hesabın var mı? giriş yap

  • sene 1986 istanbul - mugla seferi - pamukkale turizm

    yas 16dir, henuz yeni yeni tek basina yolculuk yapilmaktadir, otogara gelindiginde gorulen otobus zamaninda pek ender bulunan avrupa bir 302 olup (http://www.schweighofer-zoehrer.at/…es/klimabus.jpg )way be bunla gidiyom demek helal ulan nidasiyla binilir ve en on sira sofor caprazinda 4 nolu koltuga kurulunur.
    yan koltuga oturan universiteli gence selam verilmesi suretiyle yolculuk kolonya servisi ile baslar.
    otobus orjinal alman olup tiss tiss yaylanarak yol almaktadir, aksam nasilsa yolda susurlukta duracak bu, ben birsey yemeyeyim, orda ayran tost manyagi olurum dusuncesi ile birsey yenmemistir.
    susurluga varilir ama nasil yanidir? herzmankinden farkli bir konaklama tesisinde (kulubesinde) durulmustur.
    neyse ben surdan 3 tost 2 ayran gomeyim farketmez diyerek iceri girilir fakat aci gercekle karsilasilir o nefis susurluk tostundan yapilmadigi gibi mekanda sadece normal sandvic ekmegine sucuklu tost imal edilmektedir.
    hay anasini diyerek neyse abi sen ordan 2 sucuklu bir ayran ver diyerek urunler hizla tuketilir.
    gercek yol hikayesi ise simdi baslamaktadir. 16 yasindaki genc bunye bunu farketmez bile tabiy..
    yemek hadisesinden bir saat kadar sonra vucuttan once sicak hem nakabinde buz gibi bir ter bosanir. hasik.. noluyo demeye kalmadan alinda biriken sayisiz ter damlaciklari ile mide ve bogazda bir yanma bir gegirti hissi uyanir..
    evet mide bulanmaktadir. super otobusumuzun durdugu dandik mola yerindeki pis sucuklu tostlar neden olmus olmalidir, ama bu mide bulantisina "ulan gicir gicir alman 302 otobusu kusmuk manyagi yaparmiyim" dusuncesi eklenince yukselen adrenalin ve yalniz olmanin verdigi korkunc duygu alinda biriken ter damlalarinin hizla sakaklardan akmasina sebep olur.
    artik geri donulmeyecek nokta gecilmistir. mide ulan bana bu hiyarligi nasil yaparsin dercesine inatla bulanmakta, yemek borusuna eksi sular gondermektedir.
    yanda oturan universiteli gence "abi cok kotu oldum ben bi torba poset bisi bul bana" diyerek en arkaya muavinin yanina yollanir, 1 dk icinde aci gercek ogrenilir, muavin arkada sizmis ve torba yoktur.
    derin ve hizli nefes alma yontemleri ile kusmuk geciktirilmekte olsada aci sona yaklastigi icten ice hissedilmektedir artik ...
    sofor "abim iyimisin bak su isiklari goruyomusun abim orda durucaz mola vericaz az dayan" diyerek 500 m. otedeki mola yerini isaret etmekte, genc bunye ise tum otobuse rezil olmamak icin artik yanindaki sirt cantasini bosaltip onun icine comkureyim olmazsa diye dusunmektedir. ama bunu beceremez oyle ya tum elbiseleri onun cantanin icindedir.
    mola yerine yuz metre kala, bu korpe bunye bukadar eziyete dayanamaz ve exorcist filmlerine tas cikartacak bir gorsel solen ile agzindan yaklasik 2 lt/sn hizla 4 nolu koltuktan tum on camin sag bolumunu kaplayacak nitelikte bir kusmuk firlatir. sofor aci aci bakar. ve hareketin akabinde mola yerine girer. kapiyi acar merdivenlerden bir selale gibi kusmuklar akmakta ve yere damlamaktadir, kekeme muavin uyanmis olaya endike olmus ancak ruya gordugunu sanmaktadir.
    oysa hersey gercektir, yasanmistir.

    (bkz: o benim)

  • maç sonrası spiker sabri sarıoğluna soruyor roma'da çok zor bir 90 dakika bizi bekliyor diyebilir misiniz?

    sabri : roma'da çok zor bir 90 dakika bizi bekliyor.

  • topu ayağınızdan döndürerek attığınızda magnus etkisi nedeniyle top falso alır. daha önce hiç denememiş insanlar için en kolay falso lateral eksende topa falso vermektir. mesela roberto carlos'un fransa'ya attığı gol buna bir örnektir.

    yüksek bir şiddetle vurduğu topa sadece lateral eksende falso verdiğinden dolayı hareket tek yönde olmuştur. bu arada eksenleri tanımlamak gerekirse, carlos'un falso verdiği eksen lateral eksen, toptan dosdoğru kaleye olan eksen x ekseni ve yükseklik de z ekseni olarak tanımlanabilir. dönerek ayaktan çıkarılan topun hızı arttıkça maruz kaldığı magnus kuvveti de artacaktır.

    peki top nasıl hız kazanır?

    topa hız kazandıran iki mekanizma vardır.

    1) bunlardan ilki top ile ayağınız arasındaki temas sonucu ayağınızın hızıyla topun hızının eşitlenmesi sonucu oluşur. pas verdiğinizde genellikle bu eylemi yaparsınız. çünkü özellikle ayağa pasta topun çok hızlı olmamasını istersiniz ki takım arkadaşınız topu kontrol etmekte zorlanmasın. derinlenmesine paslarda, yani ayağa değil de arkadaşınızın koşacağı yere doğru atılan paslarda ise biraz daha hızlı bir şekilde ayağınızdan çıkarmanız gerekir hatta şut çekerken daha da yüksek şiddete ihtiyaç duyulur.

    2) ikinci hız kazandırma mekanizması ise derinlemesine paslarda ve daha beteri şut çekerken gerçekleşen mekanizmadır. ayağınızın hızıyla topun hızı arasındaki fark büyür. kısa paslarda böyle bir fark neredeyse sıfırdır.

    sizce ayağınızın hızıyla topun hızı arasındaki fark açıldıkça ne olur?

    soruyu daha basit bir şekilde cevaplamak için ayağınızla topa bir duvar arasında kuvvet uyguladığınızı düşünün. topta deformasyon olacaktır. herhangi bir cisme kuvvet uygulayıp onu deforme ettiğinizde iç enerjisini artırmış olursunuz. lise fizik dersinde gördüğünüz konu aslında bir kuvvet bir cismi bir eksende hareket ettiriyorsa iş yapar.

    bu hareket bazen kısa pasta olduğu gibi ayağınızla topu itmek olur, ki buna katı kütle dinamiği, rigid body dynamics, denir. bazen de topta deformasyon yaratarak iç enerjisini artırmak şeklinde olur. bir koltuğa oturduğunuzda bile vücut ağırlığınızın koltukta yaratacağı deformasyon o koltuğun iç enerjisini artıracaktır. topa vururken de aynısı olur.

    ayağınızın kuvvet uyguladığı nokta topla ayağınızın hızını eşitleyecek eşiği aşarsa, topta deformasyon başlar. ayakkabı ve ayağınızdaki deformasyon görece stiff yapıda olacağı için deformasyonun kahir ekseriyeti, umut'a selamlar, topta yaşanır. böylece topun iç enerjisini artırmış olursunuz. toptaki deformasyon topa enerji kazandırır.

    topun maruz kaldığı kuvvet ayağınızla top arasındaki temas kesildikten sonra azalmaya başlar. böylece top eski geometrik haline gelmeye çalışır. her malzemede kuvvet uygulandıktan sonra eski geometrik forma dönüşüm gerçekleşmez. bazısı olduğu gibi kalır. bazısı da kısmen geri dönmeye çalışır. bu durumda malzemenin içinde kalan strese residual stress, yani kalıntı stres denir.

    toplarda residual stressin kalmaması istenir ki bütün enerji hareket enerjisine dönüşsün ve top hız kazansın. iyi bir topta topun içindeki basıncın topun deformasyonuna izin verecek kadar düşük, toptaki deformasyonu iki uç arasında salındırmayacak kadar da yüksek olmalıdır. malzemenin kalitesine göre bu basınç yeniden regüle edilebilir.

    sert bir şut çektiğinizde, zamanı durdurarak topu incelersek topun hızının ayağınızın hızına eşit olduğu ve anlık deformasyon hızının iki yönde de sıfır olduğu bir anla karşılaşılır. bu noktada ayağınız artık topa kuvvet uygulayamıyordur. ayağınızla bağlantısı kesildiğinde, topta ne kadar deformasyon varsa topu eski haline döndürmeye çalışır. bu süreçte de topun iç enerjisi hareket enerjisine çevrilir. bu hareket enerjisi topun maruz kaldığı hava sürtünmesiyle giderek düşer. mesela topun eski haline gelirken hareket enerjisine çevirmeye çalıştığı enerji ile hava sürtünmesinin eşitlendiği anda topun ivmesi sıfırlanır denebilir.

    topa nasıl falso verilir ve falso verildiğinde ne olur?

    topu ayağınızdan döndürerek çıkartabilirsiniz. genelde orta açarken bunu yapar futbolcular.

    orta açarken şut çeker gibi topa vurmazsınız çünkü birinin kafa golü atmasını istersiniz. muz orta ise kalecilerin korkulu rüyasıdır çünkü tam kendilerine yaklaşan topu alacakken top birden kendilerinden uzaklaşır. bunun nedeni merkezkaç kuvvetiyle magnus kuvveti arasındaki dengedir. dönerek ayaktan çıkan top hız kazanmaya başladıkça maruz kaldığı magnus kuvveti doğrusal olarak artar. bu kuvvet topu içeri doğru gitmeye zorlar. içe dönmeye çalışan top hızından dolayı bu sefer bir de merkezkaç kuvveti üretmeye başlar ve top bir yay çizerek gitmeye başlar.

    falso vermenin tek yöntemi bu değildir. diğer bir yöntem ise daha büyük ustalık gerektirir. topa dümdüz burun vurduğunuzu düşünün. topta bir deformasyon olacaktır. bu deformasyon eski haline gelirken bir kuvvet oluşturur. burun vurduğunuzda bu kuvvetin bileşkesi ile topun merkezine göre moment aldığınızda sıfır çıkar. bunun anlamı topun herhangi bir açısal ivmeye sahip olmadığıdır.

    burun vururken çok ufak bir merkezden sapma yaptığınızı düşünün. deformasyonun topun merkezine göre momenti yine sıfır olsun ama topun z yönünde de bir hız kazanmasını sağlasın. genelde ballack bu tarz goller atmıştır.

    bu arada koşu yönünüzün tersine gelen topa burun vurduğunuzda daha hızlı bir şut çıktığını görürsünüz. hatta eskiler top ayağına oturdu diye ifade de eder. oradaki durum, ayağınızla top arasında geçen sürenin artmasıdır. deformasyon top vurmak istediğiniz yönün tersine geldiği ilk anda başlar. ama topun hızının önce sıfırlanması ve sonra da ayağınızla aynı yönde hızlanmaya başlaması gerekir. duran topa ya da ters yöne giden topa göre daha uzun süre geçeceği için de topta daha çok deformasyon yaratabilirsiniz. böylece top daha yüksek hızlara çıkar.

    gelelim falso vermenin ustalık gerektiren kısmına. falsolu vuruşlarda kaleciyi şaşırtmak için topun belirsiz bir yönde ilerlemesi gerekir. topu döndürmek bunun için gereklidir ama şut yeteri kadar yüksek bir hıza çıkmazsa hem çizilen yayın yarıçapı büyür hem de yavaş şutu kaleci daha kolay çıkarır.

    peki toptaki deformasyonun da aynı zamanda topun merkezine göre bir moment yaratması durumunda ne olur?

    deformasyon eski haline dönerken topun merkezine göre bir moment oluşursa bu topa bir dönme hızı kazandırır. burada ustalık gerektiren kısım ise ayağınızla top arasında merkeze göre moment yaratacak şekilde topa vurmak isterken genelde top ayağınızdan çıkmadan bir yöne doğru kaymaya başlar. top kaydığı zaman bir yana devrileceği için ayağınızın uyguladığı şiddet topta istenen deformasyonu yaratamayabilir. çok kötü vurursanız topta hiç deformasyon da olmayabilir.

    merkeze göre moment yaratacak şekilde topa deformasyon vermek için topa çok yüksek şiddetle vurmanız ama bunun yanında da, top ayağınızdan çıkmadan önce ayağınızla topun arasındaki temas yüzeyini de değiştirmeniz gerekir. çünkü sadece moment yaratacak olan nokta üzerinden şiddet uygularsanız top ayağınızdan çıkmadan bir yana devrilir. toptan hızlı davranıp topa deformasyon asimetrisi kazandırdıktan sonra ayağınızı merkeze taşıyarak topun ayağınızdan kaymadan merkezi deformasyonla hızlanmasını sağlamanız gerekir.

    asimetrik deformasyon topa dönü kazandırırken, merkezi deformasyon da hız kazandırır. böylece muz orta örneğinden farklı olarak bu sefer top yüksek bir hızda falso almaya başlar. serbest vuruşlarda bu taktik izlenir. genelde görece kolay olan topa lateral eksende falso vermektir çünkü topa vururken ayağınızla top üzerinde daha kısa bir alanı tararsınız. bir de topun dibine yaklaştıkça sabri gibi topu stadın dışına gönderme potansiyeliniz de artar.

    lateral eksende çizilen falsoda yerçekiminin bir etkisi olmaz. çünkü üretilen magnus kuvveti yatay eksende çalışır. yerçekimi ise düşey eksendedir. peki topa dönüyü lateral eksenle düşey ekseni 45 derecelik açıyla kesen bir eksende verirseniz ne olur?

    bu duruma ek olarak bir de topta merkezi deformasyonu yatayla 4-5 derecelik bir açı yapacak şekilde verirseniz döndüğü eksende giden top bir magnus üretir. topun ürettiği magnus top yükselirken magnusu azaltmaya çalışır. top en yüksek mesafeye ulaştıktan sonra ise yerçekimi nedeniyle aşağıya doğru hızlanmaya başlar. bu hızlanma bu sefer magnusu artıracak şekilde çalışmaya başlar ama yerçekimi hızı yükselirken düşürür, alçalırken artırır. bu nedenle top ilk anda yavaşlayarak bir yay çizerken yerçekimi hızın z bileşenini negatife çektiğinde bir anda tersi yöne bu sefer daha çabuk hızlanarak daha düşük yarıçaplı bir yay çizer. bu da kaleciyi şaşırtır.

    kaleci topun ne yöne döndüğünü göremez. bu yüzden top maksimum yüksekliğe çıktıktan sonra döndüğü yöne göre bambaşka bir yöne gidecektir. bunu bilen bir kaleci ya risk alarak bir yöne doğru zıplar, ya da topun irtifasının düşmeye başlamasını bekler.

    kısacası knuckleball magnus üzerindeki değişime yerçekiminin de katkısının olmasını sağlayarak hareketi iyice bilinmezliğe doğru sürüklemektir. hagi'nin atletico bilbao'ya attığı golde de benzer bir knuckleball etkisi vardır. ben örnekte 45 derecelik eksen için verdim örneği ama tabii farklı oranlarda dönü bileşenleri olacak şekilde atılan çok gol vardır.

  • "sokağa sıkıyönetim getireceği eleştirileriyle karşılaşan kanun teklifi tbmm genel kurulu’ndan 17 ret oyuna karşı 211 oyla geçti."

    tıpış tıpış sandığa gitmemizi isteyenler bir zahmet tıpış tıpış meclise gidip adam gibi muhalefet yapsınlar dedirten pakettir.

  • imamoğlu bugun yapabildiklerinin hepsini bir onceki secimlerde incenin yasadıklarından ders cıkarılması sonucu basarmıstır. o yuzden 2side guzel bi insan birinde olup digerinde olmayan bisey yoktur

  • ozan’ın haklı olduğu tartışma. sırf magazinci olduğu için bir pakistanlının gizlice çekip servis etmesinden farkını göremediğim şey. ikisinde de rıza yok, ikisi de teşhircilik.

  • - gerektigi zaman aksamlari da kalabilir misiniz?
    - tabi, download'larim bitmeden cikmam..

  • “kendimin ve başkalarının geçmişinden tiksiniyorum. boyun eğmekten, sabırdan, profesyonel kahramanlıktan ve tüm zorunlu güzel duygulardan. dekoratif sanatlardan, folklorden, reklamdan, spiker sesinden, aerodinamikten, izcilerden, petrol kokusundan, günlük olaylardan, sarhoş insanlardan tiksiniyorum.

    yıkıcı mizahı, çilleri, dizleri, kadınların güzel saçlarını, küçük çocukların özgür hayallerini, sokakta koşan genç kızları seviyorum.

    gerçekdışı, imkansız ve yaşayan aşkı arzuluyorum. kendi sınırlarımı tam olarak öğrenmekten çok korkuyorum.”

  • başlık: delikanlıysan bu başlığa

    1. adını soyadını yazarsın

    2. adını soyadını

    3. adını soyadını

    4. adını soyadını

    5. adını soyadını

    .

    .

    .

    diye girilen entry'ler silsilesi.