hesabın var mı? giriş yap

  • bülent arınç'ın doğrudan doğruya asena erkin'i hedef aldığı açıklamaları. jacxxajkbcja

    ulan sen bu ülkeyi 12 yıldır yöneten 3 adamdan birisisin. kaç gündür magazinle uğraşıyorsun. yürü git be kardeşim...

  • degisik irk ve uluslar arasinda düsmanlik yaratmayi amaçlayan ve bu yolda kiskirtmada bulunan asiri ulusçuluk akimi.tabi sadece iki ulus olmayabilir aynı ulusun çeşitli grup veya yöresi arasında da sovenistler eksik olmaz..mesela ali sen bir fenerbahceli sovenistidir.

  • bu öyle bir karakter ki insanın ağzını burnunu koparası geliyor. mesela o gün gündeme damga vuran bir olay yaşanmış olsun. internet tembeli konuyu iki saniye araştırıp öğrenmek yerine "merak ettiğim konu" diye entry giriyor.

    başka bir durumda özet geçilmesini bekliyor.

    daha başka bir durumda kendisine link atılmasını istiyor.

    internet tembeli tüm online insanları kendisine hizmet etmekle görevli emekçiler olarak görüyor. araştırma yapacak takati ve becerisi yok ama çocuksu salakça bir merakı var. her şey hemen ayağına serilsin istiyor. bir arama motoruna yazıp ilk üç seçenekten birini okumaya bile tahammül edemeyecek kadar bezgin olduğundan, biri onun yerine araştırsın konuyu irdelesin ona da ezberletsin istiyor.

    tam dayaklık.

    gerçek tembelden daha yüzsüz oluyor bir de bunlar. ben normal hayatımda tanımadığı insanların arasında ayağa kalkıp "bugün bir durum olmuş taksimde o konuyu bana bir özet geçin bakayım" diyen insan hiç görmedim. vapurda falan biri böyle saçmalasa aşağı atarlar adamı.

    popüler olana karşı sınırsız merak + cahil egosu + ölümüne tembellik + anonim olmanın konforu = internet tembeli

  • tam 55 hafta önce ziyaret ettiğim yerdir. kendisi, hayatımda gördüğüm en etkileyici yerlerden biri olması dolayısıyla hakkında birkaç kelam etmek isterim ayrıca. şimdi versailles'ın bahçelerini inceleyeceğiz... harita okumayı sevenler elime mum diksin!

    burada bahçenin detaylı haritası mevcut, incelemek isteyenler büyütüp kurcuklayabilirler. harita okumaktan hoşlanmayanlar içinse şöyle bir güzellik yapacağım. spesifik olarak inceleyeceğimiz 3 farklı yer işaretledim, haydi başlayalım.

    şimdi öncelikle, haritada da gördüğünüz gibi sarayın devasa bir bahçesi bulunmaktadır ve hayatımda gördüğüm en başarılı peyzaj çalışmaları burada yapılmıştır. bahçe bölümlere ayrılmış. bölümler arasındaki yollar ise hep şu şekilde devasa labirentlerden oluşuyor. 1.68 olan şahsım, fotoğraftaki çitlerin dahi boyuna yetişemiyor, uzunluğunu oradan hesaplayınız. şimdi kırmızı işaretlenmiş yeri inceliyoruz, apollon korusu. kendisi benim bahçedeki favori yerim olmakla beraber, şöyle patikalardan geçerek ulaşılır. bu arada belirtmek iterim ki öğleden sonra bahçeye yerleştirilmiş sesi sisteminden klasik müzik verilir ve sizin o an tek dileğiniz üzerinizde barok kıyafetler olmasıdır... öyle bir ruh haliyle şu patikadan geçip şöyle bir alana çıkarsınız. belirtmek isterim ki fotoğrafın çekildiği nokta, kırmızıyla işaretlenmiş alanın tam ortasındadır ve o alanın yaklaşık 1/4ünü göstermektedir. varın bahçenin büyüklüğünü siz düşünün artık!

    geçelim sarı yere. burası da görüldüğü üzere aslında sadece bölümleri birbirinden ayıran biryoldur. fakat adamların estetik kaygıları o kadar fazladır ki yollar dahi fıskiyeler ve heykellerle süslenmiştir. heykeller, bahçe boyunca genelde kanala aşılan ana yollarda sıralanmıştır ve mitolojik karakterleri konu almıştır. zaten bahçe olympostan fırlama gibidir, suyun içinden yükselen poseidonlar* mı dersin, atlar arasından fırlayan apollon mu...

    neyse efendim, iyisi mi biz geçelim beyazlı yere. kemeraltı, fotoğrafta pek öyle gözükmese de sizi etkileyici bir girişle karşılar. hayalinizde burayı turuncu bir gün batımında yahut fenerlerin aydınlattığı bir gece yarısı hayal ediniz. girdiğinizde sağınızda ve solunuzda sizi böyle bir kemer karşılar. insanın dans edesi geliyor, değil mi?

    büyük haritaya bakarsanız kuzeyde marie antoinette bahçesini görürsünüz. oraya ulaşmak için uzun yollardan yürümeniz yahut ring yapan trenciğe binmeniz gerekmektedir. biz ısınalım diye yürüdük, fakat botun içinde ayağım ezilerek yara olmuştu. ha bu arada lütfen topuklu giyerek gidin ki millete eğlence çıksın biraz. oraya ayrı bir giriş vardır, bahçe turuna dahil değildir ve ekstra ücret alınır. fakat merak edenler -benim gibi harita kurcuklamayı sevenlerdenseniz- google mapsten o minik yuvarlak taraça ve aşk tapınağına göz gezdirebilirler. roma haritasından sonra hayatımda sahip olduğum en güzel harita da versailles bahçelerine aittir ayrıca. yöre halkıysa sabah koşularını kuzey korularında yapabilir, halk kullanımına açıktır ve insan kıskanmadan edemiyor azizim!

    versailles'a giden kime sorsanız 'aynalı salon harici pek de bir etkileyiciliği yok fakat bahçesi muhteşem' lafını duyarsınız, nitekim benim yorumum da budur. fakat sarayın etkileyiciliği de budur zaten... girişteki devasa sıraya, kendini beğenmiş güvenlik görevlilerine inat bahçeye çıktığınız an cennette kaybolmuş hissine kapılırsınız.

    üstünden 55 hafta geçmesine rağmen entryi yazma sebebime gelirsek...

    fakat elbette ak-saray versailles'dan daha büyüktür! estetik algılarına sıçtıklarım ya...

  • bu ülkede genelleme yapmanın yanlış olmadığının en net kanıtı ülkücüler ve siyasal islamcılardır.

    ülkücüler ve siyasal islamcılar bu ülkenin kanseridir.

  • çok sıradan bir futbolcu. kamerun milli takımına bir maç bile kazandıramamıştır.