hesabın var mı? giriş yap

  • jordan lebron gibi bir kariyer yaşasaydı...
    alternatif last dance:
    çaylak sezonundan itibaren hep göz önündedir. sezon mvp'si, defalarca allstar ve sayı kralı olmuştur. fakat detroit pistons engelini bir türlü aşamayıp şampiyon olamamasından dolayı kendisine gelen "asla bi bird ve magic değil" eleştirilerine dayanamayan jordan buna kesin olarak son vermeye karar vermiştir. ve bunun için aynı drafttan yıldızlar olan john stockton ve charles barkley ile aynı takıma geçer fakat finalde dominique wilkins resmen bunları tek başına yener ve finali kaybederler. jordan seride 17 sayı ortalama ile kendi takımındaki ancak en skorer 3. oyuncu olabilmiştir. sonraki sene bilenir jordan ve sonunda şampiyonluklar gelir. jordan artık king j dir. loser etiketini hemen söküp atmıştır. bird ve magic'in yapamadığı bişey vardır o da threepeat. jordan'ın gözü bu kadro ile ondadır bu sefer. ama king j' in bir alışkanlığı yine tekrar eder finalde kaybetmek... maalesef bu hayali gerçekleşmez. bundan sonra şampiyonluk yaşamış jordan için yeni bir heyecan zamanıdır. chicago ya geri dönücem der ve zaten allen iverson gibi bi yıldızı olan takıma başka bir genç yıldız kevin garnett' i de aldırır. ilk sene yine finalde yine kaybeder. ve bir önceki sene gibi rakip takımda onu tutan oyuncu finallerin mvp si olmuştur. sonraki sene nba'in galibiyet rekortmeni ve kimilerine göre tarihin en iyi takımı olan reggie miller'li, chris mullen'li, scottie pipen’lı gsw'a karşı seriyi 3-1 den çevirerek (nba tarihinde tek) şampiyon ve üçüncü kez finallerin mvp si olur. bunu yapması yetmiştir. o artık goat dır. sonraki sezonlar finale çıkmaya devam eder fakat gsw hakeem’i kadrosuna katmıştır. kaybederler. çünkü takım arkadaşları tü kakadir. hakeem o dönemin en iyilerinden olduğu için değildir. buradan ümidini kesen jordan yeni bir meydan okuma denemeye karar vermiştir. artık herkesin hayali olan lakers'a gidecektir. ve "anca zaten ezik takımların olduğu doğu konferansında final oynarsın" diyenlere bir mesaj verecektir king j. lakers geleceğin takımı adı altında bazı potansiyelli oyuncular katmıştır draftlardan ama jordan bunlardan ve mevcut kadrodan memnun değildir o genç tim duncan'i istemektedir yanına. ilk sene muradına eremez. her zaman doğudan nba finali yapan jordan bu sefer play-off bile yapamamistir:( ( bunun nedeni tam bir lider gibi davranip bütün takımı takaslamak istemesi ve "eziklerin!" motivasyonunu kaybetmesi değildir tabii ki, kendisinin sakatlık yaşamasıdır. zaten sakatlık basketbolda yoktur normalde) ama sonraki sene muradına ermiştir, gelmiştir canavarı. ama bu yetmezdi tabii ki. king j'in büyük oyuncu olma kuralında vardır her zaman takımda en az 2 yıldız takım arkadaşı olması. bu yüzden yanına ligin yeni ikonu kobe bryant'ı da ister last dance için. ama maalesef kobe olmaz mambalik yapar. her şeye rağmen şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerleyecek lakers'ın önüne salgın hastalık engeli çıkar. ve dansa şimdilik ara verilir.ama jordan'nın goat olduğu gerçeği tartışılmazdır hala?...

    edit not: nba’i en az 90 lı yıllardan beri takip edenler veya o döneme de hakim olanlar içindir.

  • bir sene evvel kaybettiği babasının pijamasına sarılmadan yatamayan 10 yasında bir kız cocuğu...

    bir anne ve iki kızı ile kalıyorum bir süredir.
    kızlardan birisi 10 yasında, digeri 6 yasında.
    kadın eşini gecen sene kanserden kaybetmiş.
    koskoca istanbul'da iki cocukla bir basına kalmış.
    ailesi "memlekete don" demiş. donmemiş.
    "esimin hatırasını bırakamam, ben burada buyuturum cocuklarımı" demiş ve kalmış istanbul'da.
    ne is olsa yapıyor.
    hafta sonları temizliğe gidiyor.
    hafta ici bir işyerinin yemeklerini yapıyor.
    iki haftada bir cocuklarının okulunun camlarını siliyor.
    "asla gocunmam, her isi yaparım, istanbul'da is çok, yeter ki gocunma" diyor bana...
    zaman zaman sikayetlendigim isim geliyor aklıma...

    39 yasında. nasıl güzel, nasıl zayıf ve narin...
    ama sacları bembeyaz.
    bir senede bu hale gelmiş, eşini kaybettikten sonra.
    ama her seye ragmn öyle sıkı tutunmuş ki hayata, öyle sarılmış ki yavrularına, inanın su an itibarıyla canınızı sıktığınız ufacık seylerden utanırsınız.

    iste bu kadının 10 yaşındaki yavrusu da, her seyin farkında koskocaman bir insanmiscasina, yatağına sokulur sokulmaz babasının pijamasına sariliveriyor...

    10 yasında, kendi minicik ama kalbi ve aklı koskocaman bir kiz cocuğu.

    "öğretmen olmak istiyorum abla" dedi bana bu aksam.
    sadece kocaman sımsıkı sarilabildim ona.

    10 yasında... ve bana hayat dersi verdiler bugün, "hükumet gibi kadın" denilesi annecigiyle.

  • reklam tekliflerini reddeden, tuncel kurtiz'in ölümüne bir köşede ağlayan sanatçı.
    değerini pek bilemediğimiz, en sahicisinden.

  • anneyi üzen davranışlar normalden farklıdır.

    okulu altı seneye uzatırsınız, kiraya da zam gelir. ama anne bir koli yiyecekle size ev ziyaretine gelir. gülerek evi temizler, alışverişinizi yapar. -olsun- der, -sen mutlu ol da- der.
    sonra yaptığı karnıbaharı yemezsiniz anne çok üzülür. bir çatalla biraz ucundan tırtarsanız gene sevinir. bu sevinç bazen mezuniyetinizdeki ile aynı bile olabilir.

    anne en çok olmayan şeylere üzülür, olanlara değil;

    çalmayan telefonuna, olmayan evlilik hazırlığına, giyilmeyen terliğe, çözülmeyen buzluğa...

    olan şeyleri hep atlatır anneler;
    ayrılığa alışır, emeklilik hayallerini uzayan okul yüzünden ertelemeye, başta zırtapoz dediği sevgililere.

    ayrılık rutine biner. ilk gidiş gözyaşları iledir, sonrakiler otobüse yollanan öpücükle. daha çalışıp kazanması gerekirse önce gider üzülerek kaydını sildirir ahşap boyama kursundan, sonra sevinir daha gencim çalışırım diye. tasvip etmediği sevgiliye bir hafta sonra kaşkollar örmüştür rengarenk.

    anneler olmayana üzülür, ya da olmamış gibi yapılana.
    hiç kucağında ağlanmamış, hiç saçları yana ayrılmış çocuk bayramda elini öpmemiş, onun cocuğundan iyi matematik bildiği günler hiç olmamış, bu yaşlı adamcağız ona aşık bir filinta asla değilmiş gibi davranılırsa üzülür.

    anneyi üzmek, kemalettin tuğcu romanı yazmak kadar zordur, mutlu etmek ise numarasını ezbere bilmek kadar kolay.

  • -hamdi!
    -efendim abi?
    -olm kan nerden gelecekti lan? bi yanlışlık olmasın?
    -çükünden abi. noldu ki?
    -sıçmış olabilirim hamdi, uzak dur.

  • "apartmanda sensörlü lambayı yakıcaz diye bize afrikanın yerel dansını yaptıran teknolojinin amk."