hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: mcdonaldization) sonuçlarından biridir. kapitalist abiler , şirket kartelleri ve özellikle dünyayı yöneten bankerler sayesinde bütün ülkelerin geleceği son noktadır. büyük bir çoğunluk her zaman asgari ücretle çalıştırılır.
    bu abiler için zaten gini coefficient pek önemli bir şey değildir. (bkz: gini katsayısı) 700-900tl asgari ücret alanların zaten fazla kültürel aktiviteleri de olamayacağı için sistemi eleştiremezler. böylece :

    * zengin daha zengin olarak istediği politikacıyı başa getirir.
    * politikacılar koyunları güder ve oyları toplar.
    * zengin abiler ve politikacılar mutlu mesut yaşarlar.
    * asgari ücret alanlar da sistem ve din kölesi olup çükleriyle oynarlar. çoğalırlar. öbür tarafta kendilerine vaat edilenlerin hayaliyle yaşarlar ve mutlu olurlar.

    kurtar bizi (bkz: bombacı mülayim)

  • viski nasıl saklanır?

    en çok merak edilen sorulardandır. öncelikle viski yüksek alkol oranı sebebiyle bozulmaz fakat açılan viski zamanla hava ile temas ettiği için tat ve aromaları kaçar. özellikle şişenin yarısından fazlası bittiyse bu oran yükselir. bazı barlarda, evlerde 2-3 seneden fazla kalmış viskileri içtiğinizde aromalardan çok keskin bir tat geliyorsa bilin ki aromalar yerine acı-keskin tatlara bırakmıştır ve çok keyif alamazsınız. baharat, bitter çikolata ve sert espresso tadı ile karıştırmayacak kadar tecrübe sahibi olmanızı diliyorum bu noktada.

    bu soruya ilk cevap direkt güneş ışığı almayan bir ortam diye cevap verilir, fakat bunu diyen viski eksperleri dahi gördüğüm kadarıyla salonlarında ki raflarda güneş ışığında, ışıklar altında viskilerini saklamaya çalışmaktadırlar. bu insanların binlerce instagram takipçileri, youtube kanalları var hatta kitap yazanları dahi var. önemli olan bilmek değil, bildiğini uygulayabilmektir. göreceksiniz ileride bir kısmının dolabı olacaktır.

    doğru, uzun süre saklama koşulunu çok nemli çok kuru olmayan ortamlarda oda sıcaklığında, dik bir şekilde, ışık almayan dolaplar sağlayabilir. 2-3 ayda bir şişeleri ters-düz yapıp mantarı viski ile ıslatmış olmanız mantarın kurumasını engeller.

    salute!

  • hızlıresim - imgur

    biletlerin iki tanesi yeğenlerim için.

    yaşları 5 ve 7.

    çocuk filmine geldik. (göbeklitepe bilmem ne)

    ödediğimiz para budur.

    şimdi serbest piyasa şudur budur diyerek kabahati bana atacaksınız biliyorum.

    evet haklısınız.

    ama pişmanım.

    bir daha asla.

    diyeceklerim bu kadar iyi günler.

    ek: yemek ve yol masraflarıyla birlikte 400 liraya dayandık. kızlar kanada'dan ziyarete gelmişlerdi. o yüzden kıramadım. bayağıdır dışarı çıkmıyordum. benim için de bir değişiklik olur diye düşünmüştüm... oldu.

  • araplarin dunyanin her ulkesinde kafasina gore giris yapamayacaklarini anlamalari gerek. ayni sey bizim ulkemizdeki arap gotu yalayanlar icin de gecerli.

    onlarin vatandasligi 250.000 dolarlik ucuz birsey degil. almiyor lan adam kendi vatanina iste. var mi itirazin? ben tebrik ediyorum.

    yollayin turkiyeye bizin dangalaklar beslesin.

    edit: beyler, 10 yildan biraz daha fazla bir suredir zaten turkiyede yasamiyorum. avrupada oturum isleri nasil oluyor kendi tecrubelerimden biraz bilgim var.

    belli bir ucret karsiligi verilen oturum izni farkli. 250 bine vatandaslik verip gel agzima da sic denmesi farkli. turkiyede 250.000 vermese de 3 yilda belirli sartlari saglayinca yine vatandaslik aliyor yabancilar.

  • bolu'da her yere izzet baysal dendiğini öğretmiş olay. habaerden bi bok anlamadım. şimdi izzet baysal meslek liseli öğrenciler izzet baysal caddesinde diğer izzet baysal meslek lisesine doğru yürümüşler. sloganlar atıp izzet baysal dondurmacısının önünden geçip izzet baysal kaldırımlarına basmışlar.

  • 21 nisan 1980'de boston maratonu'nun kadınlar kategorisinde 2:31:56'lık derece yapan kübalı atlet.

    bu derecesiyle boston maratonu'nun en iyi kadınlar derecesini yapmış, aynı zamanda tüm maratonlar dalında en iyi 3. derece olarak tarihe geçmiştir. buraya kadar çok ilginç bir şey yok; asıl olay bundan sonra başlıyor.

    rekorlardan sonra rosie ruiz'den şüphelenmeye başlanıyor ve yarış gözlemcileri, ruiz'in diğer yarışmacılar gibi terlemediğini ve nefes nefese kalmadığını fark ediyorlar. daha sonra yapılan stres testi sonucu da 76 çıkınca iyice şüpheler artıyor çünkü normal bir kadın sporcuda bu rakam ortalama 50.

    bunlara ek olarak ruis'in yaptığı 2.31.56'lık derece, onun 6 ay önce new york maratonu'ndaki derecesinden tam 25 dakika daha iyi bir derece. bu da kendisi üzerindeki şüpheleri iyice artırıyor.

    tüm bu şüphelerin ardından birçok görgü tanığının da ifadesi alınıyor ve sonuç olarak rosie ruiz'in finish çizgisine yarım mil kala bir metro istasyonundan çıkıp yarışı bitirdiği ortaya çıkıyor.

    bunun üzerine boston maratonu yetkilileri kendisini diskalifiye ediyorlar.

  • sarhoşken denmez hayvan herifler, alkollüyken diyeceksiniz.
    sarhoşlukla alkollü olmanın farkını öğrenin, gerçek hayatta da çok işinize yarar.

  • asil dehsete dusuren kendi aralarinda gulup eglenmeleri. bir manyagin başının altindan cikan birsey olsa ruh hastasi deyip gecersin. fakat oradaki grup bunu normallestirmis. el kadar bebek olmasina ragmen. simdi cocugunuzun bunlarla ayni otobuse binip ayni markete girdigini, ayni asansorde tek basina kaldigini dusunun. aklima tek birsey geliyor. hepsini tek tek yok etmek. başka cikar yolu yok cunku. kanunlarimiz bizi korumuyor artik.