hesabın var mı? giriş yap

  • bu ilişkide astsubayların kendilerini profosyenel asker olarak konumlandırmalarından ve asteğmenleri yolcu kendilerini hancı kabul etmelerinden kaynaklanan bir status quosöz konusudur. taraflardan hiçbirisi bu durumu ciddi hasar almayı kabullenmeden değiştiremez. asteğmen kişisel tatmin uğruna astsubayı ezmeye kalkarsa muvvazaf subayların astsubayı desteklediklerini (sair zamanda astsubayın çanına ot tıkamalarına rağmen) görecektir. astsubay kompleksleri dolayısıyla asteğmeni sallamaz ise işi kuralına göre yürüten ısrarcı bir asteğmen karşısında sicilinin bozulma olasılığının yüksek olduğunu bilir.
    askerliğini asteğmen olarak yapmış biri olarak askerliğin altın kuralını hatırlatmak isterim. iyi ya da kötü askerlik yoktur, komutan vardır. ayrıca iç hizmet kanununda subayın asteğmenden orgenerale kadar sıralı rütbedeki askerler olduğu belirtilmektedir. asteğmene astsubayın komutanım diye hitap etmesi asteğmenin boyunu uzatmaz. astsubayın asteğmenim şeklindeki hitabına müsamaha gösterilmesi astsubayı paşa yapmaz.

  • hak arayan masum insanların, adil olmayan düzende kriminalize edilişi de var bu filmde.

    doğada toprak ve su bir bütündür, birbirinden ayrı düşünülemez. hatta filmde de bununla ilgili güzel bir benzetme var, "su, toprağın kanıdır!" diye. ama mülkiyet hırsına yenik düştüğümüzden beri, şahsi çıkarlarımıza göre alan parselleyip sınır dışı bıraktığımız toprakların yaşam kaynağını keserek, adeta bir uzvu sıkıca bağlar gibi kangren olmaya mahkum ediyoruz. sonuç? hem toprak ve dolayısıyla dengesini bozduğumuz tabiat; hem de yaşamlarını idame ettirmek için toprağa bağımlı köylüler mağdur...

    üstünlüğünü topraklarındaki sudan alan osman’a karşı köylüleri esas çaresiz kılan, dönemin, doğaya ve vicdana aykırı tutumdan yana tavır sergileyen hukuk düzeni. ama adaletin bittiği yerde anarşi başlar demişler. haliyle ekmek kavgası ve yaşam mücadelesi içindeki köylüler de çaresizlikten adım adım terörize ediliyorlar. ilk eylemlerinde gözdağı vermek için bir köpeği öldürerek masumiyetlerini yitiriyorlar. ardından pusu kurup saldırı düzenleyerek haklıyken haksız duruma düşüyorlar. ve son olarak kapağı dinamitle patlattıklarında, öldürülen köylü, ateş edende 3'te 2 ceza indirimine neden olacak kadar kanun önünde "suçlu" duruma düşüyor.

    ilginçtir ki evren, adaleti, kendi yasalarıyla birtakım kişi ve olaylar üzerinden her daim gerçekleştirir; hem de acımasızca. osman, uğruna cana kıydığı suda, hakkını gasp ettiği ve karısına göz koyduğu kardeşi elinden boğularak öldürülüyor. bu trajedi önlenemez miydi diye sorgulayınca kırılma noktasına ulaşıyorum: osman'ın, "şeriatın kestiği parmak acımaz" dedikten sonra karara ettiği itirazın sonucu.

    hasan'ın olan bitene karşı tutumu, onu dilsiz şeytan yapmasa da köylülerin umutlarını suya düşürecek kadar pasifti. üstelik çıkışları, kendini otorite gören osman'ı ürküttüğü halde, sesi yeterince gür çıkmadığından ona bir yaptırım uygulayamadı. ama hikayedeki hasan, ağabeyi karşısında ezilmeyen, bencil bir karakter olarak yazılsaydı da olaylar çok farklı gelişmezdi. aşikar olduğu üzere hakkaniyet, birilerinin insafına bırakılmayacak kadar kritik bir mesele.

    hikayeye temel oluşturan kanunda son durum nedir, bilmiyorum. ama yanlış olanı seçmeye zorlanan hatta başka seçenek bırakılmayan nice hayat, terazisinin hassasiyetine aykırı hukuki politikalarla ziyan oldu. filmle şunu fark ettim ki adaletin bir fonksiyonu da hak arayışındaki insanları suç işlemekten korumakmış.

  • emrah serbes, son hafriyat'ında, behzat'ın sorgusunu yapan mülkiye müfettişine betty der. buyrun betty'nin ağzından behzat ç.:

    "askeri lisedeyken yüzbaşına fiili saldırı. askeri okuldan atılmışsınız. siciliniz emniyete sizden önce gelmiş. herhangi bir okuldan disiplin suçuyla atılanlar polis akademisine giremez. ama babanız emekli albay olduğundan araya hatırlı kişileri sokmuş. kayıt dosyanıza ufak bir 'sakıncalıdır' notu düşüp akademiye girişinizi yapmışlar. öğrenciliğinizde ve mesleğe başladıktan sonraki ilk on senenizde fazla göze batan bir durumunuz olmamış.

    sene 95. zamanın ankara emniyet müdürü yanınıza gelip 'iyi misin?' diye sormuş. 'saçma sapan konuşma' demişsiniz.
    savunmanız 'o sorudan nefret ederim.'
    hatırlı kişiler araya girmiş, 2 yıl kıdem tenzili, 2 maaş kesinti, olay kapanmış.

    aynı sene ekip aracında alkol alırken yakalanmışsınız.
    savunmanız 'karımdan yeni boşandım.'
    yine hatırlı kişiler araya girmiş,kınama cezası, yarım maaş kesinti, olay kapanmış.

    sene 96. dördüncü sınıf emniyet müdürüne fiili saldırı.
    savunmanız, 'terbiyesizlik yaptı.'
    yine hatırlı kişiler, 1 yıl kıdem tenzili, 2 maaş kesinti, olay kapanmış.

    sene 97. asayiş şube müdürüne sözlü saldırı. parantez içinde okuyorum 'çok konuşma lan' demişsiniz.
    savunmanız ' işime karıştı.'
    kınama cezası, 2 yıl kıdem tenzili, müdürlere gıcığınız var herhalde?

    sene 98. hizmet içi eğitim kapsamında, başkomiserler arasında yapılan bir ankette, 'polis olmasaydınız ne olurdunuz' sorusuna verdiğiniz yanıt: 'katil olurdum.'
    savunmanız, 'hayatımda böyle saçma sapan anket görmedim.'
    kınama cezası, 2 yıl kıdem tenzili.

    sene 99.yılbaşı gecesi bir vatandaşın işaret parmağını kırmışsınız.
    savunmanız, 'meskun mahalde ateş edecekmiş gibi bakıyordu.

    sene 2000. gençlerbirliği idari menajerine silah çekmişsiniz.
    savunmanız, 'kapıları vaktinde açtırmadı, vatandaş dışarda kaldı.'

    ve daha bir sürü sayamadığım şey. bunlar ilk gözüme çarpanlar. görev yerini terk etme ve rüşvet alma dışında, disiplin yönetmeliğindeki hemen hemen bütün suçları işlemişsiniz. 22 yılda 213 soruşturma. toplamda 16 kıdem tenzili, 22 maaş kesinti, 10 kınama cezası, 7 sefer açığa alınma. 161 yıllık polis teşkilatının yetiştirdiği sicili en kabarık başkomisersiniz. meslek hayatınız, polis koleji öğrencilerine kötü örnek olarak okutulabilir. ve şimdi susma hakkınızı kullanıyorsunuz."

  • bir arkadaşımız benden önce davranmış ve söylemiş , kesinlikle yıldo ile gece sohbetleri..

    -ne yaptın kız kocan uyuyo mu?
    +haha evet uyuyo..
    -ay ne istiyorsun?..
    +şarkı istiyorum.. tarkan'dan
    -neeee arkandan mı?? ahahaha o zaman dön bebeğim..

  • kendisini ve oğlunu bulup getirmesi gereken bakanlar kapı kapı dolaşıp murat kurum için oy istiyor. türkiye'de adalet bir tek yazar ismi olarak var.

  • o ne amk, böyle karakterler wordde yok kendisini tebrik ediyorum.

    mikrofonu at fontunu sat diyorum kendisine.

  • 2015 genel seçimlerinde saray soytarısı kontenjanından milletvekilliği yolu yapmaya çalışan bir zatın kusmuğu.

    "yavuz bingöl, cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın berkin'in annesini yuhalatmasını 'insani bir şey' olarak nitelendirdi. hürriyet gazetesinden ahmet hakan'ın sorularını yanıtlayan bingöl, erdoğan'ı 'burada da tayyip bey'in duygusallığı rol oynuyor. sokaklarda ölmüş annesine küfredildiği zaman ertesi gün o da berkin elvan'ın annesini yuhalattı. bu çok insani bir şey...' sözleriyle savundu."

    http://ilerihaber.org/…gusal-yuhalatma-insani/6188/

    beklediği ilgiyi gördü sanırım:

    http://ilerihaber.org/…-bingole-tepki-yagiyor/6205/