hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: yves saint laurent) fransızcam yok ancak yiv seğn loğen şeklinde telaffuz edildiğini biliyorum. sondaki "n" var yok arası bir şekilde söylenecek.

    (bkz: michael kors) mişel kors deil maykıl koooğs şeklinde telaffuz edilmekte.

    (bkz: just cavalli) just kavalli diyen var ancak cıst kıvalli şeklinde havalı bir telaffuz gerektirmekte.

    edit büdüt: turk eli 'nden gelen mesaj üzerine yves saint laurent -> iv sen loran imiş. ingilizler yiv seğn loğen diyor ama... bilemedim, zaten pahalı marka boşverelim... (bkz: swh)

  • bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.

    dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.

    yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.

  • asabi coğrafya öğretmeni en arka sırada uyuyan kemal'in yanındaki arkadaşına seslenir.

    -yanındaki saygısıza söyle de kalksın, ders işliyoruz burada.
    +kime hocam?
    -yanındaki diyorum, kemal değil mi o?
    +kemal değil hocam, benim paltom.
    -kes sesini bana cevap verme!!!

  • danıştay 6. dairesi, gezi parkı’na topçu kışlası yapılmasını ve ağaçların kesilmesini içeren, bu nedenle türkiye çapında eylemlere neden olan taksim yayalaştırma projesi'ne ilişkin geçen yıl verdiği iptal kararını oyçokluğuyla kaldırdı.

    "istanbul 1. idare mahkemesi, “beyoğlu ilçesi, taksim meydanı yayalaştırma projesine ilişkin” imar planı değişikliklerini, 6 haziran 2013’te iptal etmişti. istanbul büyükşehir belediyesi’nin itirazını değerlendiren danıştay 6. dairesi, 29 nisan 2014’de iptal kararını onadı. ancak belediye, danıştay 6. dairesi’ne başvurarak karar düzeltme istedi. normalde bu yol, istisnai olarak kullanılıyordu ve yüksek yargı maddi hata yapılmadığı sürece karar düzeltme taleplerini reddediyordu."

    kararda, kesinleşmesi beklenen kararın ne olduğuna da yer verildi. buna göre, istanbul 6. idare mahkemesi, kültür varlıklarını koruma kurulu’nun topçu kışlası’na onay veren kararının iptaline ilişkin istemi reddetti.

    "kararda, taksim topçu kışlası’na örtülü destek verildi. plan notlarında 1. grup taşınmaz kültür varlığı olarak taksim kışlası’nın yer almasına değinilen kararın gerekçesinde, 2863 sayılı kültür ve taibat varlıklarını koruma kurulu kanunun 6. maddesinde “tarihi kışla”ların da korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları olduklarının “hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açıkça belirtildiği” anlatıldı. karara başkan habibe ünal ve üye ünal demirci muhalefet etti."

    valla ne denir ki;

    denemekten hiç vazgeçmeyecekler... arada böyle halkı kaşımaya devam edecekler. zaten canımız sıkılıyordu gider güzel güzel şu sıcak günlerde ıslanırız...

    gaz ithalatınız tamamsa haber verin başlayalım...

    (bkz: kapılar açılsın çatışmalar başlasın)

    - ya geziyi yıkıp yerine diyorum şöyle bi kışla ne güzel olur demi?
    + tabi lan manyak mısın?

  • "sağ çıksalar ne olacak" gibi korkunç bir cümlenin geçtiği, ne kadar lanet bir ülkede yaşadığımızın tekrar fark ettiren açıklamalar.

    "karaman’da su patlaması sonucu çöken ocakta mahsur kalan işçilerden mehmet bahar’ın eşi emiş bahar madenin kötü koşullarına ve yetkililerin umarsamazlığına isyan etti.

    isyanın gözyaşlarıyla anlatan emiş bahar, çalışma koşullarının kötülüğünü ve geçim sıkıntılarını belirterek "içeriden sağ çıksalar ne yapacağız? üç aydır bizi yedirdiler, bitirdiler. maaşlarını düzgün vermediler. elimizde yiyecek ekmek koymayıncaya kadar uğraştılar. şimdi de canlarını aldılar. sağ çıksalar ne olacak, çıkmasalar ne olacak? maaşlarını düzenli vermezlerdi. ekmeklerini ellerinden aldılar. servislerini ellerinden aldılar. güneyyurt'u yediler bitirdiler. güneyyurdu bitirdikleri gibi her tarafı bitirdiler"

    bizim halimiz ne olacak? bitirdiler bizi, bitirdiler. bugünü yarına atarlar, yarını öbür güne atarlar. üç aydır maaş yüzü görmeyiz. eller bayram yaptı, biz yapamadık, eller kurban kesti, biz kesemedik. bu darlığın bir bolluğu olurdu ama olmuyor işte, olmuyor. dün öğleden beri içeride sağ adam mı kalır? memuruz deyip gezerler. işçilerin sırtından memurlar... ama bunları süründürmeli. hepsini süründürmeli"

    video

  • (bir gün arabayla kreşten dönüyoruz)
    ben- naaptınız bakiim bugün okulda(kreş)?
    o- (3,5 yaşında..) hiçbişi....

    (başka bir gün)
    ben- naaptınız bakiim okulda bugün?
    o- hiçbişi

    (bir başka gün)
    ben- ......... (sessizlik)
    o- ........
    ben- .........
    o- baba!
    ben- efendim oğlum?
    o- bugün okulda naaptığımızı sormicak mısın?
    ben- (sevinç, ilgi ve merakla) aaaa eveett... naaptınız okulda bugün?
    o- hiçbişi...... hihohahahahaa......
    ben-?!?!?!

  • ben hayatini sag eliyle idame ettiren insanlardanim. yasamim sag elimle sekillendi; universiteye yetenek sinaviyla girdim, yillarca resim cizdim, minyatur yaptim, su anki isimde de ellerimle calisiyorum.
    sonra bir gun sag kolumun uyusmaya basladigini hissettim. yaklasik on gun icinde dokunduklarimin ne oldugunu anlayamamaya, bir ay icinde birakin yazi yazmayi kalem bile tutamamaya basladim. kolumu bir turlu hedefledigim noktaya isabet ettiremem de cabasi. kolum bana bagli ama benden bagimsiz, gorev tanimini tamamen sasirmis bir uzva dondu.
    bu sure zarfinda gunluk hayat cok zorlasti benim icin. tirnaklarimi anneme kestirdim, yemege disari ciktigimda bicak tutamadigim icin sadece catalla yenecek yemekler sectim. basimi kasimak isterken suursuz kolumu duvara carptim bazen de parmaklarimi gozume soktum. mouse ve kalvye kullanamadim,isimi yapamadim. kisacasi cok basit gorunen gunluk aktiviteleri kesinlikle dogru duzgun yerine getiremedim.
    simdi, uyusmanin basladigi geceden tam 3 ay sonra hala yazi yazamiyorum ama en azindan kalem tutabiliyorum, bardagi devirmeden su icebiliyorum, elimi attigim seye ilk hamlede ulasabiliyorum. hepsinden onemlisi sol elimle akici bir sekilde yazi yazip, otuz yillik kamyon soforleri gibi manevra yapabiliyorum. ne sagimi ne solumu yuzde yuz kullanamiyorum belki ama ikisini de aktif ve ise yarar sekilde kullanabildigim icin saglikli insanlardan bir sifir ondeyim.
    ms boyle bir sey iste. o benim ayak uydurmam gereken hayat arkadasim; beni hayata baglayan, beni depresyona sokan, yasamima anlam katan, icinden butun anlamlari teker teker alan, gece yarisi beni korkudan aglatan, sabahina dunyaya meydan okutan....

  • - sarı saçlar
    - zigon sehpa gibi çene yapısı
    - space-x roketi gibi meminto
    - botokslu dudaklar
    - manken ya da sosyal medya fenomeni( bu nasıl zikim bir tabirse) olmak
    - geçmişinde en az 7-8 tane tanınmış kişiyle sevgili olmak vs

    futbolcular bunların makyajsız ve estetiksiz halini bilmediği için çocukları cennet mahallesinden aliş'e benziyor mk.

    debe editi: tamam dudakta botoks olmazmış yazmayın, ne bileyim lan benim kütük kayseri bizim orada kömbe dudaklı derler alla alla.