hesabın var mı? giriş yap

  • haydar:
    "sıfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.

    biri dese ki, "sevdamı al, kendine ekle, bir ömür ile çarp, sonra sonsuza eşitle". yine değeri sıfır mı olur senin için?"

    evet (bkz: yedi numara)

  • bu millete bayılıyorum ya.

    abi siz kendinizi tam olarak ne sanıyorsunuz millet olarak? hani akp'liler diyor ki "almanya bizi kıskanıyor" da siz de bu kafaya girerseniz o latteye yakın zamanda 640 tl de verirsiniz. hatta o latteler bu ülke topraklarından da uzaklaşır yakında...

    işin gerçeği şu. biz millet olarak akp gibi bir partiye, tayyip gibi bir elemana 20 senelik yetki verdik. tek gerçek budur abi. benim yorumum, senin yorumun değil. 20 sene bunlar var başımızda. gerçekler bunlar.

    siz elin cunta rejimiyle yönetilen afrikalı vatandaşına, o vatandaş "ya şöyle güzel son çıkan telefonları, bilgisayarları alayım, avrupa'ya tatile gidelim" dediğinde gerizekalı gözüyle bakmaz mısınız? demez misiniz "lan elinde keleş, boynunda altından zincir, ot içip cümle kuramayacak tipler tarafından yönetiliyorsun istediğin şeylere bak" demez misin?

    o yüzden başa dönüyorum: sen 20 senedir akp rejimi ile yönetilmeyi kabul edip bir de yukardaki afrikalı gibi refah içinde yaşamak düşüncesini mi geçiriyorsun içinden? kimsin abi sen?

  • viyana cafesi denince aklima gelen ilk yer.
    tam da hayal edildigi gibi bir cafe. ikinci dünya savasini yasayan, zamaninda entellektüellerin, yazarlarin, sanatcilarin ziyaret ettigi, simdi ögrenciden turiste kadar her kesimden insanin görülebilecegi birinci viyanada bulanan bir cafe. ne zaman gittiysem kuruculari leopold hawelka ve esi josefine hawelka gecmis yaslarina ragmen müsterilerine hizmet icin calisip dururdu. tanisinlar tanimasinlar herkesi selamlar, yer bulmak icin cabalarlardi. 23.3.2005 tarihinde 92 yasindaki josefine hawelka maalesef vefat etti.

  • kanserle mücadelede oldukça etkili olduğuna dair hakkında pek çok çalışma olan, literatürde curcumin ve turmeric anahtar sözcükleri ile hakkında yapılan çalışmalara ulaşılabilen, çok şifalı bir baharat.

    özellikle beyin tümörlerinde, en baba kemoterapi ilaçlarının bile aşıp aşamadığı belirsiz olan beyin kan bariyerini, yapılan hayvan* deneylerinde aştığı ispatlanmış. hastalarla yapılan çalışmalarda da kayda değer sonuçları var. o yüzden şu anda beyin tümorü hücrelerine ulaştığı bilinen tek besin.

    ayrıca kemoterapi sürecinde "chemoresistance" gelişmesini önleyen ve tümor hücrelerinin ilaçlara olan direncini kıran zerdaçal'ın tek kusuru "yağ"da çözünebilir olması.*

    bu özelliği göz önünde bulundurarak zerdeçalketen tohumu yağı, hindistan cevizi yağı, balık yağı, avakado veya yoğurt ile karıştırarak tüketmek gerektiği çeşitli akademik kaynaklarda yazıyor. bunlar hep amerikan araştırmaları olduğu için yağ çeşitleri böyle antin kuntin tabi. bizim halis muhlis zeytinyağımız, ev yoğurdunun kaymağı gibi bir yağ depomuz varken avakado rendelemeye hiç gerek yok bence.

    ayrıca beyin tümörlerinde, çözünen zerdeçal'ın beyne ulaşmasını kolaylaştırmak ve genel olarak çözünürlüğü arttırmak için zerdaçal'a karabiber eklemek, tercihen aç karnına tüketmek ve bir miktar ısıtılmış yağ kullanmak gerekiyor.

    erkan topuz'a da hakkında bu kadar bilgiyle gidince adam da bir şaşırdı zaten. onun verdiği tarif ise, zeytinyağı, karabiber, nar ekşisi ve zerdaçal'la bir karışım hazırlayıp bunu kahvaltıda esmer ekmek kabuğunu bana bana tüketmek yönünde oldu.

    ha bir de şu anda dünyada kanser oranı en düşük ülkelerden biri hindistan. üstelik kanserli hastalar arasında metastaz oranı en düşük, yaşama süresi en uzun ülke sanırım hindistan. yani adamlar kanser olmuyor, olsa da kanser yayılmıyor, yayılsa da öldürmüyor! ve bu konuda yapılan bazı çalışmalar bu durumun hintlilerin aşırı baharatlı mutfağı, özellikle de zerdeçal, zencefil, köri gibi baharatları çok yoğun tüketilmesi ile yakından alakalı olduğunu gösteriyor.

    sözün özü; faydaları saymakla bitmeyen bu baharatı ucundan kıyısından değil, tam ortasından hayatımıza sokmamız lazım. misal bizim evde artık kaynayan her tencereye en az 1 tatlı kaşığı zerdeçal ekleniyor. yemeklerimizin ortama 6 kişilik yapıldığını düşünürsek fark edilir bir tat değişimi olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. fakat gözle görülür bir renk değişimi var tabi. yayla çorbası gibi beyaz çorbaları yaparken tencereye değil, tabağa eklemek daha mantıklı ama bunların dışında dolmadan köfteye, kısırdan böreğe her yemeğin içinde kendine yer bulabilen bu mucize baharatı yiyin yedirin diyor, entryi bağlayamadan noktayı koyuyorum.

  • burada filtre kahve özentiliktir çay candır yazan kekolara bakmayın. kahvenin türklerde kökeni 500 sene çok övdükleri çayın türkiye'deki ömrü 80 sene.

    kahve önce bizden batıya geçmiş iletişim imkanları ve yabancı sermayenin güçlenmesiyle bize geri dönmüştür.

    "üç sene önce nescafe içiyordun şimdi kenya kahvesi içiyorsun" diyen de salağın önde gidenidir. dört senede mühendis beş senede doktor oluyorsun. damak tadının gelişmesi için altı ay bile yeterli. istiyorlar ki herkes kendileri gibi yerinde saysın.

    herkes iyi kahveyi anlayıp tercih edebilir. çok basit bir gelişme süreci bu. benim gözlemlediğim türkler asidik kahveleri çok sevmiyor. bu açıdan yolun başındaysanız iyi bir filtre kahve içmek isterseniz genel karakteristiği asidik olan afrika kahvelerinden ziyade daha gövdeli ve fıkdıksı tatlara sahip olan orta ve güney amerika kahvelerini tercih edebilirsiniz(brezilya hariç). mesela guatemalalar risksiz kahvelerdir. uçmaz kaçmaz ama pişman da etmez. örneğin iki senedir piyasaa dolaşan guatemala antigua diye bir çekirdek var hem hesaplı hem de lezzet açısından fena olmayan bir çekirdek. gördüğünüz kavurucudan alabilirsiniz.

    benim en sevdiğim kahve çeşidi natural afrika kahveleri(natural demek kahvenin kabuğunun güneşin altında kurutularak ayrıştırılmasına verilen yöntemin adı. bir çok farkı yöntem olsa da genelde natural ve yıkanmış olarak iki ayrı ayrıştırma yöntemi var. natureller karakter olarak daha tatlı kremamsı oluyor, yıkanmışlar işte suyla ayrıştırıldığı için daha asidik kahveler oluyor.) .

    afrika kahveleri konusunda türkiye'de en sevdiğim kavurucular boxx ve coffee department. bu iki dükkandan çok iyi afrikalar çıkıyor. montag ve probador collectiva'nın da orta ve güney amerikalarını seviyorum. son altı ay boyunca montag'dan natural bir kolombiya içtim (la conchita'ydı adı) çok başarılı bir fiyat performans kahvesiydi.

  • başlık: oruç tutmayacaklar icin önemli bi duyuru

    @1 allahım niyet ettim senin rızan icin bugünkü ramazan orucumu tutmaya!!

    hadi gecmiş olsun okuduysanız artık niyetlisiniz iftara kadar bişe yiyip icmeyin cok büyük günahı varrr

  • tüm vücut özellikle ayaklar ve koltuk altı için geçerli önermelerdir.

    +bir küvet dolusu sıcak suyun içine 2-3 avuç karbonat atın ve içine girip su soğuyana kadar içinde bekleyin. ardından alınan bol sabun köpüklü bir duş, en az 2 hafta tüm koku sıkıntılarınızı çözecektir.

    ancak unutulmamalıdır ki;

    -vücut kokusu insanın beslenme tarzı ile çok alakalı bir durumdur.
    -vücut ter ile bir miktar üreyi de vücuttan uzaklaştırır.
    -koltuk altının kokması gerekli nemli ortamı bulan bakterilerin çoğalmasıdır.
    -öncelikle tüm yoğun kokulu baharatlar, soslar, sarımsak, soğan vb gıdalar ile kırmızı et tüketimi durdurulmalı veya azaltılmalıdır.
    -sucuk, salam, sosis gibi ısıl işlem görmüş tüm ürünler asla yenilmemeli.
    -gün de en az 2 litre su içilmeli ve hiç değilse haftada bir kez koşu ve yürüyüş ile ter atılmalıdır. (vücut sıvı döngüsü için elzemdir.)
    -duş alırken mutlaka lif, kese, kabak lifi vb ürünler kullanılmalı vücut üzerindeki yağ, kir ve ölmüş deri vücuttan uzaklaştırılmalıdır. (bakterilen çoğalacağı ve besleneceği ortamların imha edilmelidir.)
    -su sıcaklığı soğuk ve ılık olmamalıdır, sıcak (kaynar olmayacak şekilde) su ile yıkanılmalıdır.
    -vücudu lif ile ovarken duş jeli gibi ürünler değil sadece standart beyaz sabun kullanılmalı vücudun yağlanması önlenmelidir.
    -hergün düzenli olarak duş alınmalıdır. (asla duş alınmadan yatılmamalıdır.)
    -mümkünse sıcak olmayan bir ortamda uyunmalı ve sabahları kıyafetleri giymeden duş alınmalıdır.
    -eğer çarşaf veya yastık kılıfına terli şekilde bir kere yatıldıysa direkt olarak değiştirilmeli asla yıkamadan bir daha kullanılmamalıdır.
    -elbiselerinizin kumaşları veya yıkama tarzınız da koku kaynağı olabilir. yünlü kazaklar veya terin buharlaşmasını engelleyen kumaşlar sorun kaynağı olabilir. mutlaka elbiseler bakterilerin ölmesi için 50 derece (enzimlerin bozulduğu sıcaklık ) üzerinde bir ısı ile yıkanmalıdır.
    -tüm kullanılan elbiseler bir kere kullanılmalı, bir gün giyilen kıyafet yıkanmadan bir daha giyilmemelidir.
    -tüm bölgelerdeki kılların temizlenmesi (ense, sırt, göğüs, genital bölge, koltuk altı vb. ) gereklidir. yüzey alanını artırarak bakteriler için daha nemli ve geniş bir yüzey sağlamış olur. bu yüzden makine ile kıllı bölgeleri kısaltmanız dahi yetecektir.
    -gün içinde bir kere giydiğiniz t-shirt , gömlek gibi kıyafetleri çıkardıktan sonra asla tekrar giymeyin. (gençlerin üşengeçlikten yaptığı en yaygın hata budur.)
    -aynı ceketi eğer kullanıyorsanız yeleği üst üste 2 kere giymeyiniz.
    - duş aldıktan hemen sonra koltuk altı rollu kullanın. kaliteli bir koltuk altı rollu alın.
    -parfüm veya deodorant ile ter kokusundan kurtulmaya çalışmayın. (2 ayrı kokuda burun tarafından algılanıyor ve daha hoş olmayan bir durum ortaya çıkıyor.)
    -yukarıdakileri uyguluyorsanız ve temiz mis gibi yıkanmış elbiseleri giyip arz-ı endan edebilirsiniz. kollarınızı açarak korkmadan, çekinmeden, kimseyi rahatsız etmeden, özgürce, misler gibi kokarak yaşayabilirsiniz.

    ayaklar için denenmiş ve çok olumlu sonuç alınmış bir uygulama ise yukarıdakilerin hepsine uyarak buna dahil edilen işlemler,

    -ayakta mantar var ise öncelikle doktora gidilmeli ve tedaviye başlanmaldır.
    -eğer kaşıntı, kızarma vb. belirtiler yokken sadece koku varsa ve ayaklar çok terliyorsa
    -yeni ayakkabı ve terlikler alınmalı, önceki ayakkabı ve terlikler atılmalıdır. (asla ayak bu ayakkabı veya terliklere değdirilmemelidir bile.)
    -alınan ayakkabı kaliteli naylon olmayan iç astara sahip ve nefes alabilen bir ayakkabı olmalıdır. eğer mümkünse bol gözenekli spor ayakkabı tercih edilmelidir, ancak klasik giyinmek gerekiyorsa mutlaka içi ve dışı gerçek deri bir ayakkabı olmalıdır. (suni deriler de koku yapacaktır çünkü gözenekleri yoktur.)
    -sonrasında dayanabileceğiniz kadar sıcak olan suyun içine bolca karbonat atın karıştırın, karbonatlı su çözeltisi hazırlayın.
    -ayaklarınızı bu suya sokun, su soğuyana kadar ayaklarınız içinde dursun (1-2 saat)
    -bu uygulamayı yaptıktan sonra ayakları iyice kurutun.
    -sonrasında yatak çarşaflarınızı, nevresimlerinizi değiştiriniz.
    -bu uygulamayı en az 3 gün üst üste uygulayınız ve işleme başlamanızdan itibaren hiç kullanılmamaış sıfır çoraplar giyiniz, eski ayakkabı ve çoraplarınızı asla kullanmayız.
    - bu uygulamayı haftada bir kere yada ayda bir kere tekrarlarsanız çok olumlu sonuçlar alacaksınız.
    -eğer koku devam ediyorsa, belirtiler görünmüyor olsada mantar olma ihtimali yüksek olduğu için doktora başvurunuz.
    - eğer çok yoğun ayakta terleme varsa mutlaka kaliteli hava alan ve teri ayaktan uzaklaştıran mümkünse iç ve dış deri olup gözenekli olan ayakkabılardan tercih edilmelidir. (ayaklardaki aşırı terlemenin cerrahi çözümleri mevcuttur. ayak terlemesi kader değildir. )
    - ayakkabılar sürekli değiştirilerek giyilmeli ve nemli şelikde asla kapalı bir yere konulmamalı açık havada havalandırılmalıdır. (mümkünse en az 3 ayakkabı )
    -ayakkabılar üst üste iki gün asla giyilmemelidir.

    bu işlermler yerine getirilir ise parfüm bile sıkmadan gittiğiniz bir ortamda insanlar size sarıldığında ne güzel sabun kokuyorsun, ulan bu adam/kadın banyo kokuyor, temizlik kokuyor diye tepkiler alacaksınız.
    bu işlemlerden sonra özgüveniniz yerine gelmesi ile birlikte hem arkadaşlarınız hemde partneriniz ile olan iletişim kaliteniz artacak ve daha rahat davranan ve hoş kokan bir adam/kadın olacaksınız.
    unutmayın her düşünceniz davranışlarınıza yansır.