hesabın var mı? giriş yap

  • bilim ve teknoloji’nin inşaat ve rant ekonomisini nasıl silkip attığının resmidir. o kadar bina yapılacağına 1 tane böyle teknolojik ve bilimsel iş kurulsaydı şuanda böyle olmazdık.

  • hala bazı sayılara doğru diyenlere golü atmıştır.

    bütün ülkeler vatandaşlarına para yağdırırken seninki iban vermiş, salgının ilk günlerinde akp'liler tanıdıklarını karantinadan kaçırmış, ilk günlerde bile sayılar zorla verilmiş, aytaç yalman'ın ölümünü saygı öztürk açıkladı diye kabul etmek zorunda kalmışlar, ilk vakayı sağlık bakanı 11 mart diye açıklamış ancak gencecik bir hemşirenin 7 mart'ta yakalandığı anlaşılmış (maalesef keybettik kendisini :/ ) ve 15 bin umreciye ülkeye giriş izni verilmiş, umrecilere ateş düşürücü verilmiş, gelen tepkiler üzerine mansur yavaş'ın da girişimiyle ankara'da yer ayarlanmış ve o umrecilerden 5 bin tanesi karantinaya alınabilmiş. daha yine ilk günlerde malzememiz yok diyen doktorlar soruşturulmuş ve gözaltına alınmış. hatta bir doktorun meslektaşlarına karşı yaptığı açıklama yayınlanınca başına gelmeyen kalmamıştır.

    bütün bunlar daha sadece başlangıç. 10 nisan'da yaşananlar, istenilen iban, belediyelerin yardımlarının engellenmesi ve banka hesaplarının bloklanması bunları saymıyorum.

    şimdi ibb başkanı diyor ki son yılların ortalamasına bakınca istanbul'da büyük bir ölüm artışı var diyor. nasıl oluyor bu? corona salgını varken veremden mi olacaktı bu yani? işte hep dediğimiz bu zaten, benzer artış diğer şehirlerde de.

    şimdi bunların verdiği sayılara doğru diyorsunuz bir de vah yazık!

  • bu istekte bulunanlar için eski moderatör guru yıllar evvel bir söz söylemişti. tekrarlayalım:

    "neyi yazıp neyi yazmamanız gerektiğine, gerçekten bir başkasının karar vermesini istiyor musunuz?"

  • hayır diyememek, insanın, kendisi hakkında başkalarının düşüneceklerini, fazla önemsemesinden kaynaklanır.

    her insanın çeşitli nedenlerle, hayır diyeceği bir duruma evet dediği olabilir. hoşgörü, sevgi, özveri bunları açıklayabilir. ancak kişi hayır di-yemiyor-sa bu durum altta daha derin bir sorun olduğunu gösterir.

    hayır diyemeyen kişinin temel meselesi onaylanma ihtiyacıdır. karşısındaki onun varoluş biçimini onaylamazsa yok olacağını, değersiz olacağını hisseder. bu kişiler, sevilmeye ve kabul görmeye aşırı derecede ihtiyaç duyarlar. bunlar için kişilik sınırlarından bile feragat edecek kadar çok..

    genellikle çarpık bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin kurbanıdırlar. çünkü hayatımızdaki ilk ve en önemli 'öteki' ebeveyndir. özellikle de anne. bu kişilerin anneleri mükemmeliyetçi, narsistik ya da borderline özellikler gösteriyor olabilir. çocukluklarında 'koşullu' sevilmişlerdir. ancak 'iyi çocuk' olduğunda, 'sorun' çıkarmadığında sevilen bir çocuk, kendilik atılımı yapamaz. ben diyebilmek için, öncelikle 'ne olursam olayım sevilirim ve kabul görürüm' diyebilmek gerekir. bunun için de 'koşulsuz' seven bir anne gereklidir.

    hayır diyememek, ben diyememek ve hep başkasını ön planda tutmak anlamına gelir. bu insanların çevrelerindeki kişiler, her zaman art niyetle olmasa da, bu özelliği sömürürler. bu hal kişiyi daha da değersiz ve yetersiz hissettirir. bu tip kişilik örüntülerinde uzun vadede depresyon sık görülür. bazen tükenir, çareyi insan ilişkilerinden tamamen eli eteği çekmekte bulurlar. bu da onları yoğun ihtiyaç duydukları sevilmekten alıkoyduğu için depresyonları derinleşir.

    böyle bir soruna sahip kişinin psikoterapi alması faydalı olur. depresyon görülen dönemlerde ilaç tedavisi yararlı olsa da uzun vadeli çözüm için bu örüntünün kırılması ve kendilik üzerine çalışılması şarttır.

  • hay ben sizin kirli beyninize sokayım ya. biri demiş kötü performans, öbürü demiş kurgu, öbürü demiş neden kurye olduğu vurgulanmış. abi siz nasıl yaşıyorsunuz hayatı ya? ekşiye gelip entry girene bi haller oluyor amk. illaki bi marjinal, sikindirik bi eleştirelliğe ve şüpheciliğe bürünüyorsunuz. hayatınız çok zor olsa gerek, ya da hakikaten malsınız.

  • tibetin dini lideri. oldukten sonra yeni bir bedende tekrar dogduguna inanilir, bu sayede dünyadan hiç yok olmami$tir. en son ve onücüncü dalai lama lhamo thondup'dur. küçükken kendisine kundun adi da takilmi$tir.

  • futbol sahalarında ender görülen kalecilerden biriydi. hatırlar mısınız bilmem, millî maç haftalarında galatasaray bir zamanlar on küsur futbolcusundan mahrum çıkardı antrenmanlara. mecburiyetten forvet oynayan taffarel, sıralardı bu cacığna maçlarda golleri. dikkat cacığına maçlarda. işte campos, bu bakımdan ayrılır. aynı maçta bile mevkisini değiştirmişliği vardır kendisinin. kalede başlayıp ileri sürüldüğü görülmüştür anlayacağınız. msl'de şov yapmış, iki dünya kupasında sahne almış bir isimdir. meksika millî takımının formasını 129 kez giyen ismin, ülkesinin neredeyse sahadaki en kısa ismi olduğunu yeniden anımsatalım. mübarek cici bebe gibiydi, doksanlar futbolunun bence kült figürlerinden biridir.