hesabın var mı? giriş yap

  • -bir havayolu pilotu olarak her 6 ayda bir simulatorte teste tabii tutuluyoruz,
    -her yıl sağlık kontrolünden geçiyoruz,
    -4 yılda bir ingilizce yeterliliğimiz ölçülüyor,
    -her 3 ayda bir tazeleme eğitimlerini e-learning'ten çalışıp sınava giriyoruz(uçak sistemleri, havacılık kuralları, mevzuatlar...)
    -uçakların günlük kontrolleri var, aylık bakımları, yıllık ağır bakımları var.
    -her uçak parçasının ömrü var, ve o ömrüne yaklaşmadan parça değişimi yapılıyor.
    -kokpitte yaptığımız her şey kayda giriyor, en ufak hatada çalıştığımız şirkete bildirim gidiyor, yaptığımız hatalara göre şirket bizi safety office meeting adı altında toplantıya çağırıp yaptığımız hatanın kök nedenini inceliyor. yaptığımız hatanın büyüklüğü, geçmişte yaşadığımız benzer olayların olup olmadığı gibi bir çok parametreyi inceleyip işten atıyor yada uyarıyor. bir parantez açmak gerekir bu hata kısmına, uçuş güvenliğine dolaylı yoldan bile etkisi çok olmasa da şirketin koyduğu kuralı ihlal ettiğimiz için hiçbir mazereti yok, şirket nezdinde)
    -kokpitte iki pilot oluyor ve birisi uçmakla sorumluyken diğeri gözlemci olarak uçan pilotu asiste ediyor. en ufak hatasında uyarıyor.
    -pilotlar arasında kıdeme göre uçuş ekibi belirleniyor. yani diyelim kaptan pilot çok tecrübesiz, 6 ay önce ikinci pilotluktan kaptanlığa terfi etti, o zaman tecrübesiz bir pilotla minimum 1.5 yıl sonra uçabilir. tecrübesiz kaptan tecrübeli olana kadar kidemli ikinci pilotlarla uçmak zorunda.

  • türkiye'den yeni çıkıp henüz avrupa yasalarını unutmuş olacak ki nerede olduğunu hatırlatmışlar.

    üzülmedim.

  • 2 gün önce bankamatikten acil para çekmem gerekiyordu, kartı soktum baktım önümde bembeyaz bir ekran hiç bir şey yazmıyor kartı da geri vermiyor. tırstım tabi yuttu mu kartı diye. neyse iptal tuşuna bastım, kartı geri verdi. anladım ki bankamatik çalışıyor ama ekran gitmiş, bembeyaz düz ekran böyle. ama benim para çekmem gerekiyor. neyse uzatmayayım, kartı tekrar soktum, şifreyi girdim biraz bekledikten sonra tamamen tahmin yürüterek ilk önce para çekmeyi tuşladım, ardından 50 tl yazdım. makbuz istiyor musunuz sorusuna hayır'ı bile kafadan cevapladım. parayı aldım, başka bir işlem yapmak istiyor musunuz sorusuna da hayır deyip oradan ayrıldım. bankamatikte bekleyen insanlar şaşkın gözlerle bana bakarken, aslında bunun eften püften bir başarı olmadığını fark ettim. yaa işte bu da böyle bir anımdır..

  • eğer dedikodu gerçekse, hadi protein ve yağınıda al git buralardan denmiştir. kadın en azından işlenmiş karbonhidrattan uzak durulması konusunda bir farkındalık yarattı ülkede. sırf bu yüzden bile saygı duyulmalı kendisine.

  • ülkemizin farklı otoyol kenarlarına kurulu olup kamyon, kamyonet, panelvan, tır, otobüs gibi ticari araçların mevzuata aykırı olup olmadığının denetlendiği noktalardır. diğer adıyla (bkz: kantar) olarak bilinir. bu nokta da gerekli taşıma belgelerin kontrolu, aracın yükü ve ağırlığı, src, aracın muayenesi kontrol edilir. araç yüklü olsun olmasın, bu istasyonlara girmek mecburidir. girilmediği takdir de ve mevzuata aykırı bir durum olması durumunda ceza kesme yetkisine sahiptir.

    istasyona girilirken kantar üzerinden 10 km hız ile geçilir. çıkasıya kadar aracın plaka üzerinden kontrolu yapılır. küçük bir ekranda da aracın ağırlığını görebiliyorsunuz. artık sistemden muayenesi olup olmadığı tespit ediliyor.

  • sesli kahkaha attırmış cümle.

    bu söylediklerine ciddi ciddi inandıklarını söyleyebileceğim olay. gençler siz hani çok komplike şeyler düşünüyorlar değişik olaylar planlıyorlar milleti kandırıyorlar filan zannediyorsunuz ya, gerçeği söyleyeyim size: yok öyle bir şey, ciddi ciddi eğitim düzeyi bilgi düzeyi bu cehalet düzeyi artık ne dersen düzey bu. inanılmaz adamlar.

  • bbc muhabiri stuart flinders'ın, liverpool'un eski kalecisi tommy lawrence'a, kim olduğunu bilmeden, yaşlıdır hatırlar diye düşünerek, "1967'de goodison park'ta oynanan fa cup 5. turundaki everton - liverpool maçını hatırlıyor musunuz" diye sorması ve efsaneden "i played in it" cevabı alması ile şoka uğramasını barındıran röportajdır.

    bbc reporter accidentally interviews former liverpool keeper

    müthiş bir futbol tesadüfü, inanılmaz eğlenceli bir an. lawrence'ın çocukları, "babamız konuşmayı hiç sevmez, muhtemelen başka bir soru sorsaydınız cevaplamazdı, ama çok iyi oynadığı bir maçı sormuşsunuz" şeklinde konuşmuşlar. neler oluyor hayatta...

  • muhtemelen eliyle evlenen bir yobaz için normal bir harekettir.

    yok bu seviyede bir malla evlenen bir kadın varsa ona da az biledir.

  • - ne oynuyorsunuz öyle ?
    - basket baba, ben yeniyorum oglunu...
    - verin biraz da ben oynayayim bari...
    - baba cok heyecanli, ya sonra oynatiriz seni...
    - olm iki dakka oynayayim, neymi$ merak ettim
    - babaaaaa
    - bu yüzden gelmiyorum, ilgilenmiyorum i$te, sizin gibi ewlatlarin ben anasini... nerde annen ?

  • sağcıların topluma empoze etttiği abuk bir fikir. sağ ideoloji, sosyal demokrat ideoloji karşısında kendini savunamayacak kadar ilkel duruma düşünce, bu tip kavram kargaşaları yaratmayı seçti.

    sağ ve sol ideolojinin temel insan haklarına bakışı değişti mi?
    sağ ve sol ideolojinin emek/sermaye denklemine bakışı değişti mi?
    sağ ve sol ideolojinin seküler/muhafazakar duruşları değişti mi?

    hepsinin cevabı "hayır" iken ve dolayısıyla hayat hakkında düşünen insan kendini illa bu birbirine taban tabana zıt iki görüşten birinde ifade etmek zorunda iken, nasıl sağ ve sol kavramları geçerli olmaz.

    not: sosyal demokrasiye, sağ ve sol ideolojinin bir karmasıdır diyen bir arkadaşa rastladım az önce. kapitalizm/sosyalizm üzerinden muazzam bir kavram karmaşası yaşadığı belli.

    gerçi meral akşener'in memlekette ne kadar aşırı sağcı siyasetçi varsa topladığı partiye oy vereceğini söyleyen chplileri gördükçe, bu tespiti yapan arkadaşın az bilmekten kaynaklanan hatasını bile mazur görüyor insan.

  • bazen öyle sayılar karşıma çıkıyor ki sonucunda tam sayı çıkmayacağını düşündüğümden bölmeye bile tenezzül etmiyorum. hayatın insanın karşısına neler çıkaracağı hiç belli olmuyor. sanırım 91/7 de bunlardan biri. hayat işte.

  • çok acımasız birşeymiş.

    - merhaba tatlım nasılsın?
    - iyiyim buket sağol. sen nasılsın? ne güzel olmuş saçların?
    - ay çok sağol. beğendinmi? senin için yaptırdım.
    - neydi bu şimdi?
    - ne neydi?
    - soru ekini ayırmadın?
    - soru ekinimi ayırmadım?
    - bak yine.. buket sanırım senle ilişkimizi gözden geçirmemiz gerekecek.
    - ya nasıl yani niyeki?
    - bak hala..

    edit: imla (ehehe)