hesabın var mı? giriş yap

  • hitit hükümdarı 3. hattuşili ve mısır hükümdarı 2. ramses arasında kadeş savaşı sonrası yapılan bu antlaşma bilinen en eski barış antlaşmasıdır..

    ayrıca bu antlaşma hitit kralı ve mısır kralı tarafından yazılmış iki versiyondan oluşmaktadır, şu an istanbul da sergilenen ve zamanında hititlerde bulunan mısır versiyonudur,aynı şekilde mısır da karnak tapınağının duvarında bulunan da antlaşmanın hitit kralı tarafından yazılmış halidir.

    bu antlaşma sonrası sağlanan sukünet ortamında 2. ramses in kendini inşaat işlerine verdiği ve mısırın tüm o piramitlerinin,tapınaklarının vs. çok büyük bir çoğunluğunun kadeş sonrası dönemde yapıldığı da bilinmektedir.

    o zamana kadar birbirini düşman gören bu iki hükümdar antlaşma metinlerinde birbirinden "kardeşim" diye bahsetmektedir. ki sonrası bence daha da ilginç, neredeyse ailecek görüşen komşular moduna giren bu iki hükümdar ve eşlerinin arasından su sızmamaya başlamış.. örneğin,bulunan mektuplardan birinde mısır kraliçesi hitit kraliçesine sağlığını sıhhatini soruyor kızkardeşimin iyi olmasını temenni ederim vb. gibi yorumlarda bulunuyor. yine başka bi mektupta hattuşili ramses ten çocuğu olmayan kızkardeşi için ilaç istiyor, ramses de cevaben hattuşilinin kızkardeşinin bildiği kadarıyla 50 yaşında olduğunu,o yaştaki bir kadının çocuk yapmasını sağlayacak ilaç olmayacağını filan söylüyor.

    yani uzun yıllar birbirini yoketmeye uğraşan bu iki ülke ve kralları barış ortamını çok da güzel muhafaza edebildiği gibi, daha da ileri gidip birbirlerinin insan yönlerini görmeye başlıyor ki bu da mesela çok zorunlu olmadıkları ve hatta bu tür barış sonrası metinlerde bile hemen hemen hiç rastlanmayan birşey..

    son olarak, bu antlaşmanın bir kopyasının da birleşmiş milletlerin new york binasında sergilendiğini belirtmek istiyorum..

  • bütün oryantalizmimizi yüzümüze vuran fotoğraflardır. azıcık da istanbul'u ve gece hayatını çekeymiş de dengeleseymişiz. fotoğraflar şekilli şukullu olsun derken(ki hepsi mükemmel gerçekten), ürdün'ün geri kalmış köyleri gibi çıkmış memleketimin her yanı.

    o sürücü belgesini niye çektin mübarek? memlekette eski ne varsa ifşa etmiş iyi mi.*

    yıllar sonra gelen edit: başlık başa kalmış. linki ben vereyim bari.

  • tamamen hurdacı, tamirci, motorcu çöplüğüne dönmüş bulunan discovery'nin through the wormhole ve bear grylls programları dışında national geographic karşısında fena ezildiği karşılaştırma. elbette korkusuz balıkçılar, akvaryum dünyası, cesar millan gibi gerzek programlar nat geo'da da var ama başta astronomi olmak üzere bilim ve vahşi yaşam belgeselleri discovery grubundakilerden çok daha kaliteli ve sürekli yenileri geliyor. discovery science sürekli eski belgeselleri yayınlıyor hatta.

    not: bu entry'yi yazarken fark ettim ki, ben reality show'lardan tiksiniyorum ve discovery fena halde reality show bataklığına gömüldüğü için kendisinden soğumuşum.

  • ilahiyat- gül suyu
    eczacılık- ecza (ilaç)
    tıp- kadavra
    hukuk- eski kağıt
    güzel sanatlar- alçı&boya
    besyo- ter
    mimarlık- yapıştırıcı
    iktisat&işletme- çay&kahve
    reklam&halkla ilişkiler- parfüm

  • cebine koysalardı uyuşturucuyu daha uygun olurdu, böyle bir sakil bir anlamsız olmuş.
    artık adam nasıl bir yükselişteyse, tabağına domuz pastırması, cebine eroin, adım adım karalamalar kumpaslar.

  • dün gerçekleştirdiğim harikulade eylem. marketten alacağımı aldım, kasaya geldim. kasiyer "x liri ifindim" dedi, anlamamış gibi tekrar sordum. yine "x liri ifindim" dedi. göğsüm dik bir şekilde, tok bi sesle "bunun bedeli 15 temmuz'da ödendi" diyerek poşetleri aldım çıktım. arkamdan "ama nasıl olur" diye seslendi. ben de "ne feto'cu musun yoksa? " diye bağırdıktan sonra öfkeli bir kalabalık kendisine doğru koşmaya başlamıştı bile. ben de aynı mağrur ifade ile osmanlı tuğralı doblo'ma binip yoluma koyuldum.

    bu millete bir daha darbe yapamayacaksınız alçaklar!

  • tozludur. kedili ya da köpeklidir. hafiften eskimiş (umarsızca eprimiş) mobilyalar dikkat çeker. kapının hemen yanında bisiklet bulunma ihtimali yüksektir. mevsim itibariyle unisex sandaletler de hemen kapı önündedir, eskitme deri ve matlaşmış tokalıdır bunlar muhtemelen. eve sinmiş puro kokusu olmazsa olmazdır. organik ürün ambalajlarıyla dolu çöpler geri dönüşüme gidecekler ve gitmeyecekler olarak ikiye ayrılmış olabilir. sık sık hali hatrı sorulan ve çoluk çombalak ahbap olunmuş olunan kapıcı hikmet abi bunları nasıl ve nereye atacağını zaten bilir. duvarlarda en az bir eski türk sanat müziği sanatçısının portresi bulunabilir, plaklar, pikap, tütsü, minder, kütüphane, çeşitli ülkelerden getirilmiş ıvır zıvır, çeşitli ülkelerde (bilhassa küba) çekişmiş pek çok fotoğraf, deniz kabuğu, sabun.. daha sayıyım mı. hah bi de tuvalette kütüphanemsi bir kitap yığını olma ihtimali yüksektir. uykusuz, penguen, post ekspres, ya da yeni harman gibi dergilerden oluşan bir topluluk da olabilir klozet yakınlarında. balkon varsa en az bir kaç çeşit çiçek ya da maydonoz, nane gibi gıdalardan bir kaçının ekilmiş olması muhtemeldir. daha gizemli balkonlarda hint kenevirine de rastlanabilir.