hesabın var mı? giriş yap

  • topkapı'dan bekar olarak bindiğim, tuzla'ya varınca evli ve elimde bir çocukla indiğim otobüs hattı. iner inmez tuzla ilköğretime yazdırdık tabi çocuğu.

  • üşümeyi de cinsiyet ayrımına tabi tuttuğumuza göre, artık biri atom bonbası falan salabilir üstümüze, zira memlekette akıl kalmadı.

  • bakın tamamen kimin şampiyon olduğu umrumda olmayan bir beşiktaşlı olarak söylüyorum rezalettir.

    tadic'e verilmeyen kırmızı ve bu penaltı direkt talimattır. burada fb ya da gs kollanıyor demiyorum direkt bu iki takımın mücadelesi ligin sonuna kadar gitsin isteniyor.

    utanmazlık ahlaksızlıktır bu. emek hırsızlığı resmen.

  • sendromunda deniliyor ki; bebekler solipsist olarak doğarlar, sadece kendilerini düşünür ve kendileriyle ilgilidirler. geliştikçe empati yapmayı öğrenirler.
    sosyalleşmenin bir uzlaşım kültürü olduğunu söylemeye paralel bir söylem.
    ancak, bir solipsistin solipsist olmayanla ya da daha doğru bir anlatımla, kendinden başkasıyla olgulara ilişkin bir pratikte anlaşmazlığı yoktur. solipsist, bir başkasının -varoluşuyla- kanıtladığı, inandığı, olumladığı (ya da kendine sebeplendirerek kanıtladığını, inandığını, olumladığını öne sürdüğü) bir gerçekliğin, bu ikisi arasında oluşturulan dildeki uzlaşımını reddeder -dili de ya da herhangi bir iletişimin olanaklığını da reddetmesi gerekmez mi? (gerekmediğini düşünmesini sağlayan, kendisinin sözkonusu dilin bir ucunda olmasını sağlayan çelişkili tasarımıdır.) başkasının gerçek'inin kendi algılamasında, tanımlamasında karşılığının olamayacağının; başkasının kırmızıyı kendisi gibi kırmızı olduğunu düşündüğünden-gördüğünden emin olmanın bir yolu bulunmadığını söylediği için "benim kırmızım benim kırmızıyı görme-tanımlamama aittir; seninki mırmızıdır, mırmızıyı görmeni sağlayan organik yapılanman nasıldır bilmiyorum ama ona göre tanımlamanda -tanımlama mantığını da bilmiyorum ama- ortaya çıkan sonuç seninkidir -seninkiliğin benimkilik dediğimin iyelik gramerindeki karşılığı olup olmadığından da emin olamayacağımı daha önce ima etmiştim sanırım." der.

    solipsism syndrome'a dair ya da etrafında bir film için de (bkz: waking life)

  • insanlari anlamiyorum.

    bir futbol takimi dusunun, 50bin kisilik stadyum yaptirip, 400bin kisiye kombine bilet satsin. sonra bir de stadyum onunde 80bin bilet satsin. tepki gostermez misiniz? 'senin 480bin kisi icin yerin yoksa neden bu satisi yapiyorsun?' demez misiniz?

    peki internet servis saglayicilar, milyonlarca insana abonelik satip, aboneler bu hizmetten faydalanmaya calisinca 'yalniz hepiniz birden tam kapasite kullanamazsiniz, biz sistemi oyle kurduk' deyince neden tepki gostermiyorsunuz? neden 'aa evet adil kullanim olmali' diyerek kabulleniyorsunuz? mal misiniz la siz?

    milyonlarca insana 'saniyede 8mbit'e kadar' veya 'saniyede 8mbit' diyerek satilmis paketler icin uygun altyapi olup olmadigini denetlemeyen devlet, sirketin gotu sıkısınca caymasina neden goz yumuyor? utanmaz bakanlar cikip 'birileri somursun, digerlerine bant genisligi kalmasin, oh ne ala' dediginde cok mu normal. ulastirma bakaninin cikip 'hizmet satiyorsan, dayanagi olacak arkadasim' demesi gerekmiyor mu?

    adil kullanimmis, kicimin adilleri sizi...

  • %37,5 kesintiyi bilmeyen ama lozan'ın gizli maddelerinden haberi olan millettir aynı zamanda. külyutmazdır.

  • evet bu da olmuştur. her türlü adam kayırmanın, fişlemenin, yolsuzluğun döndüğü bir sınav sisteminde; rabia'nın "kolunda unuttuğu saat" yüzünden hayallerini, umutlarını, geleceğini ve emeklerini elinden almıştır eğitimin yüz karası kurum ösym.

    tek kişilik sınava girdiği sınıfında gözetmenleri tarafından da kolundaki saati fark edilmemiş, uyarılmamıştır bu genç kız.

    haber linki

    --- spoiler ---

    bu azimli ve başarılı genç kız, sistem tarafından desteklenmesi gerekirken engellendi.

    --- spoiler ---

    edit: twitter'da #otizmlirabiayasahipçık hashtagi ile destek başlamıştır.