hesabın var mı? giriş yap

  • bir grup abazan gencin bornova anadolu lisesi'nin bahcesinde yanyana dizilmek suretiyle cok afedersiniz "am" yazmasi. ust katlardan kendilerini farkeden ogrencilerin gulmekten yerlere yatmasi. bahcedeki ogretmenlerin olan bitene anlam verme cabalari...

  • aids hastalığının gripten çok rastlandığı bir afrika ülkesinde, mezbahaneden bozma bir hastanede neredeyse kemiğine kadar ayılmış ayak parmağınıza 14 dikiş atılırken "ben buradan sağ sağlam çıkarsam daha bana havada karada ölüm yok" düşüncesini beyninizin her kıvrımında hissetmektir.

    adamlar grip diyor, ateş diyor lan ahahaha.

    geçmiş olsun ponçikler.

  • ''beni seven beni en doğal halimle sevsin.'' diye düşünürken bokunu çıkarmak.

    tamam doğal olmak güzel bir şeydir ve fakat insan ilk buluşmada karşısındakinden biraz özen bekler. en temiz, en düzgün, en sevdiği kıyafetlerini giysin, ne bileyim saçını başını tarasın, parfümünü sürsün, erkekse traşını olsun falan ister. öyle pazar sabahı bakkala gazete almaya giderken uğramış gibi gitmemek lazım ilk buluşmaya.

    bunlar önemli şeyler.

  • yönetim kurulu başkanının kişisel görüşü diye bir şey olamayacağını bilmeyen şirketin geri vites açıklaması. istifa etmelidir.

  • bir anne-baba, çocuğunu 'acı çekmesin diye' öldürebilecek duruma gelmişse, bilin ki oğlunu kızını o kadar çok seviyor ki, artık acı çekmesine gönlü razı olamıyor demektir.

    yaşlı anam, kalp krizi geçirip ameliyat oldu ve yoğun bakımda uzun süre yattı. artık kapalı yerde kalmak nasıl bir acı verdiyse, yanına her girişimde, "oğlum beni bi 5 dakika dışarı çıkar etrafı göreyim, ne olur!" diye yalvarır oldu. doktorlara söyledim, 'olmaz' dediler, 'yapamayız, ölürse sorumluluk bizde olur', dediler. ben de mecburen boyun eğdim. annem, 1 hafta sonra öldü.

    şimdi düşünüyorum da, keşke son kez çıkartabilseydim, şöyle doya doya gökyüzünü seyrettirebilseydim, o gün de ölseydi. işte çaresizlik.

    'o duruma düşmeden anlaşılamayacak bir olay' kanımca.

    debe editi: ilk debe'mi, canım anneme armağan ediyorum. huzur içinde uyusun.

  • daha önceki entrymde belirttigim gibi bugun yayinlanan ön rapora göre uçak, birgen air kazasi gibi gösterge hatasi sebebiyle kafasi karisan pilotlarin yanlis komutlariyla "stall" olmus, düsmüstür.

    gerekli izinden sonra irtifa kazanmaya baslayan uçagin hizi dogal olarak yavaslamaya baslamasi lazimken kaptan pilot, uçagin kendi göstergelerinde tam tersi hizlandigini gormus. bu kaptan pilot gostergesine bagli olan pitot tupunun arizasini gosteriyor. bu sirada yardimci pilotun gostergeleri dogru calisiyormus. bu ariza sonrasi pilotlarin iki seçenegi bulunuyordu:

    1. yardimci pilotun gostergelerini baz alarak yavaslayan uçagin havada durabilecek minimum hizinin altinda düsmemesi, yani uçagin "stall" olmamasi için güç vermek

    2. kaptan pilotun hatali gostergesini baz alip uçagin hizini dengelemeye çalismak.

    nitekim ikinci durumu, yani pilotun hatali gostergesinden kaynaklanan asiri hizi engellemek için bir karar almislar. bu kararin anlasilabilir yani eger bir uçak kaydedebilecegi maksimum hizin uzerine geçerse uçak “overspeed” alarmi verir ve bu hiz uçagin havada parçalanmasina sebep olabilir. ıki hiz gostergesini karsilastirip, daha normal olan hizin yavaslamakta olan yardimci pilot gostergesi oldugunu da dusunebilirlerdi. ancak bu durumda pilotlari suçlamak bence biraz haksizlik olur.
    tahminimce pilotlar iki uyariyi birden duydular. “stall” uyarisi ve “overspeed” uyarisi. yani uçak "hizin cok dusuk duseceksin" diyor, ayni zamanda da "hizin çok yuksek parçalanacaksin" diyor. bu durumu hayal edebilmek ve bu durumda nasil bir tepki vereceginizi dusunmek çok zor. hayatinizin en onemli kararini bir iki saniye içerisinde vermeniz gerektigini soyleyen zit uyarilar pilotlarin kafasini karistirmis olmali. bu uyari sonrasi uçagi “overspeed” durumundan kurtarmaya karar verince kaptan pilot, uçagin burnunu daha da yukariya kaldirdi. bu hareketin amaci "overspeed" uyarisi sonrasi uçagi yavaslatmak.
    uçagi yavaslatma istemesiyle birlikte, pilotlar uçagin burnunu havaya kaldirinca asiri hiz belirten kaptan pilot hiz gostergesinin bu duruma nasil karsilik verecegini gormek istemis olabilir. söyle ki uçak bu durumda hala anormal degerler veriyorsa kaptan pilot kendi hiz gostergesinin hatali oldugundan emin olacak ve kesin olarak yardimci pilotun gostergesini baz alip uçagi hizlandiracaktı. ama ön raporlara göre kaptan pilot "51 kez" burnu kaldirmaya calismis. tam raporu bilmeden neden bu kadar israrli bir sekilde stall olana kadar burun kaldirmalarini aciklayabilmek bence zor.
    bu olay sonrasinda ise uçak beklenen hizin altina dusmus ve stall olmustur. uçak havadan tamamen kontrolsuz bir sekilde düsüp, parçalanmaya baslamis.
    tam raporu bilmedigimiz için bundan sonrasini öngörmek zor ancak bildigimiz tek sey stalldan kurtulamamislar, ve uçak maalesef bu sefer düserken “overspeed” olmus. bu sebepten dolayi uçagin kuyrugu ve motor parçalari havadayken parçalanmis.

    edit 1:
    - olay air france kazasindan cok birgen air kazasina benziyor. bu kazanin birgen air kazasindan tek farki sanirim irtifa. air france kazasina su acidan benzememekte: air france kazasinda yardimci pilot yerden izin almadan ve diger yardimci pilota söylemeden uçagin burnunu anlamsiz bir sekilde havaya kaldirmis, stall olana kadar ve hatta sonrasinda bile uçagin burnunu havada tutmustur. uçak açisini kaybetmeden duserken diger pilotlar uçagin neden "stall" oldugunu anlamaya calisir, yardimci pilot uçagin burnunu havaya kaldirdigini soyler, ama çok geçtir.