hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: akdeniz üniversitesi)

    navigasyon projesi için kampüs haritasını 3b modellemiştim. bu sebeple kampüsün her köşesini drone ile görüntülemiştik. sosyal alanları ve ayak basılmamış doğal örtüsüyle eşsiz olduğunu düşünüyorum.

    doğal alanlar demişken fazla içeriye girmenizi önermiyorum zira yılan, kaplumbağa ve bonzaici bilumum sürüngen tayfaya ev sahipliği yapıyor.

    edit: tilkimiz de varmış.

    navigasyon uygulaması henüz yazılım aşamasında ama harita görüntüsünü yönlendirme raketleri üzerinde baskı olarak uyguladık. kampüs içerisinde on iki noktada mevcut.

  • komşunun internet bağlantısını kullanmam gerekebiliyor ve o bağlantı arıza verdiğinde modeme restart atamadığım için adamların elektrik şalterini kapatıp açıyorum.

  • başlık zengin koca diye açılmış ancak benim aklıma zengin bir kadınla evlenen bir arkadaşım geldi.

    adam uluslararası bir şirkette çalışan bir mühendis. türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birini bitirdi. çok zeki, eğlenceli bir adam. ailesi varlıklı sayılır. babası tüccar. ancak parayı sonradan bulmuşlar.

    yeni bir sevgili buldu kendine. kadın çok çok zengin bir ailenin kızı. kuşaklardır zenginler. yalılar, lüks spor arabalar vs. birbirlerini çok sevdiler ve evlenmeye karar verdiler.

    herkes 'ooo adamın hayatı kurtuldu' diye düşündü. ama iş pek de öyle değil. evet maddi açıdan hiç bir sorunları yoktu ama adam aileye ayak uydurmakta zorlandı. kuşaklar boyu zengin bir ailenin görgüsü, hayat beklentisi, yaşam tarzı adamınkinden çok farklıydı. adamın babası gidip ankara payvonunda para harcayan bir adam, kızın babası ise avrupa'daki galerilerde sanat eserleri peşinde koşan bir adam.

    çok uğraşarak evliliklerini sürdürüyorlar ama ne kadar gider bilemiyorum. o yüzden zengin biriyle evlenmenin paraya konmak gibi güzellikleri(!) olsa da aileye uyum gibi zorlukları var. harcayacak dünya kadar paranız varsa ama şık giyinmeyi bilmiyorsanız o ailenin kara koyunu olursunuz.

    o yüzden gençlikte zengin eş peşinde koşmak yerine, kendinizi geliştirip para dışında değerlerin, zarafetin, görgünün, şıklığın, sanatın, deneyimin peşinde koşarsanız daha güzel bir yaşamınız olur. bu değerlere sahipken hasbelkader zengin biriyle evlenirseniz o ailenin içinde kendi değerinizi var edebilmiş olursunuz. daha güzeli, zengin biriyle evlenmeseniz de kendi değerinizle hayatta var olursunuz, kendi zenginliğinizi yaratırsınız. çünkü hayattaki zenginlik paradan önce bunlarla ölçülür.

  • caz new york'tur blues mississippi'dir.

    anlayacağınız şekilde yazayım. caz sanat müziğidir, blues halk müziği.

    jazz ve blues birbirine benzeyen; ancak ayırt edilebilirliği yüksek iki müzik türüdür. en temel fark ise enstrümanlarda ortaya çıkar. blues’da ağırlıklı olarak gitar kullanılırken jazz’da bas, saksafon ve piyano ön plandadır.

    tüm zamanlarda en büyük etkiyi yaratan jazz sanatçılarına nat ‘king’ cole, ella fitzgerald, louis armstrong, charlie parker, billie holiday, coleman hawkins, nina simone ve frank sinatra; blues sanatçılarına ise b.b. king, stevie ray vaughan, john lee hooker, ray charles, t-bone walker, muddy waters ve lightnin’ hopkins örnek verilebilir.

    ‘hissedilmeyen hiçbir şey jazz olamaz, jazz olmayan hiçbir şey gerçek değildir, eğer gerçek değilse, müzik de değildir.’

    bb king

  • **aa sormuş lan sormuş vallahide sormuş billahide sormuş**

    (cevabı yaz 10 saniyede kağıdı ver sınıftan gururla çık)
    - arkadaşlar sınavları okudum hepiniz değişik şeyler yazmışsınız çok ilginç gerçekten
    - hocam ben kaç almışım ben eheheh
    - 45 verdim sana fikret
    - haydaaa neden ?
    - "risk burdur" yazmışsın ama gidiş yoluna verdim puan işte ahahahahahaha
    - ühühühüh
    - ulan fikret aahahahahaha

  • bu eyleme engel olamıyorum ben. televizyonda ne olduğu mühim değil. o an japon televizyonu olsa kitlenirim.

    siparişimi veririm sonra bakkal amca siparişimi yerine getirmek için hareketlenir. o, büyük plastik kaşığıyla 100 gram fıstığımı koyarken ben ekrana kitlenirim. ki genelde televizyon, tezgahın tam karşısında tepede durduğu için boynumu geri geri giden şöför gibi yapıp öyle bakarım. bakkal isteğimi verdikten sonra ben televizyona bakarak parayı uzatırım, bakkal da parayı alırken bir yandan televizyona bakar. ikimizin de dünya umrunda değildir.. öyle televizyona bakarız. hatta bakkalda yancı bir üçüncü var ise bu eylem üç kişilik bir şenliğe dönüşür. bakkalın dışından gören üç tane adamın yukarıdaki bir noktaya mal mal baktığını görüp adımlarını hızlandırır. çünkü nöbet onundur. o da alışverişini yapana dek tvye kitlenecek ve bu ulvi görevi diğer arkadaşına devredecektir.

  • ilkokuldayken sirf geyik olsun diye cop kutusunun yanina seninle kalem ucu acmaya gelen arkadasin asla hayatindan cikartilmamasi gerektigi.