hesabın var mı? giriş yap

  • andorra maçını anlatan spiker.

    biraz önce şuna benzer bir şey söyledi: "andorra o kadar kötü ki, bu tür takımlara karşı oynamaya alışkın değiliz, bu yüzden zorlanıyoruz." almanya, ispanya, hollanda vs gibi takımlara karşı güçlü oldukları için; andorra, malta, estonya vs gibi takımlara karşı da zayıf oldukları için zorlanıyoruz. eh, romanya, macaristan, belçika vs gibi orta sınıf takımlara karşı da zorlandığımıza göre, biz hangi takımlara karşı başarılı olacağız arkadaş?

  • bilgisayar tarihinin ilk virüsü: elk cloner!

    1982 yılında richard skrenta isimli 15 yaşındaki bir lise öğrencisi tarafından hazırlanan elk cloner, belgelenen en eski bilgisayar virüsü olarak kabul edilir. apple ıı platformunu hedef alan virüs, diskler aracılığıyla bulaşarak, bilgisayara her takıldığında diğer kısımlara yayılmıştır.

    diğer kötü amaçlı yazılımların aksine, elk cloner muzip bir şaka olarak yaratılmıştı ve nispeten zararsızdı. virüs bulaşmış bir disket, apple ıı sistemine yerleştirildiğinde, virüs kendini gizlice bilgisayarın belleğine yerleştirirdi ve bir sonraki kurbanı beklerdi. virüs bulaşmış disk ellinci kez başlatıldığında elk cloner, varlığını tuhaf bir şiir ya da neşeli bir mesajla gösterirdi.

    modern siber tehditlerle karşılaştırıldığında zararsız olmasına rağmen elk cloner bilgisayar tarihinde önemli bir döneme damgasını vurdu. bu, dijital ortamın görünmeyen saldırganlara karşı giderek savunmasız hale gelmesinin önemli bir habercisiydi.

  • finaliyle birlikte dünya üzerindeki her dinden insanı imana getirmiştir. neymiş kuantum mekaniğinde yeri varmış da bunların, neymiş bir bölümümünde olanlarla cern'de deney aynı kapıya çıkıyormuş da bilmem ney... ne oldu ulan? ne oldu? 6 yıldır izlediğimiz dizinin ana fikri kazaya, kadere ve ahiret gününe iman fikri çıkmadı mı? allahım sen büyüksün yarabbim, kul hüvallahü ehad...

  • yukarıda yazdıklarımıza (#6139141) ek olarak, madde madde yazacak olursak..

    1- eğer kurumsal iktisat * iktisadî ortodoksi (neoklasik iktisat) tarafından soğurulmadıysa bu, veblen'in, eyüp özveren'in tabiriyle, kurumsal iktisadın çekim merkezi olmasından dolayıdır. tek başına bu bile veblen'in ne kadar önemli olduğuna delildir.

    2- iktisat, tee cantillon'dan beridir, adam smith'den beridir fiziğe öykünen bir disiplin olagelmiştir. buna yalnız iki kişi itiraz etti; birisi bu ademoğludur. ona göre iktisatın, kuracağı eğretilemeler için ödünç alacağı koşutlukları fizikte değil, "biyoloji"de aramak gerektir. bu veçhile newton'un karşısına darwin'i koymuştur. iktisat, duruk * dengelerin karşılaştırmalı çalışması olmaktan öteye geçmeli (bunu yapanlar klasik ve neoklasik iktisatçılardır); evrimsel bir anlayışla a'dan b'ye nasıl gidilir, bunun yanıtını aramalıdır.
    (bkz: richard cantillon)
    (bkz: adam smith)

    3- yukarıda da bahsettiğimiz atıl merak * kendi kişiliği ile tam bir bağlılaşım ve dahi uyum içinde olan bir kavramdır. "bilim, bilim için yapılmalı" lafzını düstur bellemiş; "nesnel" kalmaya takıntı derecesinde önem atfetmiş bir düşünürdür. bu onu "kural koyucu"* bir bilimsel tavır almaya itmiş ve onun, "kural koyuculuk"un karşıtı olan tespitçi, betimleyici* amcaları * kıyasıya eleştirmesine sebep olmuştur.

    4- peki muhterem pür-i pak mıdır? oh, tabi ki hayır kuzum,, kendisi bir değer kuramı* sahibi değildir netekim; kavramsal çerçevesi fiyat tespiti, kaynakların dağılımı gibi konular üzerine konuşmasına imkan tanımamaktadır, ne münasebettir.

    5- falandır, filandır.

  • ekim 2010 tarihli hadisedir:

    şirkete siyah lazer yazıcı almak içün yenibosna'daki starcity avm'ye gittik.
    gitmeden önce netten 5 dk.lık araştırmayla bilgi edindim.

    teknosa'ya girdik...
    yazıcıların etrafında dolaşıp bakınırken, ilgili ve yetkili kişi yanaştı.
    diyalog şöyle :
    cahil satıcı genç : buyrun yardımcı olayım.
    ben: özetle şöyle bişey arıyorum ; uygun fiyatlı, herbişeyi yapmayan, sadece "yazan", siyah, toneri tam dolu, lazer yazıcı alayım.

    --- arkadan biri seslenir, dumura uğranır---
    cühela kasiyer adam: beyfendi hiç bir yazıcı tam dolu kartuşla gelmez !
    ben: ?! olanları var.
    cü.k.adam: mümkün değil !
    ben: brother hl2040 var örneğin ?!
    cü.k.adam: biz brother satmıyoruz...
    ben: olabilir de toner kartuşu tam dolu bir modeldir örneğin. samsung clp315 satıyorsunuz, o da tam dolu !
    cü.k.adam: ...neyse arkadaş size yardımcı olsun

    cahil satıcı genç'e dönülür...
    ben: özetle şöyle bişey arıyorum ; uygun fiyatlı, herbişeyi yapmayan, sadece "yazan", siyah, toneri tam dolu, lazer yazıcı alacağım.
    cahil.s.genç : (epey alaycı tavırla) ehehe lazerlerin renkli yazanı yok ki zaten !
    ben: ?!?!?!?! ........(mavi ekran...dakikada iki dumur kaldıramaz bünye)
    3 saniye sonra,
    ben: nasıl yani ?
    cahil.s.genç : lazer yazıcılar hep siyah yazar, renklisi çıkmadı hiç !
    ben: ?!?!?!?! ........(mavi ekran...system error veriri...yazık lan bana)
    etrafa 2 saniye bakılır...
    ben: bu tarafa gel !
    orada ortaya öbek yaptıkları samsung clp315'in kutusunun üzerindeki yazı işaret parmağıyla gösterilir...
    ben: oku bunu !
    cahil.s.genç : ..rrenkli lazer yazıcı...

    sonuç: hl2040 orada olmadığından çıkılır, karşı komşu migrosa gidilir. orada bulunur, alınır.
    elbette ki orada yetkili de tonerin %100 dolu olamayacağını iddia eder. gidip depodan koliyi getirir, ona da üzeri okutulur !
    çünkü kolide 35 cm çapında etiketle tam dolu toner yazar !

    2014 editi:
    acemilikleri ve mesleğine cahilliği had safhada olan vatan bilgisayar'da bi genç arkadaşa bu olayı anlatırken, bi başka vatan görevlisi "hiç bi yazıcı tam dolu tonerle gelmez !" diyerek beni benden almıştır !

    trajik ve komik olan ise, bunu söyleyen cahil vatan bilgisayar neferinin 50 cm önündeki samsung yazıcı kutusunda 25 cm çapında "tam dolu kartuş" ibaresi olmasıdır !

    lan bu görevlileri nasıl alıyorsunuz işe ?
    feysbuk hesabı olmaları yeter kriter midir sizin için?