ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi itiraf
-
4 kür aldığım kemoterapi( akıllı ilaç) 1 ay kadar nefes almamı sağladı. dayanılmaz karın ağrılarım geçtiği için, aldığım kemoterapiyi bir kez olsun kendime dert etmedim.
tedavi bittikten sadece bir hafta sonra ağrılarım tekrar başladı. bunun ne anlama geldiğini biliyordum, işe yaramadı.
yapabilecek hiçbir şeyim yoktu, oturdum ağladım. hıçkıra hıçkıra ağladım. elbet bir çaresini bulacaklar. teşhis konulana kadar 2 ay bu ağrıları çektim, ellerimi ısırdığımı, uluduğumu biliyorum. bir kez daha katlanabilir miyim? çok korkuyorum. çaresizliği yaşamayan bilmiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum. ne dua edecek bir tanrım, ne de oturup anlatabileceğim bir insan var. herkesi kendimden özenle uzaklaştırdım, çünkü çoğu bana "tabuta girmişim" gibi davrandı. sorun değil, kanser, adı bile korkunç. evimi kapattım, anneme taşındım. yanında hep güçlü durmaya çalıştım.
bugün gidip balkonda sessizce ağladım.
klima çarpıyor terör örgütü
-
var böyle bir örgüt. sıcaktan yapış yapış terleseniz bile klimayı açtırmazlar. neymiş çarpıyormuş. genelde 35 yaş üstü insanlar bu örgüte dahil olurlar. adamı hayattan soğuturlar.
yapı ve kredi bankası
-
maaş bankası olmasına rağmen haftasonu ve mesai saatleri dışında eft ücreti kesen banka.
kurumumla bunlar arasında yapılan maaş ihalesi şartnamesini okudum. şartnamede hiç bir şekilde eft vb. masrafı alınamayacağına dair bir madde vardı. ben de bu maddeye istinaden hakem heyetine başvurarak benden aldıkları eft masraflarını geri istedim. hakem heyeti bunlardan savunma istedi. savunmayı cevaben bana da göndermişler ve hiç utanmadan beni mahkemeye vermekle "kibarca tehdit" etmişler. kurumla yapılan sözleşmede haftasonu eft ücreti kesilebileceği ibaresi yer alıyormuş. eğer başvurunuzu geri çekmezseniz ve hakem heyeti aleyhimize bir karar verirse size dava açarız ve tüm masrafları ödemek zorunda kalırsınız şeklinde bir cevap yollamışlar. madem kendinizden o kadar eminsiniz neden hakem heyetinin aleyhinizde bir karar vereceğinden korkuyorsunuz? böyle bir şey için müşteriye aba altından sopa göstermeye utanmıyor musunuz?
mesele üç-beş kuruş meselesi değil. maaş ödemesi yaptıkları bir müşterilerine bu şekilde muamele etmeleri inanılmaz şekilde kanıma dokundu.
bundan sonra ne hesaplarını ne de kartlarını kullanırım, en kısa zamanda da tüm ilişiğimi keserim.
debe editi:
gönderdikleri "kibarca tehdit" mesajının bir kısmı görsel
milli dayanışma kampanyası
-
birkaç öneri ile katılmak istediğim kampanya, şöyle ki;
- 424 milyon 478 bin 437 tl vergi borcu silinen cengiz holding'ten ilgili tutar tahsil edilsin ve kampanya dahilinde geçim sıkıntısı çeken, işsiz kaldığı için zor durumda olan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için harcansın.
- kızılay tarafından ensar vakfına yurt yaptırması için aktarılan para bahse konu vakıftan geri alınsın ve yine ihtiyaç sahipleri için kullansın.
- ülkemizdeki tüm ihaleleri alan limak cengiz kolin üçlüsüne, bayburt grup vb.'lerine yap işlet devret kapsamında yapılacak tüm ödemeler kamulaştırılsın ve kampanya dahilinde ihtiyaç sahiplerine dağıtılsın.
dipnot;
(bkz: cengiz inşaat'ın vergi borcunun silinmesi)
(bkz: cengiz inşaat vergi borcunu ödesin kampanyası)
(bkz: 7.9 milyon $ kızılay bağışının ensar'a verilmesi)
dolar kurunu 1.15'e düşürecek lider
-
türkiye'de insanların ekonomi algısı döviz kurları ile özellikle de dolar/tl kuru ile son derece güçlü etkileşim halinde. birkaç gündür burada dolar kurunun yeniden 1,15 tl'e nasıl dönebileceğini tartışılıyor ama tartışılan şey dolar kuru değil, türkiye'nin nasıl yeniden ekonomik olarak rahat bir döneme gireceğiydi yani insanlar dolar kurunun iyileşmesi ile refah arasında çok ciddi bir bağ kuruyorlar fakat gerçekte bu böyle değil. rakamlara takılmadan türkiye'de ekonomik durum iyileşirse beklenmesi gereken veya optimum faydayı sağlayacak olan gelişme türk lirasının sürekli olarak değerlenmesi midir? kişisel fikrim bu sorunun cevabı da hayırdır.
bu olayın bir para politikası kısmı var: ali ağaoğlu'nun (ekonomist olan) bu konuda şöyle bir açıklaması var ki ben de katılıyorum; cümle tam olarak böyle miydi bilemiyorum ama kendisi: ''bana yeni bir pasaport ve hayatımı idame ettirecek para verin dolar kurunu birkaç ayda 1 liraya indireyim gibi bir cümle kurmuştu.'' daha net ifade edeyim; türkiye'de dolar kuru tabii ki hızla düşürülebilir ama bunun bedeli önemlidir; yarın merkez bankası piyasadaki tl likiditesini boğup 10 doları 1 tl'e de eşitler ama bunun bedeli olarak türkiye ekonomisi akıl almaz bir daralma yaşarsa bunun ekonomik olarak bir faydasından söz edemeyiz. ben en uç noktayı ifade ettim, daha uygun şartlarda para politikası yapıcılarının türk lirasını değerlendirmek için türk lirası likiditesini olması gereken seviyenin altında tutmadığı müddetçe türk lirasının güçlenebilmesi için ülkemizde katma değerin artması veya daha fazla üretim gerçekleştirmemiz gerekir.
türk lirasına değer kaybettiren ana olgu enflasyondur yani ülkedeki para ülkedeki arza göre ne kadar fazla ise bu iki kavram bir birine eşleneceği için para değer kaybetmektedir; türkiye'de ürettiğimiz ürünlere daha fazla değer katmamız veya daha fazla üretebilmemiz ülkedeki arzı artırır fakat böyle bir senaryoda bence optimum fayda için arz artışı ile birlikte paranın da artmasıdır böylelikle türk lirasının değerlenmesi değil, insanlarda gelir artışı ortaya çıkar ki sonuç olarak alım gücü açısından arada fark yoktur fakat türk lirasının aşırı güçlenmesi deflasyonist bir senaryodur ki deflasyon ekonomiler için sağlıklı bir gelişme değildir; biz de fazlalığı sorun çıkarıyor olsa da enflasyon ortamı ekonomiler için daha sağlıklı bir ortamdır. daha somut ifade etmek gerekirse gelirlerin sabit kalması koşuluyla dolar/tl'nin 1,5 liraya geri dönmesinin faydası ile dolar/tl'nin 8 lira olması ama ortama gelirin yaklaşık 3 bin liradan 15 bin liraya(+ortaya çıkacak enflasyon) çıkması senaryosunda daha faydalı olabilecek olan senaryo ikincisi olabilir yani türk lirasına değer kazandırmak ile kurda istikrar sağlayıp gelirleri artırmak arasında tercih yapılırsa ikincisi daha olumlu olabilir ki aslında bize 1,5 lira seviyesini cazip gösteren dönemde olan da aslında buydu.
somut ifade etmek gerekirse dolar/tl'nin 1,5 lira olması ve ortalama gelirin 3 bin lira olması ile dolar/tl'nin 20 lira olması ve ortalama gelirin 40 bin lira olması arasında alım gücü açısından bir fark yoktur. fark daha çok geçmiş zamanın etkileri ile alakalıdır. örneğin geçmiş dönemde alınan borçların etkisi ilk akla gelebilecek olan dinamiktir.
türkiye'de türk lirası çok fazla değerlenirse son zamanlarda alınan yerel para cinsi kredilerin ciddi olumsuz etkilerine maruz kalırız, türk lirasının değer kaybetmesi ile diğer senaryoya zaten şahitlik ediyoruz. bu konuda da en uygun senaryo en azından kısa vadede gelirlerin artması, kurda ise istikrarın sağlanmasıdır. konu dışı olsa da şunu eklemek lazım, türkiye'de borçluluk yapısı politika yapıcıların kozlarını azaltan bir faktördür örneğin döviz borçluluğumuz daha makul seviyelerde olsaydı, yüksek enflasyonun yükümlülerin borçlarını ödemesinde büyük fayda sağlayacaktı. güncel durumda döviz kurları ile mücadele etmek isteniyorsa başta faiz olmak üzere türk lirasını güçlendirecek adımların atılması gerekir fakat yerel para cinsi yükümlülükler bunu daha zor hale getiriyor; bizde döviz ve türk lirası cinsi borçlulukların dağılımı neredeyse yarı yarıyadır.
ihracatla yerel para birimi arasında güçlü bir bağ kurulmaktadır ama ben bunun doğruluğunu verilerde göremiyorum. örneğin dünyanın normalleştiğini var sayıyorum, türk lirasının 10 lira olması mı ihracata daha fazla katkı yapar yoksa avrupa'nın beklenenin çok üzerinde büyümesi mi diye sorulursa bence avrupa'daki olumlu gelişmeler ihracata daha fazla katkı sağlar ve türkiye'de döviz kurunun ihracata sağlayabileceği katkının hiçbir seviyede döviz kurunun yan etkilerini karşılayacağını sanmıyorum.
son soru da şudur; tl'nin değeri ne kadar olmalıdır? bu konuda da kişisel fikrim kıstasın dolar olmaması gerektiğidir; biz doları sabit bir değer olarak görüyoruz fakat bu doğru değil dolar da(dxy nedir) son bir yılda yaklaşık %10 civarında oynaklık sergiledi. türk lirasının olması gereken değeri takip edebileceğimiz en doğru veri reel efektif döviz kurudur; mesela yazının başında türk insanının dolar kurunun 1,5 seviyelerinde olduğu dönemde çok mutlu olduğunu ifade etmiştim ama o dönem türk lirasını reel efektif döviz kuruna göre sürekli olarak olması gereken değere göre daha değerliydi bu da sorun biriktiren bir durum çünkü türk lirasının olması gerekenden fazla güçlü olması yerli üreticilerin, ihracatçıların aleyhinedir. ithalatı ve döviz borçlanması teşvik eder ki dolar/tl 1,5 lira seviyesindeyken biriktirilen sorunların bedelini bugün ödüyoruz.
düğün için saç yaptırmaya giden kız grubu
-
kuaför çıkışı arabaya gidene kadar abartılı makyaj, saç stili ve kıyafetleri ile, şehre inmiş uzaylılar gibi dikkat çekerler.
eteklerini çekiştire çekiştire, topuklu ayakkabılarının izin verdiği oranda, hızlı hızlı arabaya doluşurlar.
hayat tekrar normale döner.
urfa'da tartıştığı erkeği sokakta öldüren kadın
-
cinayeti kadın işlediğinde helal olsun diyen manyakları gösteren olay.
kedi
-
zorlu $ehir $artlarinda kocaman kamyonlar, kendisini kuyrugundan cevirip duvara firlatmak isteyen ilkokul cocuklari arasinda dogan; yurumeyi ogrenen, cop kari$tiran, olecegini anladigi zaman ormanlik bir yere kadar zorla yuruyup kimseye cesedini gostermeyen $ey.. ki$ gunleri yeni parketmi$ arabanin sicak kaportasi uzerinde gozlerini kapatmi$ bir $eyler du$unurken gorebilirsiniz.
rahat ev $artlarinda yumakla oynarken, radyatorun kenarinda pencerenin pervazinda uyurken, 4 aylik yavru-bodur boyuyla sicak sobayi merakla patiledikten sonra can havliyle bir yerlere ko$tururken de $ahit olabilirsiniz kendisine..
ku$ avlayayim derken ciktigi direkten inemeyip aglarken de gorulebilir, bahar aylarinin sonlarinda kendisine yeti$meye ugra$an yavrularini gezdirirken de..
genelde cikarlarinin bilincinde, tek ba$ina olmayi fazlasiyla seven, yakindan takip ettiginizde kendi ki$iligini olu$turup diger turda$larina gore daha 'agresif', 'cikarci', 'oyuncu', 'dost' gibi sifatlar kazanabilen estetik ve kadinsi yaratiklardir.
gunde 18 saat uyurlar.
ateistlerin baş sağlığı sözleri
-
(bkz: ışıklarda inecek var)
yakıt tüketimi
-
bu konuda merak edilen sorular ve yanıtlarım şu şekildedir:
1) araçlar yokuşu viteste inerken mi yoksa boşta inerken mi daha az yakıt yakar?
araçlar yokuşu viteste inerken daha az yakıt yakar. hatta eğer eğim yeterli derecede dik ise, vitesle inerken araç hiç yakıt yakmaz. aynı yokuş boş vitesle inilseydi, motor kendisini rolantide çalıştırabilmek için yakıt tüketecekti.
yokuşu viteste inerken motor, aracın sahip olduğu kinetik enerji ile dönmektedir. bu sisteme fuel cut off ya da cut off denilmektedir.
eğer inilen yokuş motoru sıfır yakıt ile döndürecek kadar dik değilse, motor kendisini döndürmek için gerekli olan enerjinin bir kısmını kinetik enerjiden karşılayacağından, araç yine boşta inmekten daha az yakıt tüketir. aynı şey hızlı giderken ve araç vitesteyken birden ayağımızı gazdan çektiğimizde de olur. her iki durumda da araç kinetik enerjisinin bir kısmını motoru döndürmek için harcar. bu sebeple araç viteste iken yokuş aşağı inerken çok fazla hızlanmaz. motoru döndürmek için gerekli olan enerji aracın hızını sabit tutar ya da aracı yavaşlatır (bkz: motor freni).
2) sabit hız, farklı devirlerde (viteslerde) yakıt tüketimi (l/100km) nasıl değişir?
bunun için şu adreste bulunan "tab.1: ıncluded gears, vehicle velocity and fuel consumption" başlıklı tablo incelenebilir.
testler seat ibiza 1.9 tdi 77 kw (~ 105 ps) model araç için yapılmış olup, değerler gerçektir. tablodaki testler 70 ve 50 km/saat sabit hız ile yapılmış, ıı., ııı. ve ıv. vitesleri, "average consumption l/100km" de 100 km'de litre cinsinden ortalama yakıt tüketimini ifade etmektedir.
özetle araç;
70 km/saat sabit hızı:
2. vites ile giderken devir 4000 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 6,46 l/100km olmakta.
3. vites ile giderken devir 2450 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 4,12 l/100km olmakta.
4. vites ile giderken devir 1650 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 3,26 l/100km olmakta.
50 km/saat sabit hızı:
2. vites ile giderken devir 2900 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 5,8 l/100km olmakta.
3. vites ile giderken devir 1750 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 3,675 l/100km olmakta.
4. vites ile giderken devir 1200 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 2,6 l/100km olmakta.
3) sabit devir, farklı viteslerde (hızlarda) yakıt tüketimi (l/100km) nasıl değişir?
bu sorunun yanıtı için de, aynı adresteki "tab. 2 fuel consumption in l/100km with different gear and speed" başlıklı tablo incelenebilir.
şöyle ki:
1500 rpm devirde araç 2. viteste 26 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
1500 rpm devirde araç 3. viteste 44 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,3 l/100 km yakıt tüketmekte.
1500 rpm devirde araç 4. viteste 63 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 2,5 l/100 km yakıt tüketmekte.
2000 rpm devirde araç 2. viteste 35 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5 l/100 km yakıt tüketmekte.
2000 rpm devirde araç 3. viteste 58 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,7 l/100 km yakıt tüketmekte.
2000 rpm devirde araç 4. viteste 85 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
2500 rpm devirde araç 2. viteste 45 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
2500 rpm devirde araç 3. viteste 71 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4 l/100 km yakıt tüketmekte.
2500 rpm devirde araç 4. viteste 105 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,5 l/100 km yakıt tüketmekte.
3000 rpm devirde araç 2. viteste 52 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,7 l/100 km yakıt tüketmekte.
3000 rpm devirde araç 3. viteste 85 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
3000 rpm devirde araç 4. viteste 125 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,7 l/100 km yakıt tüketmekte.
3500 rpm devirde araç 2. viteste 60 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 6 l/100 km yakıt tüketmekte.
3500 rpm devirde araç 3. viteste 100 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,2 l/100 km yakıt tüketmekte.
3500 rpm devirde araç 4. viteste 145 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 6,8 l/100 km yakıt tüketmekte.
başbakanın kızına düşük not veren öğretmen
-
olm kafamda tayyip öyle başbakan ki, başlığı okuyunca "sümeyye okuyo mu ya halâ allah allah" diye düşündüm. hayır okusa da bir şey değişmez, bilal kendi başına harvard'ı listelerde dibe vurdurdu, sümeyye öss barajını zor aşmıştı zahir de ne bileyim ya.
edit:haahahah olaya bak ya haberi okumayacaktım ama okudum ve müdürün dediği şeye bak:"bu konuda size bir şey söylemeyeceğim, çünkü bilgileriniz kesinlikle yanlış." e söyleyip düzeltseydiniz ya, bu ne böyle "herksn derdi bn olmşm dmk ki zamnında iyi kymuşum .s.s" tribi.
e-kitap.gov.tr
-
yarım saattir sitenin tamamen yüklenmesini bekliyorum, meğer yüklenen hali buymuş.