ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iş görüşmesinde let's continue in english denen an
-
(bkz: şu güzel ortamı bozuyorsun)
yazılı olmayan facebook kuralları
-
hergün facebook'ta 100 paylaşım yapan insanın, doğumgününde o gün hiç facebook'a girmemiş gibi yapması, paylaşım yapmaması, cool takılması, duvarına yazılanların sonlanmasını beklemesi.
yaya geçidinde bekleyen yayaya yol verilen ülkeler
-
alternatif olarak turkiye de yaya geçidinde beklerseniz önünüzde dolmuş durur, karşıya geçemezsiniz.
1975 yılında konya stadyumu'nda çekilen fotoğraf
-
medeniyeti etek boyuyla ölçmek yasak.
imanı etek boyuyla ölçmek serbest.
görme engelli oğluna maç anlatan baba
-
görme engelli oğlunu evde dört duvar arasına sıkıştırmayıp, hayatın içine katarak gerekirse stadyuma bile gideriz seninle diyen muhterem bir baba.
google earth
-
an itibariyle mekke'ye inip, yön tuşlarıyla kabe'nin etrafında yedi tur atmamı sağlamış, sayesinde hacı olduğum program*.
serdar ortaç şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
'kırkından sonra amcam çeker halayı
amcamın zamanında halay mı vardı?'
bu hayatın anlamını sordurtur kişiye.
soyadı ba ile bitenlerin iyi futbolcu olması
-
ismail köyba.. orda bitmeliydi işte, olmadı olduramadık.
tsk'nın 34 terörist öldüren silahı
-
asker wall hack açmış barzolara wuri vallah.
chp'ye oy vermek
-
bir müslüman olarak gönül rahatlığıyla gerçekleştireceğim eylem.
yaran fıkralar
-
temel akciğer kanseri olmus. doktorlar iki aydan daha fazla yaşaman mucize olur demisler ve ümitsiz oldugu icin tedaviye de son vermisler.
ölecegini anlayan temel , butun eşiyle dostuyla helalleşmeye karar vermis. fakat bizim temel gördüğü herkese kendisinin aids hastaligina yakalandigini ve iki ay içinde öleceğini anlatıyor ve haklarını helal etmerini istiyormuş. tabii bunu duyanlar temel'e helallik veriyorlarmiş ama bir yandan da elini bile son bir defa sıkıp, kucaklaşmaktan kaçınıyorlarmış.
temel'in en iyi arkadaşi dursun temel'in bu yaptığını duyunca sormuş:
- yav temel, anladık sen kanser oldun ölecen, neden millete aıds oldum diyon, bak herkesi bir korku sardı, demiş.
temel;
- yav tursun, öyle de ölecez böyle de ölecez, bari kariyi sağlama alalim dedim.
yılan hikayesi'nden akılda kalanlar
-
kral rolündeki çetin tekindor'un gizemli tavırları kılık değiştirmeleri. bir de memoli'nin evinde gece kalan meltem cumbul'un sallama çay görmüş köylü kızını oynamaya çalışması.
mustafa denizli
-
günün birinde kaptan bravo’nun gemisi açık denizlerde yol alırken, gözcü direğin tepesinden seslenmiş: ‘uzakta bir korsan gemisi göründüüüüü!’
bunun üzerine tüm mürettebat dehşet içinde sağa sola koşuşturmaya başlamış. kaptan bravo sakin bir sesle yardımcısına seslenmiş: “bana kırmızı gömleğimi getirin!”
yardımcı derhal kaptanın kırmızı gömleğini getirmiş… bravo gömleği giyerken adamlarını savaş düzenine sokmuş ve korsanları yenmiş...
daha sonra, gözcü bu kez bir değil, iki korsan gemisini tespit etmiş...
kaptan bravo bu kez de kırmızı gömleğini istemiş ve yine korsanları duman etmiş.
o akşam, bütün mürettebat güvertede oturmuş, o günkü zaferi konuşurken, adamlardan biri kaptana sormuş:
‘kaptanım, çok merak ettik, niye hep savaştan önce kırmızı gömleğinizi istiyorsunuz?’
bravo cevaplamış:
“eğer saldırı sırasında yaralanırsam kırmızı gömlek akan kanımı belli etmez, böylelikle siz de korkusuzca düşmanlarımıza direnmeyi sürdürürsünüz.”
ortalığı bir sessizlik kaplamış... adamların yürekleri kaptanlarının cesaretine duydukları hayranlıkla güm bede güm atıyormuş...
şafak sökerken gözcü bu kez bir değil, iki değil, tam on korsan gemisinin yaklaşmakta olduğunu tespit etmiş. mürettebat kutsayıcı bir sessizlikle kaptanlarına bakarak, onun o artık alışılagelen kırmızı gömlek talebinde bulunmasını beklemeye başlamışlar.
kaptan bravo çelik gibi gözleriyle gemisine yaklaşan korsan filosuna bakmış, sonra korkusuzca adamlarına dönmüş ve sakin bir sesle bağırmış:
bana kahverengi pantolonumu getirin!
mustafa denizli şimdilik kırmızı gömleğini istiyor ama bence kahverengi pantolonu isteme zamanı geldi.
mahabharata
-
insanlık tarihindeki ilk hava harbini anlatan hint destanı.
dünyanın geçmişte uzaylılar tarafından ziyaret edildiğine (+insan genetiği üzerinde uzaylılarca oynama yapıldığına ve insanoğlunun uzaylı yaratımı olduğuna) inanan kimseler tarafından eski ahit ile beraber sık sık kaynak/kanıt olarak gösterilir.
bunun sebelerinden biri, mahabarata'da adı geçen (ve evrenin gücüne sahip olduğu söylenen) silahların yok edici gücünün, kullanıldıktan sonra insanların saçlarını ve tırnaklarının dökülmesine sebep vermesidir. bu destanda nükleer silahlara referans yapıldığına inanan boldur:
"gurkha, flying a swift and powerful vimana (fast aircraft)
hurled a single projectile charged with the power
of the universe . an incandescent column of
smoke and flame, as bright as ten thousand suns, rose with
all its splendor.
it was an unknown weapon, an iron thunderbolt, a gigantic
messenger of death, which reduced to ashes the entire race
of the vrishnis and the andhakas.
the corpses were so burned as to be unrecognizable.
hair and nails fell out; pottery broke without apparent cause,
and the birds turned white.
...after a few hours all foodstuffs were infected...
...to escape from this fire the soldiers threw
themselves in streams to wash themselves and their
equipment."