hesabın var mı? giriş yap

  • soğan soyarken karşılaşılan ciddi bir mes'ele. bilindiği üzere soğan kabukları katman katman olur. dışa doğru iyice incelen katmanlar kabuk formunu alır. o kabuklar birer birer kaldırıldığında soğanın etli kısmına ulaşırız. yalnız bu katmanlarda öyle bir kritik nokta, yani kritik katman vardır ki kararsız insanı çileden çıkartır. söz konusu katmanın üst kısmı kullanılabilir alt kısmı ise biraz daha kabuğa yakın görüntüdedir. genelde o katman da çöpe atılsa da insanı düşünmeye sevkeder.

  • yunanlar da gelsin lan ülkeye. suriyelilerin düşürdüğü seviyeyi dengelerler. çoh iyi olur çoh da güzel olur.

  • anneni umarım; annen 50 yaşındayken kaybetmezsin. içimden öyle geçmesede ama insan diyor ki; düşmanımın başına vermesin.
    o zaman etrafındakiler soracak, kaç yaşında? diye. yutkunup söyleyeceksin. sonra karşındakiler de vah vah pek gençmiş diyecekler.
    dışarda pazarda, avm'lerde, markette, hastanede anneleriyle çocuklarını göreceksin. hem de onlar senin 51 yaşında kaybettiğin annenden 10'larca yaş büyük.
    3 gün önce 7 ay oldu. trollüğün bile bir adabı olmalı ya.

    tanım: gerek duymuyorum. istersen şikayet et.

    bu entryden sonra gelen mesaj kimden geldiğini söylemiyorum:

    --- ---

    senın ıcınden gecenler yuzunden benım de sıkımde degıl artık ne yasadıgın. kusura bakma demek ıcın yeltenmıstım ama okuyunca vazgectım.

    ben burda 30 bın kısının özel hayatını tek tek arastırıp ona gore baslık mı acıcam lan.

    senın annene bı laf mı etmısım? şunun babası artık ölmeli mi demısım? hayır.

    şimdi o sıkık duyargaçlarını al ve gıt
    --- ---

    allah'a havale ediyorum şerefsiz seni ya da neye inanıyorsan, buraya ara ara gel ve bak. o duyargaçlar bir gün seninde olacak.

    edit: imla

  • amerikan kısa öyküsünün en babalarından, zehir gibi, çivi gibi, hap gibi bir yazar. çehov’un yalınlığını, süssüzlüğünü, edebiyatsızlığını alın, savaş sonrası amerikan coğrafyasına taşıyın, içine highsmith’in şiddet-dehşet-kötülük tohumunu sallayın; güzelce karıştırıp salıverin kafkaesk bir zemine bu bulamacı. öyle korkusuz, öyle tabiî, öyle insanca yayılacaktır ki, ortaya bildiğimiz, aşinâ olduğumuz hiçbir şeye benzemeyen şehevî bir lezzet çıkacaktır. işte bu olağanüstü lezzetin yaratıcısıdır raymond carver. bütün usta öykücüler gibi, önce kurup sonra bozar o. kurarken nasıl sakin, nasıl serinkanlı, nasıl korkutucu ölçüde dümdüz ise, bozarken de o denli usta, o denli dehşet verici, o denli çoşku doludur. tıpkı hayat gibidir öyküleri, vurucu son sözlerden, ağlamaklı finallerden, parıltılı karakterlerden yoksun. bir bitmemişlik vardır öykülerinde, bir de tabii, acıtan bir dürüstlük. bir raymond carver öyküsü, ‘a small good thing’ oluverir hayat gailesinin orta yerinde. uzaktan vüs’at o bener’e el eder.

  • o paraya yunanistanı alır, bayrağını ısırılmış elma olarak değiştirirsin.

  • allah'ın rızkını vermeyi unuttuğu milyonlarca çocuğun acı çekmesinden sorumlu olan insanlardır. adam hala hayali arkadaşından yardım bekliyor amk, gel de buna laf anlat..

  • aslan balığının ana vatanı asyadır. karayip ve meksika körfezinde de milyonlarcası bulunmaktadır. ülkemize ise süveyş kanalı aracılığıyla gelmişlerdir.

    bu balıklar kıyıya yakın ve 50 metreye kadar olan deniz sularında yaşarlar, uzunlukları ise 40 santime kadar gelebilir. karayipler'de doğal bir avcısı olmayan aslan balığı çok hızlı üreme hızına sahiptir. 4 günde bir 30-40 bin civarı yumurta bıraktıkları biliniyor.

    aslan balıklarının çok güzel bir görüntüleri ve dikensi yüzgeçleri vardır ancak buna kanmamanızı öneririm çünkü bu balıklar büyük bir tehlike oluşturuyorlar. zehirli bir balık türü olan aslan balıkları, ne yazık ki ekosisteme ciddi zarar veriyorlar. bulundukları ortamdaki balıkları öldürerek, diğer balık türlerini tehdit ediyorlar. bu balıklar sadece diğer balık türlerine zarar vermekle kalmıyorlar elbette, insanlara da ciddi zararlar verebiliyorlar. üst kısımlarında iğneleri bulunuyor ve herhangi bir temas sonucunda terleme, yanma, solunumda zorluk hatta ölüme kadar gidebilen sonuçlar doğurabilirler.

    bu balık türüyle uğraşan ülkelerden biri de venezuela. aslan balıklarını yakalayıp, ceviche yemeğinin yapımında kullanıyorlar. bu şekilde balıkların ekosisteme verdikleri zararı azaltmaya çalışıyorlar.