hesabın var mı? giriş yap

  • normaldir.

    insanlar o kadar nefret etti ki kızılaydan, kan vermeyi bile güvenli bulmuyorlar.

    ben düzenli kan bağışçısıyım, hala gidip kan veriyorum. vermek istemeyen arkadaşları ikna etmeye çalıştığımda bana "ben kan versem o kadar ihtiyaç sahibinden önce akp'li bir kalantorun akrabasına gider, daha kötüsü, katar'a satmayacaklarını nereden bileceğim" cevabı aldım.
    hak veriyor muyum? evet... kan ihtiyacının öneminin de farkındayım. ama kurumu rezil rüsva etmeseydiniz, kurumu birilerinin para kaçakçılığına alet etmeseydiniz bunlar olmazdı.

    beter olun diyeceğim de, size bir şey olmuyor. olan ihtiyaç sahibine oluyor. kızılay'ı bari temiz bıraksaydınız. orayı da kirletip lekelediniz. elinizin değdiği ve pislenmeyen tek bir şey yok.

    edit: bir yazar şunu attı.
    (bkz: kızılay'ın topladığı kanların yurtdışına satılması)
    kaynak

    yazıklar olsun.

  • adını bile yazmak için 2 defa baktım amk. ilk defa duyuyorum ülkeyi. avustralya ’nın 1750 km doğusunda, gidiş 3 ay falan sürüyor sanırım.

    "vanuatu ile türkiye arasında turist vizesi anlaşması yapıldı. türkler vanuatu'yu artık vize almadan ziyaret edebilecek."

    dışişlerimizi bu başarısından dolayı kutluyorum. şimdiye kadarki tek ve en büyük başarıları bu sanırım.

    haberin altından bir yorum:

    "hayaldi gerçek oldu. bravo başbakana nasıl öderiz hakkını :)) ülke zaten hep tatil yapacak yer sorunu yaşıyordu özellikle asgari ücretliler."

  • bir tür truman show içinde mi yaşıyorum acaba diye düşünmeme sebep olan kalabalık. aslında sadece ben ve benim etrafımdakiler çalışıyor olabilir mi? herkes dışarda geziyor, arada da bizi izliyorlar falan. gerçi niye izlesinler, çok sıkıcı.

  • bir yazar karışmamasını sağlayan tek font budur demiş fakat tam doğru değil.

    times new romanı okunabilir kılan nitelik seriftir. nedir bu serif? harflerin uçlarındaki küçük çıkıntılardır. googlea serif yazarsanız daha iyi görürsünüz, zira sözlük fontu sans-serif yani serif olmayan bir font. iddia odur ki, serif sayesinde görsel işlemcilerimiz harflerin bitişlerini daha kolay ayırt edebilir, bu sayede beyin ve gözler de okumaktan daha geç yorulur. haliyle yazılı basında serif fontlar kullanılır. kitaplar gazeteler alayı seriflidir.

    sans serifin avantajı öncelikle görselliktir. minimalisttir bir kere, sade gözükürler. ama işte uzun uzun sans serif fontla yazılmış bir yazıyı okursanız harfler karışmaya başlar. bu yüzden başlıklarda, tabela ve posterlerde ya da reklamlarda sans serif fontlar kullanılır.

    e peki sözlük niye sans serif? wikipediyi kurarken ciddiye almamışlar mı bunu? işin aslı, baskı değil ekran üzerinde olan harfler için yukardaki kurallar biraz kayıyor. okuma kolaylığı konusu ve estetik konusu zaten tartışılabilir geliyor bana, işin uzmanları düzeltsin. ama ekranlar için şöyle bir sorun var; serif fontların bazı karakterlerinin serifleri bazen piksellerden daha küçük olabiliyor. böyle bir durumda ekran orada olması gerekenden daha büyük bir siyah nokta gösteriyor ve harflerin ince olması gereken bölgeleri gerektiği kadar ince gözükmediği için karakterler çirkinleşiyor. yani düşük çözünürlüklü ekranlı fakirler yüzünden hepimiz sans-serif fontlarla karşı karşıyayız. hatta bakarsanız sözlüğe ya da çoğu siteye, kullanılan fontlarda harflerin kalınlıkları çok değişmez. sebep benzerdir. times new romanda örneğin o harfinin üstü ve altı ya da a'nın üstü incedir.

    baskı metotları geliştikçe font tasarımında daha cesur olmuş insanlar. en eski baskılarda, teee 16. yy civarında falan bu ince kalın bölgelerden kaçınılırken, 18. yy sonlarında ortaya aşırı ince-kalın bölge farkları olan fontlar moda olmuş. times new roman bu iki dönemin arasında bir yerlerde ortaya çıkmış, o yüzden didone dedikleri incelik bakımından yüksek kontrastlı karakterleri olan akımla eski stil nerdeyse sabit incelikte karakterlerin olduğu akımın arasında, geçiş sınıfındaymış. kaynak vikipedi tabi ki. daha yazardm da ablamgil geldi. sevgiler.

  • hak ettikleri paraları vermediğiniz için olabilir mi bu kriz.

    freelance daha iyi kazanan biri neden senin yanında kölelik yapsın.

  • ronaldo'nun eliyle rakip seyircilere yaptığı calm down hareketi. sakin olun daha ben buradayım manasına gelmektedir.

    ilk yaptığında dahiyane bir şey olduğunu düşünmüştüm. barcelona'yı bitirmişti adeta. golün zamanlaması, yeri, önemi adeta bu sevinci gerektirmiştir. hafızalardan silinmeyecektir.

    ama sen kalkıp dortmund maçının 37. dakikasında rakip seyirciye bakarak bu hareketi yapıyorsan ve senin takımın bu maçı 4-1 kaybediyorsa komik duruma düşersin. maç sonunda entry silen ekşici durumuna düşersin. itici olursun.

    adama calm down derler.

    rakip seyirciye bulaşan her sevinç iticidir aslında. sen sevincini rakibini üzerek yaşamaya çalışıyorsan içinde hiç yenemediğin bir kompleksin var demektir.

  • ahmet hakan: "turk futbolunun geldigi hal icin endiselenmeli miyim?"
    b. albayrak: "sunu sorayim. bayern'le mi oynuyorsunuz? bayern'le isiniz var mi?"