ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gece denize girmek
-
sadece babaların yapabileceği şey.
çocuklar ancak "gece gece denize girmek" eylemini gerçekleştirebilir.
ilk öpüşme
-
yaşım 16, o 15. hayatımı feda edebilecek kadar aşığım. tam anlamıyla. 1.5 yıl, usanmadan beklemişim, her güne aynı umutla, aynı acıyla, aynı sevinçle uyanmışım.
bir nisan akşamı... moda'da bir apartmanın kuytusuna gündüzden geldik, aldığımız köpeköldüreni içtik ve saatlerce konuştuk. akşam oldu, soğuktan titriyoruz. çok öncesinde, bana karşı bir şey hissetmediğini söylediğinden o anki bakışlarını fark edemiyorum. çünkü ulaşılmaz bir yerde o gözümde. bana karşı bir şeyler hissetmesi mümkün değil, bir masal güzelliğinde.
"ya beni öp, ya da ben gidiyorum," dediğinde afallıyorum, anlıyorum. bir süre gülümseyerek bakıyorum, sonra yaklaşıyorum. o anı anlatamam, mümkün değil. ancak ilk aşkıyla öpüşen biri anlayabilir.
sonrası fiks; masal olmadığını anlıyorum, bitiyor. yıllar geçiyor, giderek hissizleştiğim korkusuyla büyüyorum. fakat o 17 nisan akşamını unutamıyorum, unutmak da istemiyorum. hayatımda belki de en masum olduğum o anı, gözlerindeki o pırıltıyı hatırladıkça ister istemez gülümsüyorum.
15 nisan 2024 alanyaspor galatasaray maçı
-
bu sene ki şampiyonluk inanın bana hiç bir galatasaray'lının skinde bile değildi, zaten ömrümüzün yarısı gs şampiyonlukları ile geçmiş. ama bu sezon öyle belden aşağı vurdunuz, bizlere öyle öfke birktirttiniz ki o arkasında durduğunuz ağzı bozuk, kenafir gözlü zübbeyi sezon sonu bizzat sizlere gönderteceğiz, sokaklarda yürüyüş yapacaksınız istifa etsin diye.
eski sevgilinin unutulduğu an
-
bi kaç saniye önceydi. niye hatırlattın lan it !
computer'ı türkçeye bilgisayar olarak geçiren tip
-
(bkz: aydın köksal)
uzay bizim hasretimiz
jean-christophe grange
-
tüm kitaplarını okumuş, temmuz ayında çıkmış olan kitabı koloni'yi ise yarılamış birisi olarak kendisine laflar hazırladım :
1) her kitabını leyleklerin uçuşu, kızıl nehirler zannetmeyin. her kitabında katıksız aksiyon arıyorsanız bulamayabilirsiniz. bazı kitapları vardır 60 sayfa birisi gebertilsin de adrenalin olsun diye beklediğiniz de olur.
2) kitaplarında bir allahın kurbanı adam gibi usturupluca öldürülmez...
"kurbanın gözleri oyulmuş, midesine 12 farklı tür böcek yerleştirilmişti"
"katil, kurbanının vücudundaki 1312 adet kesik yarasını adeta bir sanatçı gibi işlemişti"
"katil, kurbanlarını öldürmeden önce 3 gün çamaşır suyunda bekletiyodu"
bu böyle gider... birisi de gitsin kafasına iki tane sıksın birisinin dimi. yok. tüm katiller illa bi triplerde olur.
3) her cinayet illa bi ritüeldir, böyle sapıklığına adam vuran kesen yoktur. cinayet illa bi ayin / ibadet hededir, saçma sapan bişey denyo bir katil için kutsaldır.
yok çocuklar sesleri kalınlaşmadan önce kutsaldır, çünkü ergenlikle kirlenmemiştir... yok insanın vücudu kutsaldır onu kirleten kandır.vs. yok katil kurbanlarının çükünü keserek onları günahlarından arındırıyodu falan
böyle benzer bir yığın zırva hikayeyi mistik kılar.
4) saçma sapan bir konu hakkında ana karaktere dehşetengiz bilgiler verecek birileri hemen dakikalar içerisinde bulunur. 45 yıl önce gerçekleşmiş bir trafik kazası sırasında sokaktan geçen bir adamla ilgili araştırma yaptığınızda bu adamı tanımakla kalmayıp hakkında doktora tezi verecek kadar şey bilen birileri mutlaka bulunur.
5) 45 yıl mı demiştik? ana kural : hiçbir grange kitabı sadece günümüze bağımlı değildir. olaylar olguların sonuçları şeklinde cereyan eder. misal 1960 yılında genç birisiyken kazıkladığınız bi adamın çocuğu o kadar yıl yemez içmez sizden intikam almaya and içip hayatını buna göre şekillendirir... sonra bi gün aniden öldürülüverirsiniz. gelsin de polis çıksın işin içinden şimdi.
6) bu adamın kitaplarını travel guide niyetine okuyabilirsiniz. bir gerilim veya polisiye romanı için alışılmadık mekan/yer betimlemeleri dikkat çeker. sayesinde afrika, alpler, bilimum fransa köy kasabasını gezmiş kadar olduk.
7) eğer roman ana karakteri polisse, bu polis illa ki hayatını saçma sapan seri cinayetleri çözmeye adamıştır. bu herifler yemez, içmez, uyumaz, sıçmaz. birileri seri katil olsun da biz de peşinde harap olalım diye beklerler. zaten bunların berbat bi özel hayatları vardır. karakteri okurken gözünüzün önünde pis sakalıyla ortalıkta leş gibi gezen bir jean reno hemen canlanıverir...
bu maddeler böyle gider...
benim favori kitaplarım kızıl nehirler ile leyleklerin uçuşudur. kurtlar imparatorluğu da tabii ki filminden daha güzel olan kitaplar serisinde başlarda.
taş meclisi biraz uçmuştu, alışkın olduğumuz grangé tarzının dışındaydı, o yüzden bu kitaba hep mesafeli oldum*
şeytan yemini ilginç ve sürükleyiciydi.
siyah kan'ı bildiğin beğenmedim.
koloni'yi ise henüz yarıladım, fena görünmüyor...
bu arada yanlış anlaşılma olmasın.
şimdi böyle ukala ukala yazdık grange'nin kitapları şöyledir böyledir. peki bu adamın çok kaliteli romanlar yazdığı gerçeğini değiştirir mi? bence asla. grangé bir polisiye / gerilim romanından beklenebileceklerin fazlasını da size veriyor. dümdüz amerikan filmi aksiyonu bekliyorsanız grangé yerine gidip harlan coben falan okuyun. ancak akıcı bir şekilde biraz genel kültür serpintileriyle insanı sıkmayan bir polisiye gerilim romanı okumak istiyorsanız bence grangé günümüzün en iyilerinden.
uefa şampiyonlar ligi
-
arsenal, atletico madrid, tottenham, sevilla, valencia, roma, napoli gibi takımlarla karşılaşmak mı?
yoksa boktan takımlarla 1 maç fazla yapıp en üst turda; lyon (beşiktaş penaltılarla elendi), zenit, porto (daha yeni köy takımı diyordunuz), ajax, feyenoord (bak bunları da eleyip arsenal'e elenmiştik mesela), anderlecht ile mi karşılaşmak?
bence ortada düşünecek bir şey yok.
ingiltere, italya, ispanya'nın 3. 4. takımı ne zaman elenmiş bu turlarda ki? sittin sene eleyemeyecektik, 100 yıl geçse de eleyemeyecektik.
şimdi en azından bu takımları elersen iki takım gönderir sıralamada 9'a 8'e çıkarsın. bir kıymeti olur işin.
telenovela
-
insanların the young and the restless , the bold and the beautiful , days of our lives , generations gibi amerikan menşeili soap operalar ile karıştırdığı ve yıllar boyunca bitmediğini sandığı, ama aslında tam tersi amerikan türdaşları 30-40 yıl sürerken kendileri en fazla 1 senede sona eren, daha ilk bölümü çekilmeye başlandığı zaman kaç bölüm olacağı, senaryosunun nasıl ilerleyip nasıl sona ereceği belli olan, çoğunlukla da 30'ar dakika olarak çekilip yayınlanan, en ünlüleri meksika çıkışlı olan pembe dizilerdir. meksikalı televisa şirketi en ünlü üreticisidir. logosunu bilmeyen neredeyse yok gibidir. türkiye'de nedendir bilinmez brezilya dizileri şeklinde bilinirler. aslen gündüz kuşağı için hazırlanmış, ucuz yapımlar olsalar bile bazıları dünya çapında fenomen yaratacak, unutulmazlar arasına girecek denli aradan sıyrılabilecek başarıyı yakalamayı becermişlerdir. özellikle şarkıcı thalia ve hepsi ayrı ayrı reyting rekoru kırıp dünyayı birbirine katan dizileri bu türün en ünlü ve en önemlileridir. marimar, maria la del barrio ve rosalinda gibi diziler bugün hâlâ 90'lı yılların en başarılı telenovelalarından sayılmaktadır. zamanında ülkelerinde ödüller kazanmış, 2000'li yıllarda filipinler'de yeniden çevrimleri yapılmıştır. türk halkının çok iyi bildiği escrava isaura (köle isaura) haricinde 70'lerin sonu ve 80'lerin başında thalia'nın o dönemki çağdaşı olan veronica castro'nun başrolünde oynadığı zenginler de ağlar (marianna), rosa salvaje (yaban gülü) gibi örnekleri de önemli eserleri arasındadır. hepsi türkiye'de de yayınlanmış en ünlü bazı örnekleri için ;
maria mercedes
marimar
maria la del barrio
rosalinda
los ricos tambien lloran (zenginler de ağlar)
rosa salvaje (yaban gülü)
escrava isaura
alcanzar una estrella
simplemente maria
la usurpadora
abrazame muy fuerte
esmeralda
pazar fiyatlarından memnun olan türbanlı bacılar
-
başbakan meydanlarda "asgari ücreti 1500 lira yapacaklarmış" diye bağırdığında "yuhhh" çekenlerle aynı bacılardır.
7 kasım 2015 çaykur rizespor galatasaray maçı
-
spikerin olcan hakkında şöyle dediği maç:
"kısa boyuna rağmen golü kokluyor."
kısa boyluysa ölsün mü adam amk, gol de mi koklamasın.
hacı sabancı öpüşü
-
kız sadece paraları harcasak ama hiç öpmesek olmaz mı gibisinden duruyor.
var mı öyle...
2500 tl maaş
-
yeni mezun maaşı değildir. çoğu özel sektör çalışanının hayali olan bir rakamdır.
gerçek türkiye'den selamlar.
10 eylül 2022 ahmet hakan'ın tarkan yazısı
-
özet;
tarkan, hırsızı, katili, tecavüzcüyü desteklememiş ve bu grubu destekleyeni de desteklememiştir.