ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
emine teyze'nin obamagillerle çekindiği fotoğraf
gelmiş geçmiş en iyi türk filmi esprisi
-
+ gulyabani komşulardan birisi olabilir mi?
- çıkk, sanmam...
+ ben de laf olsun diye soylemistim zaten...
(bkz: süt kardeşler)
(bkz: kemal sunal)
ha bir de;
+ gördün mü şaban, kumandan süt kardeşinin abisiymiş...
- o zaman süt kumandanim oluyor benim...
şato sahibi olunsa yapılacak ilk şey
-
kilere gidip, ekmek arası domates peynir yapıp, gözetleme kulesine çıkar, manzaraya karşı yerdim.
yaran diyaloglar
-
+ aşkım ne içersin?
- karamelli latte.
+ usta bize iki çay.
bunu diyen çocuğun önünde saygıyla eğiliyorum.
isp müşterisi tripleri
-
müş. siyah ekran çıktı efendim
ben. yazın kullanıcı adınızı
müş. yazdım
ben parolanızı da girin
müş taman
ben. garip karekterler akmaya başladığında klavyeden f7 ye basın
müş. elimle mi?
ben. eee siz bilirsiniz
evine giren hırsızı öldüren adamın tutuklanması
-
hırsızlara çok hürmet edilen bir ülkede yaşandığı içindir.
30 yaşından sonra yurt dışına taşınmak
-
30'a iki kala karar verdim buna. butun birikimimi, liseden beri calistigim ve belli bir noktaya getirdigim kariyerimi, her seyimi geride birakarak geldim. tamamen yeniden, tamamen sifirdan yapmak istedim bunu. o kadar umutsuzdum gelecegimden. cok mu zordu, evet. hala da zor. hayal ettigim gibi miydi, hayir. ozellikle korona zamani daha da zor oldu her sey. ama geriye donup baktigimda burda olmaktan mutsuz degilim. tek basimayim bu ulkede, ailem ve cok kalabalik arkadas gruplarim yok. benim gibi cok sosyal ve arkadas canlisi biri icin bile arkadas edinmek zor. her seye sifirdan basladim, kucuk bir cocuk gibi. bunun agirligi çok zor, ama ilerisi icin attigim bu adimdan mutsuz degilim.
son olarak baska bir ulkede is bulmak isteyen universite mezunu arkadaslara nacizane onerim diploma denkligi yaptirmalari. almanya'yi dusunenler icin bezirksregierung / bezirksamt bu isi yapan kurum. bu cok onemli. bunu yapmaniz is bulmaniz konusunda sizi one tasiyacaktir. dil konusunu saymiyorum bile. benim gibi en bastan tekrar okumak isteyen kisiler icinse, cesaret. cesaretliyseniz yapiyorsunuz. aci, zorluk cekmekten korkmayanlar basarili oluyor. keza avrupa'da duygusalliga yer yok.
norveçli kadın askerler
nejat işler'li yıldız tilbe klibi
-
muhteşem detaylar var değinilecek ama ben şuna dikkat çekmek istiyorum. hemen hemen klibin başından beri nejat işler'i korkunç bir okşamayla seven yıldız tilbe, 4.06'da başını aşağı indiriyor ve o acı çeken ifade bir anda gidip sanki sevgili klip partneri çadırı kurmuş da ona gülüyormuş gibi bir hal alıyor.
olabilir mi ya?
tosun paşa
-
şükür kesmediler hamam sahnesini. şükrettiğimiz şeylere bak amk ne hale geldik.
22 mart 2016 sabah'ın fotoşoplu haberi
-
reza zarrab'ı tutuklatan savcı preet bharara'nın cemaatçi olduğunu iddia eden haberdir.
haberde fotoşoplu bir fotoğraf ile savcının, kimse yok mu derneğinden ödül aldığı iftirası atılmış.
haberin tiviti:
https://twitter.com/…abah/status/712226397129981953
silerlerse diye ekran görüntüsü:
https://pbs.twimg.com/media/cejyx1qwaaal9yi.jpg
haber:
http://www.sabah.com.tr/…klayan-savci-tanidik-cikti
ekran görüntüsü:
https://pbs.twimg.com/media/cejyystxeaac6kg.jpg
sabah'ın fotoşop yaptığı fotoğrafın orijinali:
https://pbs.twimg.com/media/cejapnrwoaagcso.jpg
edit:
havuz medyası, yalan ortaya çıkınca haberi sildi ancak google önbelleğinde sabah'ın haberi hala görülebiliyor:
kaynak
kaynak 2
haberi aynı fotoşop ve yalan içerikle akşam gazetesi de vermiş ve biz fark edince onlar da silmiş.
kaynak
the witcher (dizi)
-
bir yapımı değerlendirirken kullanabileceğiniz en basit ayrım iyi, kötü ve yetersizdir. iyi yapım eksiklikleri olsa da kendisini izletir. kötü yapım sinir bozucu derecede kötü ile o kadar kötü ki iyi gibi alt kategorilere sahiptir. (bkz: kanal d'nin gece yarısı filmleri) yetersiz yapımlar da aslında iyi bir fikirle başlamlarına rağmen bunları doğru düzgün işleyememiştir.
işin garip tarafı witcher'ın birinci sezonunu bu kategorilerin hiçbirine koyamıyoruz. felaket bir cast ve karman çorman bir hikaye anlatımı var. buradan baksak dizi kötü gibi. ama bir yandan henry cavill karakterle müthiş uyumlu. ayrıca aksiyon sahneleri çok başarılı. lore'a baktığımızda ise bir fikir var ama pek aktarılamıyor diyebiliriz. bu açıdan bakınca dizi yetersiz gibi görünüyor. bu nedenle her ne kadar izlemesi keyifli olsa da diziye net iyi ya da kötü demek zor. şimdi bakalım ikinci sezon ile birlikte taşlar biraz daha yerine oturmuş mu?
ilk önce biraz da mecburiyetten cast seçiminden bahsetmek gerekiyor. çünkü cidden yazık edilmiş bir potansiyel var. henry cavill karakteri elinden geldiğince özenli ve kitaplardakine benzer bir şekilde canlandırmaya çalışıyor. ayrıca şöyle bir bakıyorum adam aşırı karizmatik zaten. yani diziyi sürüklemek için gerekli her şeye sahip. ancak bu alanda ekip arkadaşları tarafından aşırı yalnız bırakılmış. bunun da cast seçimindeki oyuncuların dış görünüşüyle gerçekten alakası yok. (aslında o da var ama hadi onu geçtim gözüyle bakıyorum şu an) seçilen oyuncular canlandırdıkları karakterlerin karizmasından gerçekten yoksun. mesela cahir bu sezon konumundan düşmüş bir komutan ama şimdi bir jaime lannister'ın düşüşüne bakıyorum arada dağlar denizler kadar fark var. ya da fringilla'nın bir takım politik oyunlarla güç elde eden bir sorcerer olması gerekiyor ama o tehditkar ve kontrollü havayı yansıtamıyor oyuncu.
bunun da sebebinin diziyi uyarlayan kişilerin witcher'ın temel fikrini kavrayamaması olarak görüyorum. aslında sezon da fena başlamamıştı bakarsanız. nivellen hikayesiyle, geralt'ın yaptığı iyiliklere karşılık dünyadaki kötülüğün aslında azalmadığını aktarmayı başarmışlar. ama bu noktadan sonra her şey resmen yokuş aşağı. mesela ciri'ye bakalım. ciri aslında hiçbir zaman prenses havasında olmadı zaten. bu nedenle kaer morhen'dayken aşırı hevesli ve mutluydu eline geçen fırsat nedeniyle. bu dizideki ciri ise bildiğiniz kendini kanıtlamaya çalışan atarlı ergen gibi hareket ediyor. ayrıca oyuncu da burnu havada prenses şeklinde geziyor ortalıkta. ben bu sahneleri izlerken acaba ben yanlış seriyi mi okudum diye düşünmeden edemedim. gerçi bi tane kitap olsa hadi neyse de insan oturup 7 tane kitabı da arka arkaya yanlış okumaz herhalde. ondan sonra karar verdim ki bu dizinin yazarları, yönetmenleri ve oyuncu ciri'yi hiç anlamamış aslında.
ama gelin görün ki diziyi izlerken eğlendiğim yerler de oldu. o nedenle bir kısımda da hakkını vereyim. mesela ilk sezonda neden bilmiyorum hem zaman hem karakter atlamalı karman çorman bir hikaye kurgusu benimsemişlerdi. bu nedenle kitapları okumuş olsanız bile bölümleri takip etmek hayli zor oluyordu. bu sezonda ise bu felaketten vazgeçmişler. daha az karaktere odaklı ve az sayıda ana olayın yaşandığı bir akış var artık. ki bence bu diziyi izlemeyi hayli kolaylaştırıyor. eskel'e, yennefer'a, triss'e vesemir'e falan yapılan zulmü bir şekilde göz ardı etmeyi başarırsanız en azından dizi hızlı bir şekilde akıp geçiyor diyebiliriz.
sonuç olarak eğer çok aslına sadık bir yapım bekliyorsanız bu kesinlikle o değil. işin kötüsü yapılan değişiklikler ya burası aslında pek olmamış gibi onu biraz düzeltelim denilerek yapılmamış. çünkü aslına sadık olsalar zaten hem kitaplar hem oyunlar falan hikaye anlamında bu diziden fersah fersah ileride. ha yine de henry abinin emeğine saygı göstermek için dizi izlenebilir. aldığım bazı duyumlara göre sadece kendisi var diye diziye başlayan allah'ım çok güzel ölücem şimdi falan derken olayları kaçıran insanlar da var çünkü :)