hesabın var mı? giriş yap

  • sosyal ve kamusal ortak yaşama kurallarının kadını kollayacak şekilde yapılandırılması.

    bunu sadece feminizmle açıklamak sığ bir bakış açısı çünkü feminizmin tarihi ancak 150 yıl, halbuki gynocentric dünya düzeni binlerce yıllık bir birikim. dünya düzeninin erkeklerin harcanabilirliği, kadının korunması üzerine kurulu olduğunu görmeniz zor değil.

    ms. clinton "savaşların asıl mağduru kadınlardır çünkü erkeklerini kaybediyorlar, evlerini kaybediyorlar, çocuk yetiştirme sorumluluğunda bir başlarına kalıyorlar" demişti. sanırım bundan güzel örnek olmaz.

    "insan medeniyeti neden bu şekilde gynocentrism eğilimine girmiş" sorusunu sormazsanız; cevabını canlı evriminin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik evriminde aramazsanız mağdur dili ve edebiyatında master yaparsınız. kendinize bunu reva görmeyin.

    sosyal hayatımız gynocentrik bir düzen üzerine kurulu çünkü b şıkkı insanlığı bulunduğumuz noktaya getirmezdi, toplumun evrimini göz ardı edemeyeceğiniz bir oluşumdan bahsediyoruz yani gynocentrism medeniyetin bir ürünü.

    özellikle son 70 yıldır; insan medeniyetinin bu yapısal kabulünün sarsıldığı, medeniyet döneminde hiç yaşanmamış bir çağdan geçerken kadın-erkek birlikte yaşama kurallarının çok hızlı değişmesi sonucu çatışmaların artması normal. zamanla her şey yerli yerine oturacak. hiç test etmediğimiz bir deney yaşıyoruz. deneyin sonuçlarını tüm insanlık birlikte göğüsleyeceğiz. hem karnım doysun hem pastam dursun sürdürülebilir bir süreç değil, şimdilik kesin olan tek şey, sittin sene böyle ikilemli bir yönetim, medya, adalet, sosyal yapı ile devam edilemeyeceği. ikilemli çünkü hem gynocentrik gibi ama hem de bazı işlerde öyle olmasın gibi kendi içinde ihtilaflar yaratan bozuk bir düzenden bahsediyoruz.

    buradan sonraki sürdürülebilir gelecek için ancak spekülasyon yapılabilir. benim tahminim mevcut ikilemli dünyanın orta yolu ve sağduyuyu mecburen ortaya çıkaracağı yönünde. çünkü dünyamız ve kendi doğamız aşırılıkları köreltip düzeltme hareketleri ile gelişen bir yapıyı zorluyor.

    ayrıca (bkz: women are wonderful effect)

  • yolsuzluk yapmadıkları, kul hakkına girmedikleri tek bir olay varsa onu yazın. bunların her yaptığı haksızlığı yazmaya kalksan 17 yıl sürer.

  • 3 lira maaş alıyor diye her türlü pisliğe katlamalı gerektiği düşünülen insan. amk paranın köpeği olmak böyle bir şey, gel veriyim maaşını akşama kadar taciz edeyim, ayağımı koklatayım.

  • kira geliri dışında eğer bir işletmeye belli bir miktar yatırım yapıp yönetim faaliyetleri dışında duruyorsanız pasif geliriniz var demektir. ama bu işe maddi yatırım dışında bir şeyler kattıysanız mesela yönetilmesine, pazarlamasına vs. katkıda bulunuyorsanız, ne kadar az zaman ve efor harcarsanız harcayın, elde ettiğiniz gelir "pasif" olmaktan çıkar. bence telif hakkı en güzel örnek. şarkıyı yazdınız bitti ama telif haklarından faydalanmaya devam ediyorsunuz.

  • altında "acting audition (oyuncu seçmeleri)" yazan video. hem bir insan ilk kez muz yedi diye neden ağlasın? ben de geçen sene ilk kez mango yedim, herhangi bir duygulanma olmadı.

  • tek eğlencesi 10 saat çalıştıktan sonra çay içip bol bakışmalı türk dizisi izlemek olan birinin sanrısıdır.

  • bu yaşta sebze kuyruğuna girdiği için üzgün ve sıkkın olan emekli birine "geber o zaman" diyen türbanlı bacı içeren video.

    her şey sıçıp batırıldığı için kendi parasıyla kendisine şov yapılıyor, aidiyetten gözü kör olmuş olayı eleştirene "geber" diyor. nasıl bir kafa lan bu?

    bir de "sen karşılığını almışsındır bin kere" diyor.
    adam emekli, 50 yıl çalışmış, emekli haliyle sebze kuyruğunda. bu mu lan karşılık?

    (bkz: siyasal islam)

  • çalıştığı için gündelikçi tutan kadın bi gün aklına gelir çalışana sorar:

    - sen biz yokken hiç yemek yemiyorsun galiba? dolaba baktım hiçbir şey eksilmemiş.
    - hayır yemiyorum.
    - aa niye kuzum?
    - arkamdan dolaba bakıyorsunuzdur diye..
    - ?!