hesabın var mı? giriş yap

  • bir galatasaraylı olarak söylüyorum: eğer bu şekilde kendini geliştirmeye devam ederse arda'nın esamesini okumayız.

    neden derseniz? arda'nın oyunun en önemli yönü zekası ve ayağında iyi top tutabilmesi. gökhan töre ise hızlı ve ayakları çabuk bir futbolcu, daha önceden kendisinde göremediğim şut özelliği de gelişiyor günden güne. futbolcular sezon sezon formunda olabilir bunu kabul ediyorum ama bu adam zaten yetenekliydi, şimdi ise üstüne koyuyor. rakip takımda olması bir şey farkettirmez. futbolun zevki burada, bütün iyi oyuncular senin takımında olsa ve daha iyisi olmasa tadı çıkmaz zaten.

    demek istediğim şey arda şanslıydı atletico madrid'e gittiği için. çünkü diego simeone ve takım inanılmaz bir ivme yakaladı. kendisi orada 10 numaralı formayı giyse de hiçbir zaman gerçek bir 10 numara gibi oynamadı. 60'dan sonra oyundan düştü sürekli. ben arda'yı severim. galatasaraylı'dır çünkü ama bence abartıldığı kadar(atletico'nun beyni vs.) iyi bir futbolcu değil.

    bu çocuğa robben diyorlar, demesinler. bu çocuk ister beşiktaş'ta ister başka bir takımda avrupa'da başarılar kazansın. biz ondan sonra gelenlere gökhan töre diyelim. ve isterseniz kızın ama kendisi olmasa demba ba bu etkiyi gösteremezdi bu takımda. bence beşiktaş'ın bu seneki performansının sebebi demba ba değil kendisidir.

    hepinize saygılar.

  • bitmez ama lise ya da üniversite yıllarınızda yaşadığınız aşkın heyecanını da vermez. çünkü artık ayakları yere sağlam basan, kendini tanıyan, neyi isteyip neyi istemediğini bilen birisinizdir. aldığınız bir çok kararda ve ilişkilerinizde mantığınız devrededir.

    hayatınızda olacak insanın sizinle aynı frekansta olmasını ve sizi yormamasını istersiniz, eğer bunlar olmuyorsa o zaman “tek kişilik mutluluk iki kişilik mutsuzluktan daha iyidir” mottosu ile hayatınıza devam edersiniz.

    (bkz: yalnızlık)

  • bu şakayı bunlardan özenip yeğenime yapmıştım elime baktı sonra suratıma baktı dayı o ayıp bir şey dedi tekrar yapınca da annesine şikayet etti

    yok bu çocuk dayısına çekmemiş

  • adının atla gel niyazi olması gereken ancak posterleri yanlış basıldığı için atla gel şaban olarak yayınlanan 1984 tarihli film. senaryosu aydemir akbaş'a ait olan filmin yönetmenliğini natuk baytan yapmıştır. başrollerde kemal sunal, nevra serezli ve dinçer çekmez vardır.

    geçim derdi ile, mahalle esnafına borçları ile uğraşan niyazi'nin at yarışı tahminlerindeki balarısını keşfetmesi ile mafya babası kazım'ın radarına giren niyazi, at yarışı oynadığı ortamın, kazım'ın adamlarının taklit edilmesini sağlar. ortam, normalde at yarışı kuponlarını yaptığı minibüse benzedikçe niyazi'nin kuponları da tutmaya başlar. sonunda niyazi kazım'a yanlış kupon oynatarak tüm servetini kaybetmesine neden olurken kendisi de 200 milyon lira ikramiyeyi kazanır...

    peki bu 200 milyon lira'nın bugünkü ederi nedir. enflasyon, asgari ücret ve dolar hesabı ile bakalım.

    enflasyon hesabımızı tcmb'nın enflasyon hesaplayıcısı ile kolayca yapabiliyoruz. 200 milyon liranın 1984 haziran'dan bugüne değerine baktığımızda 20.899.292 tl olduğunu görüyoruz.

    asgari ücret hesabı için 01.04.1984-31.12.1984 arasındaki asgari ücret olan 24.525 lirayı kullanacağız. bu durumda paranın o günkü karşılığı 8.155 asgari ücret ediyor.

    bugünkü güncel asgari ücret olan 4.250 tl ile hesapladığımızda karşılığı 34.658.750 tl yapıyor.

    dolar hesabımız için hem kuru, hem de dolar enflasyonunu kullanacağız. haziran 1984 sonu dolar kurumuz 368,10 lira, 200 milyon lira ise 543.330 dolara karşılık geliyor. bu tutarı dolar enflasyonu hesaplayıcısına girdiğimizde bugünkü dolar karşılığının 1.514.770 dolar olduğunu görüyoruz.

    1.514.770 doların bugünkü karşılığı ise 17.25'lik kur ile hesapladığımızda 26.129.782 tl'ye denk olduğunu görüyoruz.

    bu arada niyazi'nin çantasına 200 milyon lira sığmasının imkanı yoktur. tokatçı filmi için daha önce yaptığım hesaplamaya göre maksimum alabileceği 50 adet deste (10.000 liralık) yani 50 milyon liradır. oysa niyazi kaynanasına tam olarak şunu demektedir: "bunun içinde tam 200 milyon lira var" görsel

    video

    tokatçı filminde osman ve şefket'in tokatladığı paraların bugünkü karşılığı nedir?

  • sultanahmet meydanı'nda bir bankta oturmuş vakit öldürmeye çalışırken hemen yanımdaki banka, ellerinde kap dondurmaları ile iki adet bıçkın tipli genç * oturur ve başıma geçen güneş sebebiyle ben uydurmadıysam şu diyalog gelişir:

    x: naptın lan kızı? oldu mu bir şeyler?
    y: fena yazıyorum oğlum, öyle böyle değil.
    x: yatmadınız yani?
    y: sana bir şey diyim mi?
    x: de
    y: zerafetten uzaklaşıyorsun şu an.

    * *

  • yıl 1998-1999 arası yer: istanbul

    okula yeni başlamışım. tam anlamıyla bir solak olduğumdan her işimi sol elle yapıyorum. kalem tutmak, çatal kullanmak vs.

    öğretmenim geldi kalem tutarken sağ elini kullan sol el şeytanın elidir falan dedi. ulan daha yeni okula başladım bi' sakin aq.

    bu mevzu böyle devam ederken olay sınıfta patlak verdi. adım şeytana çıktı. daha 1. sınıfım. ilk aylarım. kimse benimle takılmıyor, konuşmuyor. öğrenci velileri falan okula geliyor; bizim çocukta solak olur onun yanına oturtmayın falan diye.

    yaşadığım travmayı ben bile düşünemiyorum şu psikolog halimle.

    sonra ailem okula geldi baya bi' olay olmuştu. sınıfım falan değişti. işin güzel tarafı gittiğim sınıfın sınıf öğretmeni solaktı. beni aldı, yetiştirdi. bugün bir şeyler olduysam, başardıysam onun sayesinde. mekanın cennet olsun hocam.