hesabın var mı? giriş yap

  • adamın biri omuzunda maymunla bara girmiş. barda içkisini yudumlarken maymun da ordan oraya zıplayıp bulduğu herşeyi yiyormuş. bir ara bilardo masasına zıplamış ve herkesin şaşkın bakışları arasında bi tane bilardo topunu yutmuş. barmen "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "bilardo topumu yuttu!" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk gördüğü herşeyi yer" demiş ve hesapla, maymunun yediği herşeyin parasını ödeyip çıkmış.

    iki hafta sonra aynı adam maymunuyla yine gelmiş bara. barda içkisini yudumlarken maymun yine ordan oraya zıplamaya başlamış. barda bulduğu bir yeşil eriği önce kıçına sokmuş, sonra çıkarıp yemiş. bunu gören barmen iğrenerek "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "barda bulduğu eriği önce kışına soktu, sonrada çıkarıp yedi" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk hala gördüğü herşeyi yiyor. ancak bilardo topunu yuttuğundan beri herşeyi önce ölçüyor"

  • mülkiyeti kadıköy belediyesi'nde olan ve belediye bütçesine yıllık 25 milyon tl katkı sağlayan marinadır. tabi buradaki rantı gören özelleştirme yüksek kurulu durur mu, lök diye el koydu buraya. sonra da 30 yıllığına ihaleye vermeye karar verdi, koç ve ağaoğlu tarafından verilen teklifler 600-650 milyon dolar civarındaydı geçen sene. sonra koç ihaleden çekildiğini açıkladı vs vs.

    bilenler bilir buranın kamuya açık güzel bir yeşil alanı vardır, yoğurtçu parkından başlayıp bostancı'ya kadar uzanan bisiklet yolu buradan geçer, herkes yürüyüşünü yapar, fenerbahçe parkına geçer.

    koç'un ihaleden çekilmesiyle ağaoğlu'nun heralde baskısıyla başbakanlık özelleştirme idaresince bu boş alana 16.000m2 genişliğindeki alana 7,5 metre (2 katlı) 10 adet otel, restoran, fonksiyonlarının da olduğu bir imar planı getirildi. bu yapılaşmayla bu alan tamamen kamuya kapatılacak gibi gözüküyor ve bu duruma karşı çıkan ve direnen kadıköy belediyesi'nden başka kimse yok. kapalı çarşı'dan, validebağ'a, rumelihisarı'ndan çamlıca'ya her yere beton dökmeye yemin etmiş bu zihniyete karşı mücadele etmek hepimizin görevi gibi gözüküyor.

    daha önce kuşdili çayırı'nı ibb'nin avm fantezisinden çok uzun bir mücadeleyle kurtarılmıştı, yine başarılı bir mücadeleyle kadıköy'ün en güzel yerlerinden biri bu vahşilerden kurtarılabilir.

    bir işe yarayacağından değil ama bilinçlenmek ve paylaşmak adına belediye change.org'dan kampanya başlatmış, detayları anlatmış, bir göz atmakta fayda var.

    change.org/sahilimedokunma

  • beyoğlu'nda aziz nesin'e kitap imzalatmıştım o yaz.

    (ertesi sene kadıköy'de yine imza günü vardı. sıraya girdim ve kitabı uzattım. adımı sordu, ben de "geçen sene de imzalatmıştım unuttunuz mu?" diye espri yaptım.

    üstad "nasıl hatırlayayım, yüzlerce kişiye kitap imzalıyorum her sene?!!?" cevabıyla esprimi anlamadığını göstermişti. sanırım türkler'in %60'ının aptal olduğuna bu olay üzerine karar vermişti :// )

  • kimisine huzur verirken kiminin sinirlerini bozan sestir.
    peki eklemlerimizi belirli bir şekilde bükünce neden böyle bir ses çıkar?
    bilim insanları bunu farklı biçimde açıklasalar da en yaygın olanı kemiklerin birbirine sürtmesidir. bir başka açıklama ise, eklemlerimizin arasında baloncuk patlaması gibi ses gelmesinin nedeni gerçekten de baloncuk olmasıdır.
    çıtlatılanlar arasında en yaygın olanı parmak eklemleridir. bütün bu ses çıkaran eklemler snovial eklemdir.bunlar vücudumuzdaki en esnek eklemlerdir. iki kemiğin arasındaki eklem sıvısı yani snovial sıvı denilen yoğun bir sıvı bulunur. bu sıvıda hiyalüronikasit ve lübrisin gibi uzun nemlendirici moleküller bulunur. temel görevi eklemlerin birbirlerinin üzerinden kaymalarını sağlamaktır. bu sıvı eklemlerden ses gelmesi açısından önemlidir. sıvıda çözünmüş gaz molekülleri bulunur. parmak çıtlatırken eklemler arası iyice gerilir ve boşluk artar fakat sıvı miktarı sabit kalır. bu da alçak basınç oluşturur. böylelikle baloncuğun etrafını saran sıvı bir basınç oluşturup, baloncuğun patlamasına neden olur. gaz sıvı içine dağılır ve yaklaşık 20 dakika sonra tekrar sıvı içinde çözünür.

    parmak çıtlatma sesine sinir olan bazı arkadaşlar ve endişeli anneler ise bunun eklemde kireçlenmeye yol açacağını düşünür. zamanında bunu çok işiten dr. donald unger 50 yıl boyunca sadece sol elinin parmaklarını çıtlatarak bir deneye imza attı. sonuç olarak hiç çıtlatılmamış sağ el ile 50 yıl çıtlatılan sol el arasında hiç bir fark yoktu. kendini bilime adamasından mütevellit ig nobel ödülüaldı.

    ilerleyen zamanlarda yapılan çalışmalar gösterdi ki parmak çıtlatmak; ellerin şişmesine ve kavrama gücünün azalmasına neden olabilir. ama kanıtlanan en büyük tehlikeli insanların sinir olmasıdır.*

  • yabancılara böyle sorular sormak kolay daha önce yolanthe üzerinden bir sürü geyik döndü.sonrasında dusko tosic'in eşi jelana üzerinden söylenmeyen şey kalmadı.şimdi de riekerink'in kızlarına sıra geldi.ulan gidip sorsana fatih terim'e kızlarını ya da volkan demirel'in karısına falan aynı geyikleri yapsanıza façanız yeter mi ? gazateci ve televizyoncu diye ortalıkta dolaşıyorlar işte müsvedde insanlar.

  • açıkçası elinin altında müzik, kitap, film seçenekleri olan biri neden sıkılır hiç anlamam. ulan keşke gün bitmese bu üçlüyü çevirip dursam.
    can sıkıntısı çok ciddi bir lükstür.