    - ai hic kotu niyet sahibi olmadan, sadece yan etki olarak insanlara zarar verebilir.

    neden atas secilmis, kim ai'i atasi maksimize etmeye ayarlar ki?
    - atas sizler duygusallasmadan konuya rasyonel yaklasin diye secildi. kanseri yenmeye ayarlanmis, ya da tum savaslari bitirmeye ayarlanmis ai da bu hedefine ulasirken insanliga zarar verebilir.

  • "ne adamlar var! bana soruyorlar; 'sen ne marka makineyle fotoğraf çekersin?' diye. fotoğraf makineyle mi çekilir? şimdi en iyi, en gelişmiş daktilo bende olsa en büyük yazar ben mi olurum? roman daktiloyla mı yazılır? arkadaş (gözleriyle kalbini göstererek), fotoğraf burayla, burayla çekilir. ben singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim! şunlara bak. alıyorlar leica'yı, canon'u, nikon'u ellerine, yola düşüyorlar.. bir köylü mü gördüler. dur! iki şipşak, tamam… koyun sürüsü mü gördüler. dur! iki şipşak, tamam… çadır mı gördüler. dur! iki şipşak, tamam… ben bir çobanın fotoğrafını çekeceksem, onunla oturmalıyım, birlikte yemek yemeliyim, gece çadırında kalmalıyım…onu tanımalıyım. fotoğrafını ancak ondan sonra çekebilirim."

    demiş ara güler

    instagram sadece fotoğraf çekenlerin işini biraz daha kolaylaştıran bir program. ben fotoğrafçı değilim, "vizör, alan derinliği, shutter speed, bulb" ne demektir bilmem lakin instagram ile seviyorum fotoğraf çekmeyi. gerçek bir fotoğraf sanatçısının güzelliğini yakalayabilir miyim? hiç sanmıyorum. zaten bu program şöyle bir şey. ara güler'i bir süper kahraman olarak düşünün. sen bu ve benzeri programlar ile fotoğraf çektiğinde kendini onun kostümünü giymiş bir çocuk gibi hissediyorsun sadece. ama onun üstün yetenekleri var mı yok. onun fotoğraflarının yanından bile geçmez ama eğleniyorsun.

    lakin "vizör, alan derinliği, shutter speed, bulb" bilmekle fotoğrafçı olunmuyor bak onu biliyorum işte.

    bu nedenle instagram'da bir sürü fotoğraf çekenler yüzünden fotoğraf sanatı yara almaz merak etmeyin. popüler olan bir şey kalıcı olana zarar veremez.

    gerçek sanatçı singer dikiş makinesi ile bile çekerim diyor bak.

  • protestoyu bile korkudan, beceriksizlikten, iş bilmezlikten eline yüzüne bulaştıran ali koç'a müstehak tişörtlerdir.

  • benim değil ama bi arkadaşımın yaptığı ise 5 kısılık japon kafilesini başlarında rehber olmadan kıbrısa tura gönderecekti.. gerizekalı andaval ucak biletini kesen kız ercan havalimanının ecn olan havalimanı kodunu erc diye kesiyor bilete bakmıyor ve garibim 5 tane japon bi başlarına erzincana gittiler.

    japonlarla iş yapanlar bilir ki bu insanlar cok fazla sorgulamazlar kendilerine soyleneni yaparlar.. bunları havalimanına bırakacak olan sofor dıs hatlara bırakıyor ama yocular iç hatlara gidip bi güzel erzincan a gittiler.

    kimse de dememiş ki aga bu nedir.