hesabın var mı? giriş yap

  • ruh hastası yobaz seni..

    ülkede 4 milyon arap dolaşır ses etmez, genel sağlık sigortası diye kendisine her ay borç yazılır ses etmez, 1 senede 25 bomba patlar, yüzlerce insan ölür duymaz, bi araba 100 bin lira olmuş bilmez, 1 kilo kıyma 40 lira olmuş alamaz, bütün dünyanın 3 katı fiyatına telefon televizyon alır umursamaz, patronu sigortasını yatırmaz bilmez, işsiz kalır dert etmez, suriye'de güvenli bölge oluşturacaz diye asker gönderilir, 70 şehit verilip geri dönülür, takmaz, dünyanın en güzel denizlerine doğasına sahip ülkesinde, elin hansı 1 ay tatil yapar, bu daha bir kez olsun ailece tatil nedir bilmez..

    ama çokonata reklamındaki subliminal 'meşazı' görüp, gece 4'te topkek pıçaklayıp ülkesini korur.

  • "...cem yılmaz'dann espriii bombardımanıııı... çapkın komedyen kameralarımıza yanında sevgilisiyle görüntülenince neeee dediiiii..."

    - cem bey dışarı çıkmışsınız bu akşam?
    - evet, birazdan da içeri gireceğiz.

    "amaaağn tanrıığm, bu ne bombardımandı... bu ne güldürü şenliği, bu ne espri yağmuruydu... her bir kahkaha bir pirzolaysa şarküteri açacak kadar olmuştuk... ilahiii cem yılmazdııı... kameralarımızda bir kahkaha tufanı, bir festival vardııı... hebelek de hübelek, güvegüve cüvelektiiiii..."

  • bu ülkede din adına kur'an müslümanlığının hiç bir zaman revaç bulamayacağını ve kur'an'da belirtildiği gibi, ne yazık ki, peygamberimizin '' bu ümmetim kur'an'ı mehcur bıraktı'' diye şikayetleneceğini haklı çıkartan iddia.

    yemin ederim sıkıldım artık. din adına böyle garip garip, kur'ani temeli olmayan, ipe sapa gelmez iddialardan da, bilir bilmez, her işe peygamber'i alet etmelerinden, 800 yıl önce yaşamış x din aliminin görüşlerini, kur'an'dan üstün tutmalarından, peygamberlerin ve veli kulların, esas görevlerinin vefatlarından sonra başladığına inanılmasından, yemin billah ederim ki sıkıldım.

    her geçen gün umudum da tükeniyor, birilerine bir şeyleri anlatma azmim de. en sonunda, kur'an'ı elime alıp, çekilip köşeme, insanlardan uzak, bana emredildiği gibi yaşayacağım.

    edit; başlık başa kalmış. benim başlığım değildi.

  • es-seyhu'n-necdî lakabiyla bilinen muhammed bin abdülvehhab'in (d. 1703 uyeyne - ö.1787 deriye, riyad) düsünceleri çevresinde olusan dinî, siyasî hareket. harekete vehhabilik adi karsitlarinca yakistirildi. hareket içinde yer alanlar, kendilerine muvahhidun (tevhidciler) derler ve hanbelî mezhebini ibn teymiye yorumuna uygun biçimde sürdürdüklerini söylerler. vehhabilik bir inanç hareketi olarak baslamakla birlikte, kisa zamanda siyasî bir nitelik kazandi. arap yarimadasinda etkinlik kurarak devlet durumuna geldi. günümüzde, suudi arabistan'in resmî mezhebi durumundadir.

    muhammed ibn abdülvehhab'in düsünceleri, deriye emiri olan muhammed bin suud ile tanismasiyla (1744) siyasi bir hareket niteligi kazandi. ibn abdülvehhab, deriye'de düsüncelerini emir muhammed'in gücü ile yayarken, emir muhammed bu düsüncelerle arabistan'a hakim olma imkânini kazaniyordu. çünkü ibn abdülvehhab, insanlarin sirk içinde bulundugunu, bunlarin mal ve canlarinin kendisine inanan kisilere helal oldugunu söylüyor, emir muhammed bu fetvanin getirdigi ganimet olgusuyla yandaslarini çogaltiyor, gücünü artiriyordu. ibn abdülvehhab'in ölümünden sonra hareketin siyasî niteligi daha da agirlik kazandi. muhammed bin suud döneminde baslayan toprak kazanma faaliyetleri, ölümünden (1766) sonra oglu abdülaziz zamaninda da sürdürüldû.19. yüzyilin baslarina gelindiginde (1811) vehhabilik adina hareket eden suud emirligi haleb'ten hind okyanusuna, basra körfezi ve irak sinirindan kizil deniz'e kadar yayilmis bulunuyordu.

    vehhabilik hareketinin osmanlilar için önemli bir sorun durumuna gelmesi üzerine ii. mahmud, misir valisi kavalali mehmed ali pasa'yi sorunu çözmekle görevlendirdi. mehmet ali pasa, oglu tosun komutasindaki orduyla mekke, medine ve taif'i vehhabilerin elinden kurtardi (181213). daha sonra bizzat emir abdûlaziz'in üzerine yürüdü. emir abdulaziz'in ölümü (1814) üzerine vehhabiler agir bir yenilgiye ugradi. nihayet mehmet afi pasa'nin kumandani ibrahim pasa, abdulaziz'in yerine geçen oglu abdullah ve çocuklarini esir ederek istanbul'a gönderdi. bunlarin istanbul'da asilarak öldürülmeleri (17.12.1819) ile vehhabilik hareketinin ilk dönemi kapandi.

    savas sirasinda kaçarak kurtulmayi basaran suud hanedanindan türki bin abdullah, necd bölgesinde yeniden faaliyete giriserek 1821'den 1891'e kadar sürecek ikinci vehhabi devletini kurmayi basardi. daha sonralari bir takim çekismeler olmussa da suud hanedanindan abdülaziz bin suud, vehhabi devletini yeniden kurdu (1901). hindistan ingiliz yönetiminin de destegini saglayan abdülaziz bin suud 26 aralik 1916 tarihli anlasma ile ingilizlerce necd, hasa, katif, cubeyl ve kendisine bagli diger bölgelerin hükümdar olarak tanindi. bu anlasmaya göre abdülaziz, bu yerleri kendisinden sonra miras yoluyla çocuklarina birakacak ve kendisinin seçtigi veliaht da ingilizlere bagli kalacakti.

    osmanlilarin yenik düsmesiyle sonuçlanan.1. dünya savasi'nin arkasindan vehhabiler hail, taif, mekke, medine ve cidde'yi de ele geçirdiler (1921-1926). abdülaziz bin suud, necd ve hicaz krali olarak kabul edildi (1926). 20 mayis 1927 tarihinde ingiltere ile yapilan cidde anlasmasinin arkasindan da tam bagimsizligini ilan etti. böylece abdulaziz bin suud, suudi arabistan krali olarak tüm hicaz'i egemenligi altina alti. bu devlet, suudi arabistan kralligi adiyla varligini sürdürmektedir.

    vehhabiligin din anlayisi, muhammed bin abdülvehhab'in üzerinde önemle durdugu tevhid (allah'in birlenmesi) konusundaki yorumu çevresinde toplanir. ibn abdülvehhab'a göre tevhid, kullukta allah'i bir tanimaktir. tevhid kelimesini (lâ ilâhe ilallâh) söylemek allah'tan baska tapinilan seyleri tanimadikça bir anlam tasimaz. allah kalble, dille ve davranislarla birlenmelidir. bunlardan birisinin eksik olmasi durumunda kisi müslüman olamaz. tevhid üçe ayrilir. ilki, allah'i isim ve sifatlarinda birlemek (tevhid-i esma ve sifat), ikincisi allah'i rablikta birlemek (tevhid-i rububiyet), üçüncüsü de allah'i ilahliginda birlemektir (tevhid-i uluhiya). allah'i bu üç biçimde birleme, ancak amellerle mümkündür. buna göre kur'an ve sünnet'in disinda emir ve yasak tanimamak, hz. muhammed'in döneminde bulunmayan seyleri ve tevessülü terkederek allah'i birlemek gerekir. bu tevhide ameli tevhid denir. herhangi bir hüküm koyucu tanimak, allah'tan baskasindan yardim dilemek, peygamber için bile olsa, allah disindaki bir varlik için kurban kesmek, adakta bulunmak kisiyi küfre düsürür, can ve mal dokunulmazligini ortadan kaldirir.

    bu tevhid anlayisinin getirdigi önemli sonuçlar vardir. bunlardan birisi, hz. muhammet'ten sefaat talebinde bulunulamayacagidir. sefaat, allah'a özel bir haktir. bu nedenle hz. muhammet'ten dogrudan sefaat talep etmek, onu allah'a ortak tutmaktir. nitekim müsrikler de allah'i kabul ettikleri halde, melekleri, putlari sefaatçi kabul ettikleri için müsrik olmuslardir. sefaat inanci gibi yaygin olan tevessül inanci da sirktir. tevessül inanci, daha çok mutasavviflar arasinda yaygindir. bir takim seyhlerin, velilerin hem hayatlarinda, hem de öldükten sonra tasarruf sahibi olduklarina inanilmakta, onlarin himmetleri dilenmekte ve araci kilinmaktadirlar. bu da açik bir sirktir. çünkü günah'in yaratmada, yönetmede, tasarruf etmede, isleri düzenleme ve belirlemede ortagi yoktur.

    vehhabiligi en önemli özelliklerinden birisi de bid'adlar karsisindaki tutumudur. ibn abdülvehhab'a göre kur'an ve sünnet'te olmayan her sey bid'attir. bir bid'at çikaran mel'undur ve çikardigi sey reddedilmelidir. bid'adlarin çogu insanlari sirke düsürmektedir. bunlarin basinda mezarlar, türbeler ve bunlarin ziyaretleri gelir. mezarlarda yapilan ibadetler sirktir. sevap umarak hz. muhammed'in kabrini ziyaret bile sirke neden olabilir. sirke neden olmamalari için, mezar ziyaretleri, türbe yapimi kesin olarak yasaklanmalidir. ölülere niyaz, tevessül, falcilara, müneacimlere inanmak, hz. peygamber'in anisini yüceltmek, hirka-i serif, sakal-i serif ziyaretleri yapmak, allah'tan baskasina ibadet etmek, sirk kosmatir. mevfit toplantilari düzenlemek, bu toplantilarda mevlid okumak, sünnet ya da nafile namazlar kilmak yasaklanmalidir. göz degmemesi için nazar boncugu takmak, muska takinmak, agaç, tas vb. seyleri kutsal saymak, bir hastalik ya da beladan kurtulmak, güzel görünmek vb. için boncuk, ip, hamayi gibi seyler takinmak, sihir, büyü, yildiz fali gibi seylere inanmaz, iyi kisilere, velilere tazimde bulunmak, onlara dua etmek, onlardan yardim dilemek gibi seyler de tamamiyle sirke neden olan bid'adlardandir. riya için namaz kilmak, sofuluk etmek, iyi insan gibi görünerek çikar saglamak da sirktir. cami ve mescidlerin süslenmesi, minare yapilmasi da terkedilmesi gereken bid'adlardir.

    vehhabiligi olusturan düsünceler, birçok çagdas müslüman düsünürü etkilemis, onlara esin kaynagi olmustur. günümüzde ise, önemli ölçüde degisime ugramis biçimde, suud kralliginin resmî görüsü olmaktan öte bir anlam tasimamaktadir.

  • millet trafikte beklerken sıranın başına kaynak yapıp şeride girerek milletin hakkını yiyen birinin yakarması.

    edit: şu son anda kaynak yapanlar böyle cezalar yedikçe içimin yağları eriyor. biz mal gibi bekleyelim, beyefendi sıranın en önüne kaynak yapsın, sonra da şikayet etsin.

  • muhabbetşinas biri değildir. açıkçası ben de böyleyim. bu durum bazen beni düşündürmüyor da değil. sonuçta insanlar tarafından yanlış anlaşılıyorum, kötü bir izlenim bırakıyorum diye düşünürüm.

    mesela adam soruyor sana bir şeyler sen de güzel güzel anlatıyorsun; yeri geldiğinde neşeli ve nüktedan aktarıyorsun yaşadıklarını ama iş soru sormaya, muhabbeti tersine çevirmeye gelince hiçbir şey sormuyorsun. o adam senin nereli olduğunu sormuş; nelerle iştigal ettiğini merak etmiş; bunlara yorum getirmiş vs. ama sen her şeyi anlattıktan sonra susup oturmaya devam ediyorsun.

    bazen de ulan ben de sorayım şunun nereli olduğunu diyorum ama harbiden hiç merak etmiyorum lan. sıfır merak yani. adam senin kütük'le ilgili şakalar espriler bile geliştirmiş; sen hiçbir şey sormuyorsun. o yüzden soru sorulmadığı sürece konuşmayan insanı sadece ketumlukla açıklamak mümkün değildir. bazı zaman çoğu şeyi ilginç bulmayan biri de olabilir.